MARMARA Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı ile Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı'nın 3 Kasım 2003 akşamı Swissotel'de ortaklaşa verdikleri iftar yemeğine yurtiçinden ve dışından çok sayıda ruhani lider ve bilim adamı katıldı.
Yaklaşık 5 saati aşan toplantıda hemen her konuşmacı diyalog, barış, terör gibi konular üzerinde durdu ve gerçekten çok hayati ve anlamlı mesajlar verildi.
Esasen global dünyada tüm topluluklar arasında istesen de istemesen de bilgi alışverişi, sosyal ve kültürel etkileşim, yani bir diyalog başlamıştır.
Semavi din mensuplarının da böyle bir asırda kendilerini toplumdan, dünyadan ve gelişmelerden soyutlamaları doğru bir davranış olamaz.
* * *
Yaşadığımız çağda insanlık ailesinin fertleri iktisadi, siyasi, askeri ve daha birçok alanda birbirlerini daha yakından tanıyor ve sıkı ilişkiler kurarak toplumun menfaatine olan çalışmalar yapıyorlar. Din de toplumları en fazla etkileyen bir kurum olarak varlığını devam ettirmektedir.
Dinlerin amacı ise mensubu olan insanların dünya ve ahiret saadetlerini temin etmektir. Eğer din adamları, yapacakları diyalog ve aralarında geliştirecekleri ilişkilerle dünya barışına katkı sağlayabilir, savaşlara mani olabilir, dünya kaynaklarının eşit olarak paylaşımını temin edebilir, materyalizm, pozitivizm vb. akımlara karşı mücadele edebilirler veya bu yöndeki çalışmalara katkıda bulunabilirlerse dinin amacına uygun bir iş yapmış olurlar.
Her üç dinin mensupları birbirlerine ortak tarih ve kaynak şuuru içinde bakacak olurlarsa, gelecekte barış ve akrabalık duyguları içinde birlikte nasıl yaşayabileceklerinin yolunu kolaylıkla bulabileceklerdir. Her üç din mensupları arasında tarihte görülen olumsuzlukların birbirlerini tanımadan kaynaklandığı açıktır. Kardeşlerin birbirlerini iyi tanıma konusunda günümüzde müspet gelişmeler yaşanmaktadır. Ülkemizin Avrupa Birliği'ne girişi ile birlikte bu tanıma süreci daha da kolaylaşacaktır.
* * *
Kardeş dinlerin aralarındaki ayrılıkları, farklılıkları anlayış ve hoşgörü ile karşılamak gerekir. Kardeşleri teke indirgeme arzusu, tarihin bütün dönemlerinde problemlere vesile olmuştur. Halbuki Kur'an-ı Kerim ilahi iradenin bu istikamette olmadığını bize haber vermektedir. ‘‘Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah isteseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi sınamak istedi. Öyleyse hayır işlerine koşun, hepinizin dönüşü Allah'adır’’ (Maide, 48).
Cenab-ı Hakk, Hucurat suresinin 13. ayetinde de, ‘‘Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, birbirlerinizi tanıyasınız diye sizi kabilelere ayırdık’’ buyurmaktadır. Burada birlikte yaşamanın ipuçları açıkça ortaya konulmaktadır. Farklılıklar muhafaza edilecek ve asla ihtilaf ve kavganın sebebi görülmeyecektir.
Bu muhteşem toplantıyı tertip edenlerden Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Başkanı Sayın Akkan Suver Bey başta olmak üzere tüm emeği geçenleri tebrik ediyor ve bu toplantının dünya barışına katkı sağlaması niyazında bulunuyorum.