Paylaş
Siyaset, futbol, sinema, basın, kadın-erkek ilişkileri, vb…
Bütün bu konuları insan isimleri olmadan konuştuğunuzda, herhalde laf bir noktada tükenir.
- Siyaseti severim ama siyasetçileri sevmem…
- Futbolu severim ama futbolculardan nefret ederim…
- Şu yıldızlar olmasa, sinemayı çok sevebilirdim…
- Gazeteciler olmasa, basın ne kadar düzgünleşirdi…
Bir kadına veya bir erkeğe aşık olmadan sadece aşka aşık olunabilir mi mesela?
Hayatta ve aktif siyasette oldukları zaman bazılarımızın beğenip oy verdiğimiz, bazılarımızın da Türkiye’nin bütün çözümsüz sorunlarının kaynağı olarak gördüğümüz siyasetçilerin ölümlerinde, hepimiz onların demokrasinin icracıları olduklarını anlıyoruz.
Buna son örnek, Erdal İnönü’dür.
Aydın ve güler yüzlü kişiliği, görgüsü ve bilgisi ile, hepimizi derinden etkilediği ölümü ile bir anda anlaşılıverdi. Erdal İnönü’ye hiç oy vermemiş ve onun izlediği politikaları yanlış bulmuş insanlar da, derin teessüre kapıldılar.
Erdal İnönü ve anılar
Bizim evimizde konuk olduğu bir akşam yemeğinden kalan bir anımı aktarayım.
Konuklara geçen yıllarda CINE5 kanalında Deniz Akkaya ile birlikte sunduğumuz “Başka Yerde Yok” programını anlatıyordum. NTV’nin “Yorum Farkı” programındaki arkadaşım Prof. Emre Kongar’dan önce Deniz Akkaya ile birlikte çalışmış olmam üzerine nükteler yapıyorlardı konuklar.
Ben de onlara Deniz Akkaya’nın nasıl disiplinli, nasıl çalışkan bir insan olduğunu anlatırken, Erdal İnönü geldi yanımıza. Hem “Deniz” adını, hem de “çalışkan”, disiplinli” gibi nitelikleri duyunca, “Deniz Baykal’dan mı söz ediyorsunuz?” dedi gülerek.
O akşam “Basında benim hakkımda çıkan haberler dışındaki bütün haberlerin doğru olduğuna inanırım” dediğini de, herhalde hatırlatmalıyım.
Gerçek bir “rint” (gönül eri, kalender) olan Erdal İnönü’yü, Yahya Kemal’in “Rindlerin Ölümü” ile anmak istiyorum:
“Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter”
Demirel 83 yaşında
Erdal İnönü’nün kaybından keder duyduğumuz dün, Süleyman Demirel’in de 83’üncü doğum günüydü. Demokrasimizin yıldızlarından bir “Çankaya çocuğu” hayata veda ederken, bir “İslamköy çocuğu” da yeni bir yaşa ayak basıyordu.
Siyasi kader onları bir araya getirdi. Önce koalisyon ortağı oldular. Erdal İnönü “Evet” dediği için de Demirel Çankaya’ya kolayca çıktı.
Demirel de siyaseti ve demokrasiyi topluma benimsetmiş baş aktörlerden biri.
Demirel’in siyasetini eleştirdiğim için üç kez işimden oldum gazetecilik hayatımda. Günaydın’da 1976’da yazılarım, Star’da 1991’de yorumlarım kesildi. 28 Şubat (1997) döneminde de hem gazete yazarlığım, hem televizyon yorumculuğum engellendi.
Ama biliyorum ki, Süleyman Demirel’siz bir Türk demokratik siyasetini anlamak da, yorumlamak da mümkün değildir. Doğrusu ve yanlışı ile sosyo-politik yaşamımıza damgasını vuran isimlerden biridir Demirel.
Gidiyorum gündüz gece
Dün sabah Demirel’i aradım ve “İyi ki doğdunuz” dedim ona.
İnsanların önemini onlar yaşarken kabul edip onlara bunu söylemek, bizim coğrafyamızda pek alışılmış bir durum değil. Turgut Özal öldüğü zaman, “Ben onun arkasından iyi şeyler yazmaya gerek görmüyorum. Bunları o yaşarken zaten yazdım” demiştimköşemde.
Süleyman Demirel’e de 83’üncü doğum gününde Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım”ından bir kıta göndermek istiyorum:
“Uykuda dahi yürüyom
Kalkmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece”
Sınırda savaş değil kriz var…
Türkiye-ABD- Irak üçgeni içinde süren kriz, Türkiye’nin PKK terörüne karşı mücadelesineverilen desteğin somut adımlara dayanması ile, bir çözüm yoluna girmişe benziyor.
Bu arada Irak topraklarından komşu ülkelere sızan terörün tek hedefinin Türkiye olmadığını, Bağdat kabulleniyor. Irak Dışişleri Bakanı Zebari, önceki günkü Tahran ziyaretinde, PKK’ya karşı olduğu gibiİran’a Kuzey Irak’ta üslenip saldıran PEJAK örgütüne karşı da önlemler alınacağı teminatını, İran Dışişleri Bakanı Muttaki’ye verdi.
ABD ise, hem Türkiye’nin PKK’ya karşı operasyonlarını desteklediğini açıkladı, hem de istihbarat alanında destek verdiğini vurguladı.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de önceki günkü açıklamalarında alınan önlemlerin haberini verirken, “Hedef Kuzey Irak değil PKK’dır” diyerek, bir topyekun savaşın eşiğinde olunmadığını dikkatle vurguladı.
Özetle “kriz” savaşa dayanmaması için çaba gösterilen bir tablo içinde devam ediyor.
Paylaş