Paylaş
Bölgedeki bir savaşa hazır olalım
Bugün dikkatlerinizi Orta Doğu'daki tehlikeli gidişe çekmeyi ve "Alarm çanlarını çalmayı" planlıyorum.
O kadar iç kavga yaşıyor, o kadar iç politikanın kısır koridorlarında zaman harcıyoruz ki etrafımızı bir türlü göremiyoruz. Oysa, durum çok ciddi.
Bizden başka herkes korku içinde.
Bizler ise oralı değiliz. Oysa tam tersine, çok kaygılanmak ve hazırlanmak zorundayız.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hazırlanması gerekiyor.
Ekonominin hazırlanması gerekiyor.
Öyle bir cadı kazanının içindeyiz ki kurtulabilmek kolay olmayacak. Önümüzdeki 10-15 yılda bir veya birkaç savaş ya da büyük krizler yaşayacağız. Böylesine bir cadı kazanında kendimizi koruyabilmenin planlarını yapmaktan başka çaremiz yok.
Türkiye, bölgenin “Oyun kurucu ülkesi” değil. Buna karşılık, bölgenin “Etkili” ve “Sözü dinlenen ülkesi” konumunda. Bu konumunu güçlendirebilmenin en önemli ayağı da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni güçlendirmektir. TSK'nın neden ve nasıl güçlendirilmesi gerektiğini bir başka yazıda ele alacağım. Ancak şu kadarını bilelim ki ordumuzun modernizasyonu meselesi giderek acilleşiyor.
Neden sizlerin dikkatinizi çekmek istediğimi daha iyi anlatabilmek için, ilişikteki yazıyı hazırladım. Bakalım, okuduktan sonra bana hak verecek misiniz?
İYİ Kİ TÜRKİYE'DE YAŞIYORUZ...
Lütfen bu başlığı gördüğünüzde hemen farklı sonuçlar çıkartmayın.
Size hem bölgemizdeki savaş olasılıklarını hem de nasıl tehlikeli bir ortamda yaşadığımızı anlatmak istiyorum. Aşağıdaki manzaraya bakınca, bana hak vereceksiniz. AK Parti iktidarına “Muhalif” olmayı veya Erdoğan'ın yönetiminden rahatsızlık duymayı bir kenara bırakın ve etrafımızdaki manzaraya baktıktan sonra, Türkiye'de yaşamayı tercih edip etmeyeceğinize karar verin.
- SURİYE: Yanıbaşımızdaki bu dinamit eninde sonunda patlayacak. Nasıl patlayacağı ve iç savaşın hangi boyutlara ulaşacağı belli değil. Her geçen gün daha fazla kan dökülüyor. Bu ülke, büyük olasılıkla etnik çizgilerde bölünecek ve özellikle bize büyük zarar getirecektir.
- IRAK: Yine yanıbaşımızdaki diğer bir ülke olan Irak büyük olasılıkla bölünecek. Kürt-Şii-Sünniler kendi bölgelerine sahip çıkacaklar. Kuzey Irak bu durumda bağımsızlığını ilan edecek. Bağdat ile Erbil arasında çıkması beklenen savaş da Türkiye'yi olumsuz etkileyecek.
- İRAN: Nükleer konuda hiç bir çözüm bulunamadığı takdirde, önümüzdeki yıllarda savaş çıkması olasılığının en büyük olduğu ülke İran'dır. Bu konuda kimsenin kuşkusu yok. Nükleer programın devamı İsrail'in tek başına veya ABD ile birlikte İran'ı havadan vurmasıyla sonuçlanacak. Böyle bir durumda da bölge birbirine girecek. Arap ülkeleri de çatışmanın içine sürüklenecek. Tam bir kaos yaşanması bekleniyor.
- MISIR: Demokrasiye geçişiyle birlikte kargaşadan kendini kurtaramayan Mısır'ın geleceği herkesi kaygılandırıyor. Ülkedeki laik - dinci çatışması giderek tehlikeli bir boyut alıyor. Hele Devlet Başkanı Mursi'nin, ısrarla sunduğu ve halk tarafından zar zor kabul edilen tartışmalı anayasa tasarısı yılın son döneminde iç çatışmayı daha da fazla arttıracak. Mısır'daki kaos, Filistini de olumsuz yönde etkileyecektir.
- FİLİSTİN: Hem kendi içindeki çatışma (Hamas-Fetih) potansiyeli hem de İsrail'in inanılmaz baskısı nedeniyle, İran veya Suriye'de patlayacak bir savaşın Filistin'i de işin içine çekmesi olasılığı hesaplanıyor. Bu olasılık bölgenin kana bulanması anlamına geliyor.
BUNDAN DAHA TEHLİKELİ BİR BÖLGE VAR MI?
Orta Doğu şu anda dünyanın en tehlikeli bölgesi olarak niteleniyor. Hele topraklarının altındaki milyarlarca varillik petrol ve muazzam doğal gaz rezervleriyle bölge sadece yerel güçlerin değil, süper güçlerin yarış alanı konumunda.
İşte bu cadı kazanında tek “İstikrar adası” durumundaki ülke Türkiye'dir.
En büyük şanssızlığı, patlamaya hazır dinamitlerin yanında yaşaması.
Hem memnun olalım, hem de TSK'yı modernize edelim.
Sonraya bırakırsak, çok geç kalmış olacağız.
Bilmem derdimi anlatabildim mi?
Paylaş