Sel, gelişmemiş ülkelerin sorunu mu?

Bizim İstanbul’da sulara boğulduğumuz günlerde Dünya Bankası, geleneksel ‘Dünya Kalkınma Raporu’nu yayınladı. Rapor, Kalkınma ve Küresel Isınma konularına ayrılmıştı.

Haberin Devamı

Raporda, küresel ısınmanın, bütün dünyayı, özellikle de gelişmekte olan ülkeleri tehdit ettiği, rakamlar ve örneklerle ortaya konuluyor. Birkaç derecelik ısınmanın, özellikle Afrika ve Güney Asya’da GSMH’lara ne kadar büyük darbe vurduğu anlatılıyor.

Ancak, esas benim ilgimi, iklim değişikliği ve insanoğlunun yıkımından kaynaklanan ‘sel’ felaketlerine ilişkin değerlendirmeler çekti.
Raporu okurken, Habertürk gazetesinde Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan Demirdizen’in söyleşisini dikkatimi çekti. ‘İçinden nehir geçen Paris’te 99 yıldır sel olmuyor’ diyor ve gelişmiş ülkelerin bu sorunu aştığının altını çiziyor.

Dünya Bankası’nın raporunda ise ‘Çöllerle dolu Afrika’da bile sel sayısı artıyor’ sözünün altı çiziliyor. Zaten rapora ve Swiss Re gibi kurumların verilerine bakıldığında, meydana gelen sel olaylarının önemli bölümünün Asya, Güney Amerika, Afrika ve Doğu Avrupa’da gerçekleştiği dikkati çekiyor.

Haberin Devamı

Afrika’yı bile sel basıyor

Dünya Bankası’na göre, hava koşullarından kaynaklanan felaketlerde, ölüm olayları son yıllarda azalıyor. Ancak, fırtına, sel ve kuraklık olayları hızla artıyor.

Bu tip hava koşullarından kaynaklanan zarar, gelişmiş ülkelerde 1980’lerde yıllık 20 milyar dolar düzeyindeydi, 2000’lerde 70 milyar dolara ulaştı. Gelişmekte olanlar ile düşük gelirlilerde ise 10 milyar dolardan 15 milyar dolara yükseldi.

/images/100/0x0/55eb626ef018fbb8f8bda96c

Dünya Bankası’nın raporundaki bir başka bulgu, İstanbul’un yaşadığı sıkıntıya da dikkat çekiyor. Çünkü, sellerden en çok etkilenenlerin ortanın altı gelir grubuna sahip ülkelerde yaşadığı, bu ülkelerin de hızlı şehirleşenler olduğu vurgulanıyor. Yani düzensiz şehirleşmeden kaynaklandığı vurgulanıyor.

Zaten Swiss Re’nin verilerine bakınca bu açıkça görülüyor. Büyük kasırga ve fırtına dışında, yağmur kaynaklı sel baskınları yoksul ülkelerin sorunu olarak öne çıkıyor. Türkiye, bu kapsamı hak edecek bir ülke değil.

Haberin Devamı

En AKP’li işadamları bile bu duruma isyan ediyor!

Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar ‘Anadolu Kaplanları’ diye bilinen işadamları, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar ‘AKP’ye tutku’ ile bağlı idiler.

Seçim sürecinde yaşanan gerginlik, bazı işadamları tarafından açık olarak dile getirilmese bile, ‘düşük sesle’ eleştirildi. Başbakan’ın ‘AKP’li Cumhurbaşkanı’ ısrarı çok anlamlı bulunmadı.

Ekonomik kriz sırasında ise sesi çıkanların sayısı arttı. Ekonomi hızla küçülür, çok sayıda şirket batma noktasına gelirken, önlemlerin geç kalması eleştirildi.

Burada dönem noktasını ise Boydak Holding’in patronlarından Mustafa Boydak’ın, Vatan gazetesine verdiği söyleşi oluşturdu. Boydak, açıkça, ‘İş dünyası uyardı ama hükümet krizi algılayamadı” demiş, bu hükümet tarafından büyük tepki uyandırmıştı.

Haberin Devamı

Bu kadarı da çok fazla!

AKP’ye ‘toz kondurmayan’ işadamları, Doğan Grubu’na kesilen cezalara açıkça isyan ediyorlar. Anadolu’da sözü geçen, AKP’ye de yakın olan bu işadamlarına göre, büyük bir gruba, ‘Haksızlık yapılıyor.’

Önemli bir işadamından şu sözleri duydum: ‘Tek başına, güçlü şekilde iktidara gelen bir partiye bu yakışmıyor. Açıkçası bir basın grubunun batırılması hedefleniyor.’

Belki diyeceksiniz ki, ‘Siz de bu gruptan olduğunuz için öyle konuşuyorlardır.’ Doğru, ben de bu gruptanım… Ama 2002 sonrasında bu işadamlarından AKP için hiçbir şekilde eleştiri duymadım.

Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimi devam ederken, bu gruptaki işadamlarının  olduğu bir etkinlikte idim. Anadolu kökenli bir işadamının, ‘Babam seçilmiş gibi sevindim’ sözlerine tanık oldum.

Haberin Devamı

Şimdi o işadamı, ‘Doğan Grubu gazetelerini almayın’ kampanyasındakinden 5 kat daha fazla AKP’yi eleştiriyor. Ama henüz kimse de eleştirirken adının öne çıkmasını istemiyor.

Yazarın Tüm Yazıları