PaylaÅŸ
Komplo teorileri üretmeyi seven bir bölüm tüketici ve uzmana göre, şirketler, fiyatları çok fazla indirmeden bu havadan kar elde etmenin peşine düşeceklerdi. Otomobilde ortaya çıkan, ‘istediğimiz arabayı bulamıyoruz’ sorunu da bu düşünceyi desteklemişti.
Ancak, otomobilden beyaz eşyaya, çok sayıda şirketlerin tahminlerinin üzerinde satış gerçekleştirmesi, böyle düşünenleri haksız çıkardı. Şirketler, önemli ölçüde indirimi fiyatlara yansıttılar.
Mayıs ve haziran aylarına dikkat!
Merkez Bankası’nın uzmanlarından Ercan Türkan’ın yaptığı bir araştırma, geç de olsa bu gerçeği ortaya koyuyor. Türkan, ‘Şirketler, vergi indirimlerini tüketiciye ne ölçüde yansıttılar?’ sorusunun yanıtını verdiği araştırmasında, ilginç sonuçlara da ulaşıyor. Araştırmanın mesajlarını şöyle özetlemek mümkün:
1. Vergi indirimleri, mart ve nisan aylarında büyük ölçüde tüketicilere yansıtıldı.
2. Yansıma her sektörde aynı olmadı. Otomobil, beyaz eşya, mobilya ve bilişimde birebir, hatta üzerinde fiyatlara yansıdı.
3. Televizyonun içinde bulunduğu görsel işitsel mal grubunda ise fiyat düşüşleri sınırlı kaldı.
4. Şirketler, nisan ayında, vergi indirimini yansıtmayı, marta göre daha çekingen yaptılar.Â
5. Otomobil ve ev aletlerindeki indirim, nisanda, mart ayına göre daha düşük kaldı.
6. En önemlisi mesaj ise fiyatın geleceğiyle ilgili… Buna göre, stokların erimesi ile birlikte mayıs ve haziran aylarında şirketlerin fiyatlarını yukarıya çekmesi mümkün görünüyor. Evlenecek, ev kuracak ya da alım yapacakların dikkatine…
BOYDAK’I BU SEFER İYİMSER BULDUM
Mustafa Boydak, Kayserili’dir, Kayseri Sanayi Odası’nın başkanıdır, Boydak Holding’in başkan vekilidir. Ancak, onu farklı kılan özelliği, Anadolu’yu iyi tanıması, gelişmeleri yakından izlemesi ve piyasanın nabzını yakından tutmasıdır.
Kayserili iş dünyası Cumhurbaşkanı’na, AKP’ye yakınlığı ile bilinir. Belki onlar da siyasi olarak hükümetten yana oy kullanmışlardır. Ancak, her zaman görüşlerini açıkça belirtmiş, gerektiğinde eleştirilerini yapmışlardı.
Mustafa Boydak ile bundan önceki görüşmem, krizin derinleştiği dönemde olmuştu. Önce Kayseri Sanayi Odası’nda meclis toplantısında dinlemiş hem de sohbet sırasında görüşlerini almıştım. IMF anlaşması, krize tepkide geç kalma gibi konulara dikkat çekmişti. Biraz da endişeli görmüştüm. Krizin ciddi sonuçlar doğuracağına inanıyordu. Yaklaşık 5 ay öncesiydi ve oldukça karamsar görmüştüm.
Kayseri iyimsere mi dönüyor?
Aradan zaman geçti. Geçtiğimiz hafta tekrar konuşma fırsatım oldu. Dünyadaki genel olumlu hava ve Türkiye’deki vergi indirimlerinin etkisi, karamsarlığı dağıtmış. Daha moralli ve iyimser buldum.
Onun bu görüşleri sadece Boydak Holding’i ya da Kayseri’yi kapsamıyor. Aynı zamanda Anadolu’daki sanayiciler için de önemli mesajlar içeriyor diye düşünüyorum. O nedenle Boydak’ın dikkatimi çeken saptamalarını paylaşmak istiyorum:
-Piyasada bir canlılık, ciddi bir hareket var. Bunun sinyallerini, sadece kendi işimizden değil, diğer göstergelerden de alıyoruz.
-Kayseri’de işler düzelme yoluna girdi. Sosyal Güvenlik İl Müdürü’nün verdiği bilgiler var. Nisan ayında sigortalı kişi sayısı 4 bin 500 kadar artmış. Bu, bizim için çok önemli bir göstergedir. Üretim olmazsa, işçi alımı yapılmaz.
Büyümeye devam ediyoruz
-Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektrik tüketimi de bunu gösteriyor. Nisan ayında, mart ayına göre tüketim yüzde 2.5 oranında arttı.
-2008 yılı sonunda grupta çalışan sayısı 430 kişi azaldı. Bunlar, emekliliği geldiği halde çalışmaya devam edenlerdi. Onları emekli ettik. Ancak, canlanma ile birlikte son birkaç ayda 300 yeni çalışan aldık. Çalışan sayımızı yine eski düzeyine çıkardık.
2008 yılını 3.3 milyar TL ciro ile kapattık. Bu yüzde 12 büyüme anlamına geliyor. -2009 yılında ise bu oranı yüzde 13 olarak belirledik. Ciromuz 3.8 milyar TL’ye ulaşacak. İnanıyorum ki, yıl sonunda bu hedefi aşmış olacağız.
TÜNELİN UCU GÖRÜNÜYOR GALİBA
Daha önce de yazmıştım. Yaşanan ‘yüzyılın krizlerinden biriyse’, o zaman dip görülse bile, çıkış zaman alacaktır. Hemen heyecana kapılmaya gerek yok.
Bu kötü haber idi. Bir de iyi haber var. Ortalık toz duman iken bu kuruluşun öngörülerine yer vermiş, tünelin ucunun 2010’da görülebileceğini aktarmıştım.
Sözünü ettiğim kurum New York Fed’den (Amerikan Merkez Bankası’nın bölge merkez bankalarından biri) başkası değil. ‘Durgunluk olasılığı’ olarak özetlenebilecek araştırmaları, 3 ay önce olduğu gibi yine gelecek için umut veriyor.
FED’in iki şubesinden iyi haber
New York FED’in araştırmasına göre durgunluk olasılığı 2008 yılının şubat ayında yüzde 39’a ulaşmıştı, Mart ayında ise yüzde 41’i geçmişti. Bu, önümüzdeki dönemde durgunluğa girme olasılığını ortaya koyan bir oran… Zaten araştırma haklı çıktı ve ABD durgunluğa girdi.
Şimdi ise araştırmanın olasılıklarından, durgunluktan çıkma konusunda mesaj geliyor. Buna göre, Mart ayında yüzde 41’i gören oran durgunluğa girildikten sonra düşüşe başladı. Martta yüzde 1, nisanda yüzde 2 oldu. Bunu şöyle okumak gerekiyor: Önümüzdeki 12 ayda durgunluk olasılığı yüzde 1 düzeyine indi. FED’e göre bu oran önümüzdeki 1 yılda yüzde 1 ile sıfır arasında değişecek. Yani olasılık ortadan kalkmış olacak.
Bir başka araştırma ise FED’in The Philadelphia şubesinden… Onların ekonomistler arasında yaptığı anket, ABD’de büyümenin 3. çeyrekte yüzde 0.40, 4. çeyrekte ise yüzde 1.7 oranında pozitife döneceğini gösteriyor.
Haberler olumlu görünüyor. Ancak, ben yine de her zaman temkinli olmakta, havaya girmemekte yarar görüyorum.
PaylaÅŸ