Döviz kredisi vurgunları ne yapsın?

Hafta başında İsviçre Frangı, Japon Yeni gibi para birimleri başta olmak üzere dövizle konut alanların yaşadıkları sorunu yazmıştım. Yazıdan sonra çok sayıda mesaj geldi. İşin doğrusu okuyunca insanın içi burkuluyor.

Haberin Devamı

Belki de uzun yıllar konut almak için beklemiş, düşen faizleri fırsat bilip dişinden tırnağından artırdığıyla ev alanlar, şimdi kelimenin tam anlamıyla ‘perişan’ durumdalar…

Taksitlerini ödedikçe, geride kalan borçları artıyor. Siz gidiyorsunuz, yol da uzuyor… Son yaşanan büyük dalga ile umutları iyice kararmış.

Ödedikçe bitmeyen kredi

Adını vermeyeyim bir okur şöyle yazıyor:

‘Ağustos 2008’de maaşım TL kredisini ödemeye yetmediği ve red edildiği için banka tarafından Japon Yeni kredisine yönlendirildim. Yıllarca artmadığını söylediler ve grafiklerle gösterdiler.’

Grafikler ve biraz da ‘red’ edilmenin etkisiyle ayda 1500 TL’ye denk gelen taksitle krediyi almış. Şimdi aylık taksit 3.000 TL düzeyinde. Bu süreçte iki defa işten çıkarılmış, ama yılmamış kredisini aksatmadan ödemiş.

Rakamlara dikkat edin… Bankadan 110 bin TL kredi almış, 3 yılda 80 bin TL ödemiş ama hala 145.000 TL borcu var.

TL kredi alsa faizi biraz yüksek olacak ama sorun yaşamayacaktı. Hatta Euro ve Dolar gibi, vatandaşın yakından izlediği paralarda bile bu kadar sorunla uğraşmayacaktı.

Ancak, şimdi İsviçre Frangı ve Japon Yeni mağdurları çare peşinde… Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve BDDK’ya mektup yazıyor ama çare bulamıyorlar.

Seslerini duyurmak istiyorlar

Hepsi de seslerinin duyulmadığından, yok sayıldıklarından yakınıyorlar. Kredi kartında mağdur olanların elinden tutulduğunu, kendilerinin unutulduğunu söylüyorlar.

Hükümet bu konuda ne yapabilir, bilmiyorum. Ama şu anda 1.7 milyar TL dövizli konut kredisi bakiyesi var. Türkiye’de konut kredisinde ortalama kullanım 80-90 bin TL düzeyinde. Taksitlerin önemli bölümünün ödendiği dikkate alınırsa, en fazla 4-5 bin kişinin bu sorunu yaşadığı söylenebilir. Kişi sayısı az gibi görünüyor. Ama çözüm o kadar basit değil. Döviz kredisinden eli yananlar belki bir araya gelip sorunlarını dile getirebilirler. Ben buradan paylaşmaya devam edeceğim. Bana www.twitter.com/sirketdoktoru adresinden de ulaşabilirsiniz.

Haberin Devamı

Siyah Kuğu döneminden geçiyoruz

Lübnan kökenli risk gurusu Nassim Taleb, 2008 yılının başında ‘Black Swam’ (Siyah Kuğu) adlı bir kitap yayınladı. Sonraki birkaç yıl ‘en çok satanlar’ arasına giren bu harika kitabın, ‘Siyah Kuğu’ adından gelen çok basit bir felsefesi vardı.

Önce kısaca Taleb’in neden Siyah Kuğu adı verdiğini hatırlamakta yarar var: Avustralya’nın keşfinden önce bütün kuğuların beyaz olduğu sanılıyordu. Ancak, sonradan siyah kuğulara da rastlandı. Yazar buradan hareketle, ‘Tek bir gözlem, milyonlarca beyaz kuğunun, binlerce yıldır teyit etmiş olduğu genel bir kanıyı geçersiz kılabilir. Bunun için tek bir siyah kuğunun olması yeterlidir.’

Olmayacak gelişmeler yaşanıyor

İşin özü Siyah Kuğu, çok sayıda birbirine bağlı önemli sonuçlar doğurmakla birlikte ender, hatta belki yüzyılda bir rastlanan beklenmedik olayları simgeliyor. ‘Bilmediklerimiz, bildiklerimizden daha önemlidir’ diyen Nassim Taleb’in bu değerlendirmelerini son ekonomik dalgada bir daha hatırladım. Çünkü, çok sıra dışı bir dönem yaşıyoruz. ‘Olmayacak gelişmeler yaşanıyor, beklenmedik işlemlerin gerçekleşmesine tanık oluyoruz.’
Örneğin, rating şirketi S&P, bono ve tahvilleri ‘en güvenli liman’ olarak değerlendirilen ABD’nin AAA olan notunu AA artı düzeyine indirdi.

Borsaların sıra dışı günleri

Amerikan Dow Endeksi bir hafta içinde iki gün yüzde 5 üstünde değer kaybetti. Bazı bankaların hisseleri günü yüzde 20 civarında değer kaybıyla kapattılar. Dow, tarihinin en büyük 6’ıncı düşüşünü geçen hafta yaşadı.

İMKB’nin son 13 yıldaki günlük büyük düşüşlerini tabloda görüyorsunuz. Pazartesi günü yaşanan yüzde 7.1’lik düşüş, 9’uncu sırada yer alıyor. Bizim borsamız da son düşüşte, en yüksek düzeyi olan 72 binden 49.500’lere kadar geriledi, yani yüzde 45’e yakın değer kaybetti.

Hepsi bu kadar değil. Piyasalar AAA notu olan ülkeleri, bu ülkelerin notlarını kaybetmesini, Fransa gibi sıkıntıya girmesini konuşuyor. Yazar Nassim Taleb’in kitabında belirttiği gibi, ‘beklenmedik’, bir zamanlar kimsenin aklına gelmeyen ‘gelişmeleri’ görüyor, görünce de olağan gibi karşılıyoruz.


 

Yazarın Tüm Yazıları