ON dakikada halledilecek iş için 10 gün sonrasına randevu veririz. Üç günde gerçekleşecek üretim için, üç aylık takvim belirleriz. Bir günde bitecek iş için bir hafta zaman isteriz.
Atasözü, ‘Türk’ün aklı sonradan gelir’ demiş. Yanlış.. Türk’ün aklı hep ‘sonra’dadır.. Başka bir atasözü, ‘Bugünün işini, yarına bırakma’ derken, devlet yıllardır ‘Bugün git, yarın gel’ der.
Son bir aydır çok fazla duyduğum bir şey var: “Bayramdan sonra..” Her nedense psikolojimiz, bayram ilan edilen her on günün öncesindeki on gün ile sonrasındaki on günü birleştirip, kendi kendine bir aylık tatil ilan eder. Dünyanın en çok tatil yapan milletiyiz.. Sabah olur, afyonumuz patlamadı.. Öğlen olur, karnımız doymadı.. Akşam üzerlerinin olmazsa olmazı: ‘Five tea’.. İngilizler’den neyimiz eksik..? Akşam oldu, çok çalıştık, çok yorulduk.. İyi ama ne ürettik..? Üretilen de ortada, üretilmeyen de..
Mesainin sözlük anlamı, ‘çalışmak’ demek.. Belki de ‘mesai saati’ kavramı yerine ‘üretme saati’ demek daha doğru olurdu.. Çünkü çalışıyormuş gibi görünmek her zaman mümkün.. Mal olsun, hizmet olsun, fikir olsun.. Üretiyormuş gibi görünmek mümkün değil.. Ve çevrenize daha dikkatli bakın.. Kent için üreten yerel yönetimlerle, üretiyor gibi görünenleri hemen ayırt edeceksiniz.. Bayramınız da, tatiliniz de şimdiden kutlu olsun..