Paylaş
Geçmişte Ankara’ya misafir olan yabancı bir arkadaşı, Hicri’ye şu soruyu yöneltmiş:
“Ankara kaç yıllık bir şehir..?”
Soruyu duyunca biraz irkildim..
Hicri arkadaşına, tam olarak bilemediği için benim de aklımdan geçen cevabı vermiş..
Binlerce yıllık olmalı..
Ve arkadaşından şu karşılığı almış:
“Ama gördüğüm bütün binalar yeni.. Binlerce yıllık Ankara nerede..?”
* * *
Eve döndükten sonra internette küçük bir araştırma yaptım..
Ankara’nın bilinen tarihi, en az 10 bin yıl öncesine dayanıyor..
Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış..
Bu çağ, Ankara’nın üçüncü başkentliği..
Geçmişte, Galatlar’ın bir boyu olan Tektosaglara ve sonrasında Friglere de başkentlik yapmış..
Bugün ise insanın üzerine gelen, insanı yoran, evrensel şehircilik ilkelerine göre planlanmamış XXL bir anadolu kasabası..
Kızılay’daki SSK binasının Çankaya Belediyesi tarafından satın alınmasından sonra, süregelen tartışmalara bir bakın..
Özellikle Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaların hiç bir kelimesinde evrensel bir yaklaşım göremeyeceksiniz.
* * *
Amacım Ankara’yı kötülemek ya da yerel yönetimleri yermek değil..
Sadece Hicri Bozdağ’ın yabancı arkadaşı gibi, ben de Ankara’nın 10 bin yıllık geçmişinin nerede olduğunu merak ediyorum..
Cumhuriyet tarihi boyunca yönetimlerin gözünü para bürümüş müteahhit refleksleri ile hareket etmek yerine, neden tarihi ve kültürel dokuya öncelik ve özen göstermediklerini sorguluyorum..
10 bin yıllık geçmişi hunharca katledilmiş, bırakın 10 bin yılı 88 yıllık yakın tarihi bile korunamamış bir kent için üzülüyorum..
Bu yazıyı, iş gezisi için geldiğim Eskişehir’den yazıyorum..
Büyükşehir Belediyesi’nin nasıl bir Eskişehir yarattığını görünce, Ankara’ya bir kez daha üzülüyorum..
Gözümün önünde eski Ankara fotoğrafları..
Özlüyorum..
Paylaş