Paylaş
İzmir Devlet Tiyatrosu, Çehov’un ölümsüz eseri ‘Vişne Bahçesi’ni sahneliyor. Devlet Tiyatrosu’nun yapısı gereği turnelere de gider muhtemelen. Gayet hacimli, masraflı bir prodüksiyon yapmışlar. Konak Sahnesi’nde gördüm. Zaten diğer sahneleri kapalı. Bir türlü tadilat bitmiyor ne hikmetse. Oyun, benim için İbrahim Raci Öksüz’ü izlemek dışında büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Vişne Bahçesi, 19. yüzyıl sonunda, Rusya taşrasında geçer. Büyük bahçeleri, bağları olan, topraksız köleleri çalıştırıp zenginleşen ailelerden birinin konağındayız. Büyük toplumsal dönüşümler, devrimler yaşanacaktır. Üretim ilişkileri değişecektir. Toprağa bağlı Rus aristokrat sınıfı çözülmektedir. Aile, servetini yitirmiştir ama burunlarından kıl aldırmazlar, düşük saraylılar gibi yaşamayı sürdürmeye çalışırlar. Aslında tek umut o uçsuz bucaksız vişneliklerin satılmasıdır. Vişne bahçeleri yitip giderken, o varlıklı düzen etrafında şekillenmiş hayatların savruluşuna şahit oluruz. Yeni bir dünya arifesinde elinde kırık hayallerden başka bir şey kalmamış karakterler görürüz. Çehov’un gerçekçi, sağlam ve aynı zamanda şiirsel dünyasına incelikle yaklaşmak lazım. Vladien Alexandrov, oyunun yönetmeni. Hayatımda Çehov’a bu denli hoyrat davranan bir reji görmedim.
Oyuncular, futbolcu gibi sürekli bir sağa bir sola koşturuyor. Bağırıp çağırıyorlar. Kim kimdir, hangi karakter neyi niçin yapar, anlamanın imkânı yok. Keyif almayı bırakın, metni ezbere bilmeyen biri oyunda ne olup bittiğini bile anlayamaz. Zevksiz, özensiz, anlamsız bir iş. Funda Çebi, bir karaktere kot pantolon, diğerine Hakkı Bulut ceketi, öbürüne pavyon ayakkabısı giydirmiş mesela. Arkada animasyon film oynuyor. Evin içine projeksiyonla tren giriyor. Saçmalık diz boyu. Hayır, bahsettiğimiz oyun tiyatro literatürünün klasiklerinden. Nefis bir eser. Çıkıp dümdüz lafları okusan lezzeti kaçmaz. Böyle güzel bir eseri mahvetmek için özel bir çaba gerekir. DT sorunlu bir kurum, ancak ciddi bir tarihi var. Bu oyun o tarihe de saygısızlık, seyirciye de. DT Genel Müdürlüğü’ne atanan Nejat Birecik’in yerinde olsam hemen kaldırırdım ama tabii kimse onun yerinde olmak istemez...
Paylaş