Şovun adresi

Galatasaray’ın yeni yıldızı, Sonny Anderson’dan sonra Lyon tarihinin en pahalı futbolcusu. Kötü huyu mu? İki eli kanda olsa, güneş batınca bir bar veya gece kulübüne uğramadan yatağa girmez.

ÖNCE Süper Lig savunmacılarına bir uyarı... İster dinleyip işi sıkı tutarlar. Ya da kulak ardı edip, acısına katlanırlar...
Bu sezon müthiş bir adamla uğraşacaklar. Tanrı, her birine kolaylık versin!
Adı: Abdulkader Keita. Yaşı 27, boyu 1.84, uyruğu Fildişi Sahilleri. Üç CD’sini izledim doyamadım. Bir tur daha tekrarladım. Gördüklerimi ve unutamadığım pozisyonları sırayla anlatacağım...
Öncelikle çok seri.
Klasik bazı çalımları var. Ama öylesine çabuk atıyor ki, ezberleyen de şaşırıyor.
Çizgiyi iyi kullanıyor. Sanki, bu bölgelerin kılavuzu... Dar alanda istediği her hareketi kolayca yapıyor./images/100/0x0/55eb14fdf018fbb8f8a9daae
Zaman zaman bencil gibi gözükse de asla değil. Gerektiği anda ayağındaki topu gerekli yere çıkartıyor. Arkadaşı pozisyon hatası yapmışsa, başının çaresine bakıyor ve hemen kaleyi hedefliyor.
Zaman zaman beklenmedik yerlerden topa vuruyor. Özgüveni tam.
Süratli ve fuleli. Bu özelliğini kullanarak savunma kalabalığına cesaretle dalıyor.
İki ayağını da aynı beceri ile kullanması önemli bir avantaj.
Çizgiden içeri kaçışlarda etkili ve tehlikeli. Böyle pozisyonları genelde attığı şutlarla noktalıyor.
Kaptırdığı toplara ilk müdahaleyi yapıyor. Genelde kayarak rakibin pozisyonunu bozmaya çalışıyor.
Sonuçta, kötü bir gününde bile Keita’yı izlemek gerçekten büyük bir keyif. Şöyle söyleyeyim...
Her hareketi bir şov!

HER güzelin bir kusuru vardır. Böyle söylerler... Bu söylem Keita’ya da uyuyor. Bir örnek... Bazen hırçınlaşır. Kaptırdığı bir toptan sonra rakiple giriştiği mücadele uzarsa, iş karta kadar gidebilir. Bu da onun duygusal yönü. Açıkçası, beklenmedik anlarda şok kartlar görür.
Ancak, kart kırmızıya dönüşmeden sakinleşir!
Yine de bir maç Keita için kötü bir anıdır. 2000-2001 sezonunda Tunus’un Etoile du Shale takımına transfer oldu.
Ve 2001 yılında takımının CAF Kupası finaline kadar yükselmesini sağladı. İşte o finalde şimdiye dek hiç başına gelmeyen şok bir olay yaşadı Keita... Giriştiği bir tartışmaya el-kol hareketleri karışınca, Keita’nın yumruğu havada bir kavis çizdi ve onu hep rahatsız eden rakip savunmacının suratında patladı.
Burnu kırılan rakip hastaneyi, Keita da kırmızı kartla dışarıyı boyladı!
Zaman zaman oyunda kaybolur Keita... Yine zaman zaman bu kayboluş doksan dakikaların dışına taşıp, bir başka maça kadar uzayabilir.
Ancak, yetenekleri ile oynadığı her doksan dakikaya damgasını vurur!
Geliyorum Keita’nın kötü bir alışkanlığına. Keita, diskoyu, gece kulüplerini sever. Ve iki eli kanda olsa, bu mekanlara uğramadan yapamaz. Bilemiyorum, İstanbul geceleri onu nerelere götürecek. Ama G.Saray’ın bu büyülü kentte Keita’yı başı boş bırakmayacağını da biliyorum.
KEITA, tam anlamı ile bir gezgin. İsveç, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa’dan sonra şimdi de Türkiye’de... Keita, Lille’deki üstün performansını başka hiçbir takımda tekrarlayamadı. 18 milyon Euro’ya Lyon’a transferi gerçekleşirken, Avrupa’nın en ünlü ve pahalı starları arasında gösteriliyordu.
Lyon’daki ilk aylarında işler iyi gitti. Auxerre karşısındaki oyunu ile Fransa Ligi’ne nefis bir giriş yaptı Keita. Bunu diğer birkaç maç izledi. Sonra eleştiriler başladı. Ve sezon sonuna dek sürdü.
Geçen sezon da farklı değildi. 13’ü ilk onbirde sadece 22 maçta forma şansı buldu. Ve tek gol atabildi. İşte, bu nedenle Lyon Kulübü G.Saray’ın transfer teklifine fazla direnmedi. Ve Keita’yı gözden çıkardı.
Hemen hatırlatayım... Keita, Sonny Anderson’dan sonra Lyon tarihinin en pahalı futbolcusudur!

KEITA, genelde orta sahanın iki kanadında da oynuyor. Ayrıca, forvet özellikleri taşıyan bir futbolcu. Bu bölgelerin yabancısı değil. G.Saray’da oynayacağı yeri elbette Rijkaard belirleyecek.
Eldeki bilgilere göre, Keita’ya en uygun bölge şimdilik sağ kanat gözüküyor. Ancak, Rijkaard’ın sisteminde onu bir başka mevkide görmek de mümkün.
Rijkaard, Keita’yı ısrarla istedi. Öyleyse, hücum planını hiç değiştirmeden oyun süresince sürdüren Rijkaard’ın, Keita’nın da forvet özelliklerinden yeterince yararlanacağı öncelikle düşünülmelidir.
Keita, 2007-2008 sezonunda Milan Baros ile birlikte Lyon forması giydi. Ve bir sezonu birlikte geçirdiler...
Şimdi G.Saray’da yine yan yana ve birbirlerini daha iyi tanıyan iki forvet olarak görev yapacaklar. Bu birliktelik de G.Saray’ın hücum gücünü önemli ölçüde etkileyecektir.

VE Keita’dan kısa kısa notlar...

2007’de ülkesinde yılın futbolcusu ödülüne Kolo Toure ve Aruma Dindane gibi isimlerle aday gösterildi. Ama ödülü Chelsea’nin yıldızı Didier Drogba aldı. Keita ikinci sırada kaldı.
33 kez milli formayı giydi. 7 gol attı. 2006 Dünya Kupası’nda oynadı.
Ağabeyi Hamza Keita da Fildişi Milli Takımı’nın eski futbolcularından.
Fransa’da geçirdiği günlerin onun için bir başka anlamı vardır. Onlar benim romantik günlerimdir diye konuşur...
Fransa’da en çok sevdiği ve gittiği yerler, kaldırım üstü kafelerdi. Orada içtiği bir nescafenin tadını ve keyfini hiçbir yerde bulamadığını her fırsatta tekrarlar.
Lakabı Popito’dur. Gol sonrası attığı taklalarla ünlüdür.

YARIN: MATTEO FERRARI
Yazarın Tüm Yazıları