SÜPER Lig’in ikinci haftasında tribünler iki isim için ayaklandı. Biri G.Saray’ın yeni transferi Keita. Diğeri Süper Lig’in çok uzaklarında bir isim... Fatih Tekke!
Haftaya damgasını vuran başka isimler de vardı. Birkaçını hiç düşünmeden sıralayabilirim... Bir sihirbaz gibi topu Sivasspor savunmasının bacakları arasından geçirip, sol vole ile haftanın golünü atan F.Bahçeli Santos. Üstün bir performansla oynayan Emre Belözoğlu ve Gökhan Gönül. Aynı maçta iki gollük şuta inanılmaz bir refleks şov sunan Volkan Demirel... Tribünler her birini alkışlarla ödüllendirdi. Yine de hiçbirinin gürültüsü ve coşkusu Keita ile Fatih Tekke’yi sarıp sarmalayan sevgi çılgınlığına ulaşamadı. Keita iyi oynadı. Özellikle oyunun final bölümünde nefis bir tempo yakaladı. Çalımları ve sürati ile G.Saray taraftarını hep ayakta tuttu. Ve alkışlarla uğurlandı Ali Sami Yen’den.. Fatih Tekke’ye gelince... Başka bir ülkede top koşturan ve başka bir takımın forması ile oynayan hiçbir yıldız, kilometrelerce uzakta bir başka takımın taraftarınca böylesine alkış almamıştır. Diyarbakır yenilgisinden sonra tribünlerden yükselen bu ses, galiba Trabzonspor’un alacağı her kötü sonuç sonrası tekrarlanacak. Trabzonspor taraftarı ısrarla Fatih Tekke’yi istiyor. Bugün alkışlarla ve adını anarak istiyor. Yarın nasıl ister bilemem! Bu isteğin en çarpıcı anlatımını Trabzon’daki yerel bir gazetenin başlığında buldum... Bu diyarı fethedecek bir FATİH aranıyor! * * * HAFTANIN sürprizini Diyarbakırspor gerçekleştirdi. Teknik direktör Ziya Doğan’ın maç sonrası söylediklerini hatırlıyorum ve sonuca hala inanamıyorum... “Tüm takımların hazırlık dönemini bitirdiği gün bizim sadece 13 kişilik bir kadromuz vardı!” Ve yine herkesi şaşırtan bir itiraf... “İnanır mısınız, hiç hazırlık maçı oynamadık.” Bu sözlere ben de bir kaç satır ekleyeceğim... Diyarbakırspor’un iki golünü atan Tazemeta’nın transferi Trabzon maçından 48 saat önce gerçekleşiyor. Dahası var... Takımda kimseyi tanımıyor Tazemeta. Yanında oynadığı takım arkadaşının adını bile bilmiyor! İşte böyle bir takımı toparlıyor Ziya Doğan. Ve Trabzon seferinden bir galibiyetle dönüyor. Öyleyse, bir alkış da Ziya Doğan ve ayağının tozu ile haftaya damgasını vuran Tazemeta’ya! Yeri geldi hatırlatmak istiyorum. Kim bu Tazemeta? Nereden çıktı? Tazemeta, G.Saray’ın UEFA Avrupa Ligi ön elemesinde eşleştiği ve iki maçta 10 gol attığı İsrail’in Netanya takımından geldi. Kamerun asıllı bir futbolcu. Yeri geldi hatırlatayım dedim. * * * GEÇEN sezon hep tartışıldı. Ve bir soruya yanıt arandı... Şampiyonluğa en kestirme hangi yoldan gidilir? “Derbileri kazanarak” diyenler yanıldılar. F.Bahçe geçen sezon derbilerin kralıydı. Hiçbir derbiyi kaybetmedi. Beşiktaş’ı iki maçta da yendi. G.Saray’ı bir yendi bir berabere kaldı. Trabzonspor’a da aynı tarifeyi uyguladı. Sonuç: Ligi dördüncü sırada tamamladı. Nasıl oldu bu iş? Derbilerde topladığı puanları Anadolu takımlarına kaptırdı! Yani, derbiler değerini yitirdi mi? Geçen sezon öyleydi. Bu sezon daha da değer kazanacak. Nasıl? Anketlere göre, özellikle 3 büyüklerin oluşturduğu güçlü kadrolar, bu sezon Anadolu’ya nefes aldırmaz. Puan kaybını asgariye indirirler. Öyleyse, derbilerin sonucu şampiyonun adını belirleyecek. Şimdilik öyle görünüyor. Ancak, kar-kış görmeden böylesine iddialı bir tahmine yönelmek, Süper Lig’in karakterine hiç uymuyor. Ne güçlü kadrolar bu Süper Lig’in tokadını yedi. Ve ne güçlü kadrolar çirkin bir oyunun azizliğine uğrayıp, sezonu hüsranla kapadı. Süper Lig dediler mi, durup biraz düşüneceksin! * * * G.SARAY’ın bu sezon oluşturduğu güçlü kadro bir soruyu da beraberinde getirdi. Hangi kadro daha güçlü? 4 yıl üstüste şampiyon olan Hagi, Popescu, Hakan Şükür, Tugay, Hasan Şaş, Emre Belezoğlu ve Tafarel’li kadrosu mu? Yoksa, Keita, Kewell, Baros, Elano, Arda Turan gibi yıldızlarla donatılmış yeni G.Saray mı? Sizlere göre hangisi? Bana göre mi... Sağlıklı bir yanıt için Tanrı ömür verirse, 4 yıl beklemem gerekiyor. Pardon, unuttum, o kadronun bir de UEFA ve Süper Kupa’sı var! Bu kadro önce Süper Lig’i kazansın...