Koray Durkal

Basit oynamak...

28 Aralık 2013
AKHİSARSPOR oldukça dirençli bir takım.

Şimdiye kadar sadece iç sahada etkili olmayı başaran Akhisar, ilk deplasman galibiyetini Kasımpaşaspor karşısında alarak bu şanssızlığını da kırmış oldu. Akhisar, Kasımpaşa karşısında ilk yarıda iyi bir futbol oynamadı ancak oyun disiplininden de hiç kopmadı.
Niasse farkını konuşturdu

Basit oynayarak, ayağa pas yapmaktan hiç vazgeçmedi. Rakibin boş anlarını kontraataklarla değerlendirdi ve bunun karşılığını ikinci yarıda attığı gollerle aldı.
Takımın orta sahadaki en istikrarlı ismi Oumar Niasse Baye’ye ise ayrı bir parantez açmak lazım.
Bu sezon Akhisar’ın tüm kritik maçlarında gol atma başarısı gösteren Oumar Niasse Baye, Kasımpaşa karşısında da 2 gol atarak ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi.
Rakibin gücünü bilmek ve buna saygı duyarak sahaya çıkmak her zaman önemlidir. Teknik direktör Hamza Hamzaoğlu rakibin gücüne saygı duyarken, futbolun en basit doğrularıyla hak ettiği bir galibiyet elde etti.

Yazının Devamını Oku

Katar’ın bir rüyası var…

22 Kasım 2013
Katar’ın 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olması, planlanan oyunun sadece bir parçası…

Orta Doğu’nun yükselen değeri Katar, futbol dünyasında yaptığı yatırımlarla adından söz ettiren küresel bir oyuncu haline geldi.

2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapıp yapmayacağı tartışılmaya devam eden, sadece altyapı çalışmalarına 220 milyar lira ayıran Katar, futbola ilk adımlarını Barcelona ve PSG ile attı. Peki, Katar nasıl bu kadar kısa bir sürede büyük bir futbol gücüne dönüştü?

Barcelona ve PSG’den Dünya Kupası’na

2022 Dünya Kupası’nın organizasyon hakkını kazanmak Katar’ın futbolda önemli bir ülke olma yolundaki ilk adımdı. Futbolda neredeyse hiç bilinmeyen ve dünyanın en zengin ülkesi olan Katar 2022 Dünya Kupası’nı düzenlemeyi kazanarak ve futbolu kolonileştirerek adından söz ettirmeye başladı.

2011 yılında Qatar Foundation, Barcelona ile 5 yıllık ve değeri 150 milyon Euro olan bir reklam sözleşmesi imzaladı ve böylece Barcelona’nın ilk reklamlı formaları basılmaya başladı.

İki taraf arasındaki bu işbirliği Ağustos 2013’te daha farklı bir boyuta ulaştı. Barcelona ile hem forma hem de ulaşım için anlaşan Qatar Airways bu sponsorluk için 3 yıl karşılığında 96 milyon Euro ödemeyi kabul etti. Barcelona, bu anlaşmada Şampiyonlar Ligi’ni kazanması halinde 5 milyon Euro ikramiye kazanma taahhüdünü de beraberinde aldı.

Yazının Devamını Oku

İki hocanın derbi karnesi

11 Kasım 2013
Yaptıkları hamlelerle maçın gidişatına direkt olarak olumlu-olumsuz etki eden iki teknik adamın 90 dakika boyunca eksik yönleri ve başarılı girişimlerini masaya yatırdık.

ERSUN YANAL

HEP OYUNDAYDI

· Maç boyu saha kenarından takıma sürekli direktifler verdi.

CiDDiYE ALDI

· Takımının maçtaki savunma kurgusunda hiçbir hataya yer vermedi.

GOLÜ DÜŞÜNDÜ

· Yanal, ikinci yarıya Emenike ile başladı. Takım hep golü düşündü.

MOTiVE ETTi

Yazının Devamını Oku

Roma'da Fransız Devrimi

4 Kasım 2013
Serie A’nın köklü kulübü Roma aldığı galibiyetler ve namağlup unvanıyla ulaşılması güç bir rekora koşuyor.

İtalya Birinci Ligi Serie A’nın 11. haftasında ilk beraberliğini alan ancak buna rağmen 10 galibiyet elde eden Roma, yükselen futboluyla devrim yaratmaya devam ediyor.
Juventus'un 2005-06 sezonunda elde ettiği başarıyı yakalayıp Serie A'ya en iyi başlangıç rekorunu kıran Roma, rakip fileleri 25 kez havalandırırken kalesinde sadece 2 gol gördü. Roma bu istatistikleriyle Avrupa’nın devlerini de gerisinde bıraktı. Avrupa’nın majör liglerinde mücadele eden ve namağlup unvanını koruyan 4 takım arasında yer alan Roma; Barcelona Bayern ve PSG gibi devlerle rekabet edecek hale geldi.

Hücum futbolu Roma’ya hayat verdi

2011 yılında Luis Enrique ile Barcelona tarzına yönelmeyi düşünen Roma, istediği sistemi bir sezon sonra Zdenek Zeman ile devam ettirme kararı aldı. İki teknik adamın da hücuma odaklı futbol anlayışı felsefe olarak benzerlikler gösterse de detaylar arasındaki farklar istenilen başarıyı sağlamadı ancak futbol olarak Roma’nın ilerleyen dönemleri için umut verdi.

Yazının Devamını Oku

Guardiola'nın Berlin duvarı

23 Ekim 2013
Pep Guardiola, mükemmel bir takım için Bayern Münih’teki çalışmalarını köklü ve milimetrik değişikliklerle yürütüyor.

Jupp Heynckes’in ardından Bayern Münih’e yeni bir sistem getirmek için yola çıkan Pep Guardiola, mükemmel bir takım yaratmak için detayları kendi çerçevesinde belirlemeye devam ediyor. Alman futbolunda farklı bir devrim yaratmaya çalışan Guardiola, Barcelona’da uyguladığı radikal değişiklikleri Bayern Münih’e de adapte ederek kusursuz bir sistemin tohumlarını atıyor.

Antrenmanları kapattı
Alman futbolunun önemli kültürlerinden biri olan seyirciye ve basına açık olan antrenmanları kapatan Guardiola, tesislerin etrafına gri tellerle kapattırdı. Alman basını tarafından "Guardiola'nın yeni duvarı! Bu Berlin duvarından bile yüksek" şeklinde verilen haberlere rağmen İspanyol çalıştırıcı Bayern'in tüm çalışmalarının gizli yürütme konusunda geri adım atmadı.

Çimleri 17 milimetre kısalttıKulübün baş antrenörü olduktan sonra ilk iş olarak çim uzunluklarını ölçen Guardiola, topla daha hızlı bir oyun kurgusu için yaratmak çimlerin kesilmesini istedi. Allianz Arena ve takımın antrenman tesisi Sabener Strasse’deki çimlerin tam 17 milimetre kısaltılmasını söyleyen Guardiola, detaycı ve obsesif yanını da gözler önüne sermiş oldu. Guardiola ayrıca kısaltılan çimlerin de sürekli ıslatılması talimatını verdi.

Yazının Devamını Oku

Ersun Yanal'ın 3 hatası

21 Ekim 2013
FENERBAHÇE’nin, Kayseri’deki kötü futbolunun sorumlusu Ersun Yanal’dan başkası değildi.

Parçaları kendinden bağımsız bir makine misali, sorumluluk almaktan kaçan futbolculardan oluşan, Fenerbahçe’de tek doğru tercih Moussa Sow’du. Elbette eksikleri, sakatları olan bir Fenerbahçe sahadaydı. Ancak Yanal, Fenerbahçe’nin rahat gol atabileceğini bilmesine rağmen takımın yapısını daha ileriye taşıyacak değişikliklere gitme cesaretini bir türlü gösteremedi.
F.Bahçe, basketbolda olduğu gibi bitime saniyeler kala Emenike’nin golüyle kazandı ancak futbol olarak tatmin etmedi.
Peki, Ersun Yanal nerede hata yaptı?
1-Yanal, elinde Salih Uçan ve Alper Potuk gibi dinamik, oyunu hareketlendirebilecek isimler varken Selçuk Şahin ve Baroni’de ısrar ederek Fenerbahçe orta sahasının Kayseri’de yeterli direnci gösterememesine neden oldu.
2-Yanal, performansı sürekli düşüşte olan Webo ısrarından yine vazgeçmedi. Kuyt’ı tıpkı Hollanda Milli Takımı’ndaki gibi ceza alanı ön çizgisine çekip, Webo’nun yerine de Nijerya Milli Takımı’nda 2 gol atan Emenike’yi tercih etmedi.
3-Yanal, Fenerbahçe’nin oyundan koptuğu anlarda saha kenarından takımı yeniden canlandıracak hamleleri yapmakta gecikti. Özellikle F.Bahçe’nin ilk yarıda bulduğu gol sonrası disiplinsiz ve gelişigüzel futboluna saha kenarında ayak uydurdu.

MAÇIN İYİSİ

F.Bahçeli Moussa Sow’u performansı için alkışlamak gerekir.

Yazının Devamını Oku

Belçika'nın yükselişini sağlayan 'Sablon'

17 Ekim 2013
Belçika'nın dünya futbolundaki önlenemez yükselişi sürüyor. Belçika, daha şimdiden otoritelerin büyük çoğunluğuna göre 2014 Dünya Kupası'nın gizli favorisi.

Son olarak 2002 Dünya Kupası'nda boy gösteren ve o tarihten sonra bu önemli organizasyona katılma şansını elde edemeyen Belçika; Enzo Scifo, Franky Vercauteren, Eric Gerets, Jean-Marie Pfaff, Jan Ceulemans ve Erwin Vandenbergh gibi yıldızlarla futbolda söz sahibi olduğu yılları aramaya başladı.

Yetiştirdikleri önemli oyuncuları birer birer Fransa ve Hollanda gibi ülkelere kaptırmaya başladıkları bir dönemde Belçika Futbol Federasyonu Futbol Direktörü Michel Sablon, kimsenin cesaret edemeyeceği bir projeyle ortaya çıktı.

Fransa ve Hollanda'yı örnek aldı

2002 yılındaki başarısızlığın ardından ilk olarak Fransa modelini incelemeye başlayan Sablon, her yıl bu ülkeyle futbol üzerine toplantılar yapmaya başladı. Ardından Hollanda ve Almanya'yı da mercek altına alan Sablon, tıpkı Fransa ile olduğu gibi bu ülkelerle de fikir alışverişine başladı.

Yazının Devamını Oku

Makinayı atak futbol bozar!

14 Ekim 2013
Kritik bir maç var önümüzde. Hollanda’yı yenmek için sahaya çıkacağız.

Bu kolay değil, ama imkansız da değil. Macaristan değiliz, Hollanda’yı da dize getirecek kalitedeyiz. Bunu başarmak için bazı faktörleri Kadıköy’de yerine getirmeye mecburuz. Nedir onlar, gelin birlikte bakalım...

- Atak futbol, Hollanda’yı bozar... Fatih Terim, bu tip kritik maçlara oldukça farklı hazırlanan bir teknik adam. Oyunu kendi alanında kabullenmek yerine atak bir futbolu tercih ederse, rakibi bozup istediği sonucu alabilir.

- Topa daha çok sahip olmalıyız. Hollanda topu ayağında tutmayı seven bir takım. Ancak top rakipteyken konsantrasyon kaybı yaşıyorlar ve hata yapma yüzdeleri oldukça artıyor. Burak ve Umut ile savunma arkasına atılacak toplar tehlike yaratır.

- Takım halinde savunma şart. Top Hollanda’nın ayağındayken takım savunması oldukça önemli. Robben ve Van Persie’ye karşı özel önlem almalıyız. Sürekli pres yaparak bu oyuncuların istediği topları alması engellenmeli.

Artıların takımı

Yazının Devamını Oku