Ne olmayacak? (*)

Daha şeffaf, daha adil, müdahale alanını daraltmaya daha razı bir sistem, devlet, iktidar olmayacak.
Uludere’nin gerçek sorumluları bulunmayacak, Hrant Dink’i katleden yapının duvar taşlarına zinhar dokunulmayacak.

*

Kutular, kasalar, kol saatleri ve “vakıfsal güzellikler”in sırları gün ışığına çıkmayacak.
“Her eleştiriyi, itirazı, hatta tedirgin şekilde yapılan uyarıyı şahsına hakaret kabul etmesen; ‘Beyefendi rahatsız olmasın’ diyen hık deyicilerin hazin hallerini bir görsen” denmeyecek, dense de dinlenmeyecek.
Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım’ın ailelerine “Başınız sağ olsun, özür dileriz” denmeyecek; gözü çıkan, kafatası parçalanan gençlere dönüp bir kuru özür dilenmeyecek.

*

YÖK ve benzeri “tepe tepe kullanmaya elverişli 12 Eylül müesseselerine” –ne münasebet!- dokunulmayacak.
Öfkeli dil, kibir, hedef göstermek ve tehdit etmekten ibaret nutukların nalıncı keseri tarzı inip kalkması değişmeyecek.
Hukukla, emniyetle, maliyeyle, velhasılıkelam sistemle işi olan hiçbir vatandaş kendisini emin ellerde hissedemeyecek, tatmin olmayacak, hakça davranıldığını düşünmeyecek.
Dış mihraktan, iç mihraktan, lobiden, ecinniler ve “iyi sıhhatte olsunlar”dan kurtulamayacağız. Korkularımız bitmeyecek, bitse de gündeme uygun olarak yenilenecek, hiç geçmeyecek...

*

Haydi iktidar böyle de, ya muhalefet?.. Görünen o ki bu kafayla, bu güdüklükle onlardan da ne yazık ki bir “cacık” olmayacak.
Buraya kadar kötü geldik di mi?
Bari umut tazeleyerek bitirelim: Böyle gelmiş böyle gitmeyecek. Elbet bir gün daha huzurlu, daha özgür bir Türkiye gelecek.
Yani, belki, bilemedim...

(*) Kıymetli büyüğüm Tarhan Erdem’in dün Radikal’de yayınlanan makalesinin başlığı “Ne olacak?” idi.
Tarhan Bey, memlekette az bulunur bir özelliğe sahiptir, aklıselim biridir.
Makalesinde herkesin birbirine sorduğu “Ne olacak?” sorusunu sağlam bir çerçeve içinde tarttıktan sonra “Nasıl olsa dinlenmeyecek ama...” diyerek sağlam, düzgün, temiz, makul bir çıkış yolu da gösteriyordu.
“Ne olacak?” kısmını ben de bilemiyorum Tarhan Bey gibi, ama manzaraya bakınca neler olmayacağını tahmin etmekte çok güçlük yaşamadım...