Alçaklığın Yerel Tarihi: Bölüm Bir

BORGES’in gerçeklerle kurguyu harmanlayarak yazdığı “Alçaklığın Evrensel Tarihi” benzeri bir kitap bir gün sadece Türkiye için yazılacak olsa (Alçaklığın Yerel Tarihi) ilk bölüm olabilmek için(!) kıyasıya yarışacak pek çok alçaklık var elbette.

Haberin Devamı

Benim adayım netleşti diyebilirim: Engelli vatandaş tacirleri...

* * *

Nevşehir’de bir engelli merkezinde üç yıl önce çekildiği daha sonra açıklanan berbat görüntüleri Zaman’dan Bünyamin Köseli’nin “Engellileri köle gibi alıp satıyorlar” başlıklı haberi sayesinde fark ettim.

Köseli’nin haberi aklın, vicdanın kaldıramayacağı bir gerçeği koyuyordu ortaya.

2006’dan bu yana devlet engellilerin ailelerine veya bakımlarını sürdürdükleri merkezlere maddi yardımda bulunuyor; takdir edilesi bir uygulama.

Ancak her vicdan sahibi âdemoğlunun “Helal” diyeceği bu uygulamayı rant kapısına çevirmeyi düşünen alçaklar da var.

İnanması, kabullenmesi çok güç geliyor...

Maalesef kategorik olarak “insan” kabul edilen alçakların düzeni şöyle işliyor habere göre...

* * *

Özel bakım merkezleri her hasta için devletten asgari ücretin iki katı para alıyor.

Bu rakam, ek ödemelerle 1.700 lirayı aşıyor.

Engelli hastalar, bakım merkezleri tarafından para karşılığı ailelerinden alınıyor, daha yüksek ücrete başka bakımevlerine satılıyor.

Ölen engellilerin maaşları alınmaya devam ediliyor.

Emniyet ve sosyal hizmetler uzmanlarının verdiği bilgiye göre bir hastanın bedeli 1.500 lira ile 4.000 lira arasında değişiyor.

Engelliler, otogarlardan toplanarak bakım merkezlerine getiriliyor.

Daha sonra da vasilikleri üstlenilerek devletten teşvik alınıyor.

Buna rağmen merkezlerdeki şartlar son derece gayriinsani.

Birçok hastanın kötü muamele yüzünden hayatlarını kaybettiği kayıtlara geçti.

Başta Nevşehir olmak üzere Anadolu’nun küçük illerinde bile İstanbul’dan daha fazla engelli bakım merkezi olması ise olayın boyutunu gösteren bir başka gerçek.”

Haberin Devamı

* * *

İsyan ve hakaret sözcüklerinin tükendiği bir yerde bırakıyor insanı bu sayılanlar...

Engellilerin yaşadıkları sorunlar zaten tepeleri, dağları aşıyor.

En kaba ayrımcılık, en nobran davranış tarzı, iyilik kisvesi altında yapılan ve çoğunlukla palyatif çözümler üreten kampanyaları sineye çekmelerini bekliyoruz.

Ne verirsek, ne kadar verirsek, “yüce gönlümüzden ne koparsa” sevinmeleri gereken adı konmamış berbat bir sistem kurmuşuz; içinde idare etmelerini ve şükran hisleriyle dolup taşmalarını bekliyoruz.

Adlarına düzenlediğimiz “belirli günler ve haftalara” kuvvet vicdan temizliği yapıyoruz.

Fonlar oluşturup maddi yardım yapıyoruz (iyi de yapıyoruz) ancak bu fonları arpalık gören alçaklardan koruyamıyoruz işte...

Otogardan, parktan, bahçeden toplanıp kâr için satılır hale getirdiğimizle kalıyoruz...

* * *

Yetkililer, üç yıl önceki görüntüler sayesinde ortaya çıkan son rezaletin ardından uygun model için çalışmalar yürütüldüğünü, denetimlerin sıklaştırılacağını, yabancı modeller üzerinde durulduğunu açıkladılar.

Hepsini yapsınlar, hepsine sonuna kadar destek.

Ama yine geçici, göz boyayıcı olmasın alınan önlemler.

Yirmi delikten su atarak batan teknenin bir deliğini kapatıp tehlike geçti denmesin.

Engellilerin sokağa çıkabildiği, hayata karışabildiği, “sağlamlar”ın koydukları zihinsel engellere takılmadıkları bir hayat tasarlayalım.

Lafta kalmasın, samimi olalım, dinleyelim...

Yeri gelmişken www.engelliler.biz adresini ara sıra yoklamanızı dilerim.

Yazarın Tüm Yazıları