Paylaş
Bilişime ilişkin veriler, birçok ülkenin model olarak benimsediği seviyelere geldi.
Yabancı heyetler, geliştirdiğimiz teknolojik alt yapıyı tanımak amacıyla ülkemize geliyorlar.
Ama ters giden bir şeyler var.
Yüksek idealleri, büyük “davaları” olan insanlar kaybolmaya yüz tuttu.
Bununla birlikte, yalnızlık, güvensizlik, sorumsuzluk, bencillik gibi kavramların, çeşitli ortamlarda, sıklıkla dile getirildiğini görüyoruz.
Yanından ayrıldığımızda, hakkımızda olumsuz konuşmayacağından; bilmediği, tanımadığı kişiler ve olaylarla ilgili yalan yanlış fikirler ortaya koymayacağından emin olabileceğimiz kişi sayısı bir hayli azaldı.
Hemen hemen hiç kimse, diğer insanların “elinden ve dilinden emin” olamıyor.
Anne-babalar çocuklarından; çocuklar, anne-babalarının tutum ve davranışlarından memnun değil.
Akademisyen bir dostum, bunu şöyle açıkladı: “Zenginleşme ayrı, ilerleme ayrıdır. Kalkınıyoruz ama galiba yavaş ilerliyoruz.”
KENDİN İÇİN DEĞİL, BAŞKALARI İÇİN
Kişi başına düşen milli gelire paralel olarak, insanımızın iç dünyasında yer alan olumlu duyguları da ortaya çıkararak ilerlemek zorundayız.
* * *
Eğitim, sadece bilgi edinme süreci olmamalıdır.
Eğitim, bir misyon, bir sancı, bir dava edinme süreci olmalıdır aynı zamanda.
Başkalarına iyilik yapmak, başkalarının sıkıntılarını gidermek için, kendini donanımlı kılma süreci olmalıdır eğitim.
* * *
Lüks araçlara binen; yüksek, modern evlerde oturan, pahalı kafeteryaları dolduran; kendi yalnız dünyasında mutsuz, idealsiz, amaçsız savrulup duran bir gençlikten, iddialı, güçlü toplum oluşturmamız mümkün değildir.
* * *
Batı toplumlarının eğitimlerinin özeti sayılacak “kendini keşfet, kendini kurtar” yaklaşımı, bunu benimseyen ülkeleri de mutlu etmiyor.
“Kendini keşfet ama kendin kadar başkalarını da düşün” yaklaşımıysa, bizim kültürümüzün temelini oluşturuyor.
“Başkalarına yardım etmek” temeline dayanan bir yaklaşım, bizi, birbirimize bağlar. Başkalarının hakkına, hukukuna, farklılığına saygıyı da getirir. Kişileri, bencillikten uzaklaştırır.
Kendi medeniyetimizi fark etmeliyiz.
İLERLEMEK, İDEALLERLE OLABİLİR
Kısacası; medeniyet, ilerlemektir.
Kalkınma, gelişme, modernleşme, çağdaşlaşma, hepsi ilerlemenin içinde birer parametredir. Ancak, medeniyetin, sadece şehirleşme, maddî ve sosyal anlamda gelişme algısından çıkarılması gerekiyor. Asıl medeniyete, kültürel gelişim, yardımlaşma, dayanışma, toplumun diğergâm ve îsâr sahibi bireylerden oluşması konularında sağlanacak ilerlemelerle ulaşılabilir.
* * *
Ankara Millî Eğitim Müdürlüğü’nün, Birlik Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği “Necip Fazıl Kısakürek’in Eserlerinde, İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri” konulu kompozisyon yarışmasının ödül töreni yapıldı.
Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen tören sırasında, gençlerimize verebileceğimiz en büyük ödülün, onları ideallerle buluşturmak olduğunu düşündüm.
Paylaş