İsmet Solak: Uyum ve uzlaşı umutları

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Hükümet programı üzerindeki görüşmeleri izlerken, tüm umutların ‘uyum ve uzlaşı’ üzerine yoğunlaştığını gördüm.

DSP, MHP ve ANAP grup sözcüleri ortak iyi niyet dileklerini vurguladılar. Başbakan Ecevit, ‘uyum ve uzlaşma’ anlayışına verdiği önemi dile getirdi:

‘‘Uyum ve uzlaşma içinde, yoksulluk ve yolsuzluklarla mücadelede üç parti de kararlılığını ortaya koymuştur.’’

Program görüşülürken TBMM genel kurul salonu heyecansızdı. Halk yoktu.

Eskiden, iktidarın ve muhalefetin doğal ittifakları, program ve bütçe görüşmelerini dikkatle izlerdi. Balkonlar ve localar tıklım tıklım dolardı.

İşçi sendikaları, memur dernekleri, meslek odaları, üniversiteli gençler ve emekliler salkım saçak olurdu.

Siyasete duyarsız bir toplum olduk. Halk, eskisi gibi Meclis'e pek sahip çıkmıyor. Aslında siyasete ve siyasetçilere küstü...

Basın locasından izlerken, bize göre sol başta, Başkanlık Divanı'na göre sağ başta DYP'liler oturuyordu. DYP'nin sağında ANAP ve FP. Yani yenikler. Küçülen partiler.

Bize göre sağ başta, Başkan'a göre sol başta ise DSP, hemen yanında MHP oturuyordu. Yani, seçimin galipleri. Büyüyen partiler.

Hey gidi günler hey. Gözlerim dalıp gidiyor. Hayal kuruyorum.

DYP'nin ön sırasında Demirel, ANAP'ta Özal otursalar, ne olurdu?

Sağdakiler sola, soldakiler sağa geçip, yer değiştirmezler miydi?

* * *

Kürsüde FP Genel Başkanı Recai Kutan konuşuyor:

‘‘Apo'nun ifadelerinden hangi dış ülkelerden destek aldığını öğrenmiş bulunuyoruz.’’

Hemen ön taraftan kinayeli bir ses geliyor:

‘‘Hangi parti liderinden Apo'ya mektuplar gittiğini de bu ifadelerden öğrenmiş bulunuyoruz.’’

Ses, galipler tarafından geliyor. Gülüşmeler oluyor.

Kutan, sertlik ve çekişme yerine barış ve uzlaşma istiyor.

* * *

Kürsüye, DYP lideri Çiller geliyor. Aman Tanrım, o ne yumuşak üslup:

‘‘Pozitif muhalefet anlayışına sahibiz.’’

Elime çimdik atıyorum.. Allah, Allah... O hırçın, kızgın ve dedim dedik ses tonu gitmiş, deneyimli ve uzlaşmacı bir liderin üslubu gelmişti.

Konuşma süresi bitimine yedi saniye kala, konuşmayı bitiriyor, saygılar sunarak kürsüden iniyor.

Gazeteci ağabeyim Mehmet Ali Kışlalı kulağıma eğilip fısıldıyor:

‘‘İyi prova yapmış!’’

* * *

Kuliste, DSP'li Rıdvan Budak ile karşılaşıyoruz:

‘‘MHP'li Sağlık Bakanı'nın Hürriyet'te, ‘Ben ekibimi getiririm, mevcut bürokratları alacağım' dediği vardı. Benim kuşkum buydu. Bu bürokratlarla ANAP'lı bakanlar, DTP ve DSP'liler çalıştı, sen neden çalışmıyorsun?’’

Devlet Bakanı Yüksel Yalova yanımıza geliyor. Budak’ı dinliyoruz:

‘‘Haksız mıyım Sayın Bakanım? Sen onları alırsan, biz de Milli Eğitim'de tümünü değiştiririz. Çünkü, eğitimde bürokrasiye MHP görüşlüler hákim.’’

Budak'a kimse kızmasın, haklı... Uyum ve uzlaşı inatla birlikte yaşamaz.

İşin başındayız ve içim ürperiyor... Aman dikkat!

- Sayın bakanlar, lütfen, liderleriniz gibi sağduyulu olun...



Yazarın Tüm Yazıları