İsmet Solak: Sıra Özkasnak Paşa'da!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

28 Şubat'ın Genelkurmay Karargáhı'na karşı medyada bombardıman başladı.

Önce, Çevik Bir hedef seçilmişti. Şimdi sıra Erol Özkasnak'ta.

Özkasnak, henüz üniformasını bile üstünden çıkarmadı. Ama, Güneydoğu gezisinde Özkasnak'ı tanıyan bir yazar, sanki ipinin çekildiğini ilan etti:

‘‘..Gün boyu yüzünde taşıdığı o açık fikirli, medeni, tartışmaya açık komutan imajının nasıl darmadağın olduğunu, yüzünün çizgilerinin nasıl sertleştiğini, dudaklarının nasıl kasıldığını görür, gözbebeklerine gelip oturan o düşmanca bakıştan resmen ürperirdim.’’

* * *

Genelkurmay'ın Güneydoğu gezisine katılamadım. Yurtdışına gitmiştim. Fakat, askeri okulları gezerken, Özkasnak'la Güneydoğu'yu da konuşmuştuk:

- Şırnak'ta tartışmanın dozu kaçtı... Bazıları bana, mütareke basınını hatırlattı. Türk kimliği taşıyan biri, yazar bile olsa, Apo ile Türkiye arasında üçüncü dünyadan gelen bir gazeteci gibi davranamaz, davranmamalı.

Anlattıkları hálá belleğimde:

- Bazıları, karşımda PKK ağzıyla konuşuyordu. Türk vatandaşı bir basın mensubu, Apo ile Mehmetçiği nasıl aynı kefelere koyup tartışmaya kalkar?

Bakışların değiştiği an, bu an olmalı! Bir komutan ne kadar 'nezaket sahibi' ve 'itidalli', ne ölçüde 'tartışmaya açık' olursa olsun, dayanamaz.

Mehmetçik ile PKK'yı eşit tutan, Apo'yu savunan, PKK terör örgütünün de hakları olduğundan bahsedenler karşısında kendisini zaptedemez. Neden mi?

- Hiç şehit cenazesine gitmeyenler bunu bilemez, anlayamaz. Önce bayrağa sarılı şehitlerin başucunda buluşalım, sonra tartışalım. O zaman anlaşırız.

Bu komutanlar, yüzlerce şehit cenazesine katılıp mezar başında gözyaşına boğulan ana babalara sarıldılar, beraber ağladılar.

Telefon ettim. Özkasnak tatilde olunca, konuşamadık. Görüşsem, beğeniyle okuduğum Umur Talu'nun anlattığı ABD'deki olayı da soracaktım.

* * *

Bence, bu kampanyanın kökünde, Çevik Bir sendromu yatıyor.

28 Şubat'ta, Çevik Bir yerine bir başka orgeneral İkinci Başkan olsaydı, Özkasnak ve karargáh kurmayları başka türlü mü davranırlardı? Olur mu hiç!

Özkasnak'a madalya verilse yeriydi. Bence çoktan hak etti.

1991-94 yıllarını hatırlayın. PKK, silahlı mücadelede mesafe almış gibi başarılı gösteriliyordu. Askerimize büyük zaiyatlar veriyordu.

Toplumda, ABD'nin Vietnam'daki durumuna benzer bir ortam oluşuyordu.

Ya medya? Medyanın maşallahı vardı. Apo'ya gitmek için sıraya girenler, röportaj yapıp hatıra fotoğrafı çektirenler, sarı kırmızılı forma aşkını(!) programlarına taşıyanlar, bu eşkıyaya 'Sayın APO' diyecek kadar küçülenler ve karşısında elpençe durup bükülenler... Kamuoyu böyle oluşturulmadı mı?

Basının Güneydoğu gezileri bu yüzden başlatıldı. Mucidi Erol Paşa idi. Bu yolu Bir açtı. Onayı Karadayı verdi. Apo ve PKK medyada böyle çöktü.

O günler ne çabuk unutuldu? Özkasnak sırf bu yüzden madalya almalıydı.

Yazarın Tüm Yazıları