İsmet Solak: Mesut Bey bunu hep yapıyor

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Eğer yanlış hatırlamıyorsam, bizim Ertuğrul Özkök yazmıştı: ‘‘ANAP ve DYP, Türk siyasetinin siyamlı ikizleridir.’’

Harika bir benzetme... İki parti, sürekli yenilgilere rağmen hep yapışık ikizleri oynuyorlar. Hezimet umurlarında değil. Aziz Nesin'in şiiri gibi:

‘‘İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz

Biz bu işi çok sevdik, gitmeyiz de gitmeyiz.’’

DYP Büyük Kongresi yaklaştı. Yeni bir şey yok. Yine, eski hamam eski tas. Değişimden(!) bahseden Tansu Çiller, sanki rakipsiz! Köksal Toptan çıkıyor, ama bence çok gecikti. Necmettin Cevheri daha toparlayıcı olurdu.

ANAP ise kendini arıyor. Mesut Bey'in aniden, ‘değişimci ve yenilikçi’ kesilmesi boşuna mı yani? Yargıtay Başkanı'nın etkisinde kaldığına eminim. Tabii, ‘alternatif lider adayı’ olarak görülen Lütfullah Kayalar'dan da çok ürkmüş olabilir. Çünkü, Kayalar, grupta önemli tespitler yapmış:

‘‘ANAP'ın seçim kaybı, kimliğinden uzaklaşmasındandır. Değişimci yapıyı yitirdik ve statükocu bir partiye döndük. Geç de olsa, parti yönetiminde bunun hatırlanması doğru bir yaklaşımdır.’’

Bunun Türkçesi, ‘‘Daha önceleri neredeydiniz beyefendi?’’ demektir.

Kayalar'ın siyasi nezaket gereği, üslubu gerçekten yumuşak:

‘‘ANAP'ın hedefleri olmalı. Bunu birlikte tespit etmeliyiz. Olağanüstü kongreyi hemen toplamalıyız. Hedefler için, tabanımızdan onay almalıyız.’’

Politik açıdan doğruları söylüyor. Ama fincancı katırları da ürküyor. 18 Nisan seçiminden sonra, 27 Nisan günkü MKYK'da da bunları söylemişti. Mesut Bey ve çevresi ne demişti? Hatırlatalım:

‘‘Şu anda bir kongre, partiyi zaafa uğratır, parti parçalanabilir. Biz, 28 Şubat'ta yaptığımız fedakárlığı halka anlatamadık. İyi anlaşılamadık. Ama, rejimi müdahaleden kurtararak demokrasimizin yara almasını önledik.’’

Sonradan öğrendim, Mesut Bey, ‘Darbeyi ben önledim’ sözünü ilk kez bu toplantıda söylüyor. 40 gün önce, aynı anlamda yine konuştu. Ardından inkár etti. Mesut Bey bunu hep yapıyor. Çok sayıda ANAP'lı ile görüştüm, ‘İkinci kez yine söyledi’ dediler.

Hafızanızı bir yoklayın; hani 55. Hükümet döneminde de askerlere karşı bir demeç vermişti. Anında bildiriyi yemişti. O akşam, ATV'de Ali Kırca'nın soruları karşısında, ‘‘Komutanlar haklı’’ deyivermişti.

Rusya gezisinde, gazetecilerle sessiz film oynamadı mı? Çevik Bir Paşa dahil bazı generalleri emekli edeceğini anlatmadı mı? Sonra inkar etti!

Kayalar, bunları alt alta koyup grupta Mesut Bey'e sorabilirdi:

‘‘Bir lider olarak, sözünüzün arkasında neden durmuyorsunuz? Yenilginin altında ideolojik sapma yanında, ‘çamurun üstünde oturmam' deyip bozduğunuz hükümetteki ortağımız DYP ile karşılıklı anlaşıp aklamaya gitmeniz yatmıyor mu? Gece yarıları yürütülen banka işlerinin etkisi yok mudur?’’

Kayalar, gerçekten nazik; kırıp dökmeden mücadele ediyor. Yapısı böyle. Bu genç adamı, 9 Mayıs’ta NTV'de yayınlanan söyleşimizde yakından tanımıştım:

‘‘ANAP Türkiye'de bir değişimi başlatıp yenilikçiliğin önderi olmuştur. Ama partimiz seçimde yenilikçilikten uzaklaştı, kısır çekişmelere itildi. Bu yeni değil, 1991'den itibaren Özal'ı adeta reddeder hale getirildik.’’

Mesut Bey'in görevi bırakmasını bile açıkça istemişti:

‘‘Genel Başkanın hükümette görev almaması, genel başkanlıktan fiilen ayrılması anlamına gelmektedir. Bunun gereğini yapmalıdır.’’

Daha ne diyecekti ki! Peki son konuşmasında, Mesut Bey'den ne istemiş?

‘‘Siz MKYK'da, ‘Demokraside azınlık fikrini söyler, çocuğunluğun dediği olur' demiştiniz. Azınlık kim? Çoğunluk kim? Toplayın kongreyi, görelim.’’

Bunun özü de, ‘İşte meydan, hani nerede pehlivan?' demektir.



Yazarın Tüm Yazıları