Meclis kulisinde Fazilet şakaları!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Fazilet, üç günde anamuhalefet oldu. Hoca'nın Refah Ordusu, Cihat açmışçasına Bizans surlarına saldıran yeniçeriler gibiydi: ‘‘Allah, Allah...’’

Geçen salı sabahı TBMM'de kütüphaneye giderken, berberlerin olduğu zemin kattan geçtim. 25 yıldan beri sevgi-saygı sınırları içinde olduğumuz DYP'li Nafiz Kurt, tıraş oluyordu. Konu hemen RP'nin kapatılmasına kilitlendi:

‘‘Valla İsmet, bana göre mahkemenin kararı da Anayasa'ya aykırı.’’

Kurt, yılların politikacısı. Saygılı bir üslupla itiraz ettim:

‘‘Yüksek Mahkeme'nin verdiği bir yüce karar Nafiz Abi... Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya aykırı karar alır mı? Bunu düşünemem bile.’’

Bu da benim görüşümdü. Yan koltukta oturan, kapanan RP'nin Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu araya girdi

‘‘Bazıları tatmin oldu Sayın Bakanım. Bazıları tatmin oldu!’’

Şaşırdım... Dayanamayıp karşılık verdim:

‘‘Ben tatmin olmadım beyefendi. Ama yüce bir mahkemenin kararına saygı duyuyorum.’’

Gerçekten tatmin olmamıştım; çünkü bana göre 6 kişi değil 106 kişi sorumluydu. Ben bu rejimden yana olduğumu ve karara saygı duyduğumu vurguladım. Emmioğlu, ‘‘Ben de rejimden yanayım’’ dedi.

Kurt'un tıraşı biter bitmez koridora çıktık; ‘‘Böyle siyaset olur mu abi? Ne yasaya saygıları var, ne yüksek yargıya. Tüm değerlerimizi altüst edip yok ediyorlar’’ dedim.

* * *

İzin isteyip kütüphaneye yöneldim. Kuliste, kapanan RP'li, yeni FP'li Hüsamettin Korkutata'yı beyaz karanfil dağıtırken gördüm. Güleç yüzle ve nezaketle, ‘‘Fazilet'ten saygılarla’’ diyerek uzatıyordu. Ben de, DSP'li Ahmet Piriştina, ANAP'lı Ahmet Neidim ve Evren Bulut'la birlikte bir tane aldım. Evren Bulut, kıs kıs gülüyordu:

‘‘Akşam 12 RP'li ile toplandık, 02.00'de bitti. Fazilet'i Trakya'da ben örgütleyeceğim. İlkelerde de anlaştık.’’

Neidim, Rumeli şivesiyle yaptığı nüktelerle ünlü Bulut'a, ‘‘Hangi ilke?’’ diye sordu. Bulut daha bir keyiflenerek, uzlaştıkları ilkeyi açıkladı:

‘‘Kitle partisi olacağız aga... İlke şu: İki karı, iki duble rakı!’’

Bizim masa genişledi. Erbakan'ın Basın Müşaviri Fikret Özkan, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal, Devlet Bakanı Mehmet Batallı, Cüneyt Canver, DTP'li Mehmet Köstepen ve RP'li Mukadder Başeğmez... Matrak bir olay anlatıldı.

RP'nin kapatıldığı günlerde, 15 RP'li İstanbul'daki bir iftar yemeğinden dönüyor. Milletvekillerini, kalabalık bir grup, ‘‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’’ sloganlarıyla uğurluyor. Birer ikişer omuzlara alınıp, ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor’’ sloganı sürüyor. Arada uyarı geliyor: ‘‘Tamamdır, onu indir, şunu bindir!’’ Diğeri omuzda, ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor’’ sloganları. Yine aynı ses, ‘‘Onu indir, ötekini kaldır’’ uyarısı. Uçağa bu coşkuyla biniyorlar. Uçak piste yaklaşırken bakıyorlar ki, kimi 70 milyon, kimi 80 milyon dolandırılmış. Omuza alınanın cepleri boşaltılmış, o inmiş öteki omuza alınmış. İşlem tamam!

* * *

Fazilet'çiler, Genel Kurul'da, Erbakan'ın sırasına beyaz karanfil sepeti koydular. Gazetelerde gördünüz. ANAP'lılar Fazilet'çilere takıldı:

‘‘Anayasa ve yasalara uyum sağlayamadınız, partiniz kapatıldı. Buranın geleneğine bile alışamadınız kardeşim!’’

FP'liler, ‘‘Neden?’’ diye sorunca verilen yanıt gülüşmelere yol açtı:

‘‘Meclis'te, ölenlerin sırasına çiçek konur. Erbakan siyasi mevta mı?’’

Bu gidişle, yakında şarkı bile bestelenir: ‘‘Ah Fazilet, vah Fazilet!’’













Yazarın Tüm Yazıları