İsmet Solak: Kafalar allak bullak...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Elimiz kolumuz bağlı. Olupbitenleri sadece izliyoruz... ‘‘Erbakan ile birlikte FP de kurtarılıyor. YSK, Erbakan'a vize veriyor.’’

CHP'li Cevdet Selvi, bu haberleri okuyunca irkildi:

‘‘Sen neymişsin be Hüssam!’’

Önce anlayamadım. Üzgün ve kaygılı, ‘‘Çok ciddi bir mesele bu, çok ciddi’’ diye devam etti. ‘‘Hangi mesele?’’ diye sorunca konuyu açtı:

‘‘Bu Hüsamettin Özkan meselesi çok ciddi. Bizi nasıl DSP'den kopardığını sen iyi biliyorsun. FP'ye tüm ödünleri verdiren toplantının başkanı da o.’’

* * *

Önceki gece, Prof. Emre Kongar telefon etti:

‘‘Gözlerinden öpüyorum, yazıların harika. Ben köşe yazılarını gece eve gelince okuyorum. Şu an, Şemsi ile ilgili güzel yazını okuyordum.’’

Emre Hoca ile eskilere dayanan dostluğumuz var. CHP'nin zirvede olduğu 70'li yıllarda, Ecevit'in Göreme Sokak'taki çalışma bürosunda tanışmıştık:

‘‘Yazının sonunda, 'Biz o dönem köprüye karşı çıkma gerekçelerimizde haklıydık' diyorsun. Bu ifade yanlış. Asıl şimdi haklılığın ortaya çıktı. İstanbul'a bakınca, ne hale geldiğini görüyoruz. Buna karşı çıkılıyordu.’’

Bizler, yatırım önceliğinin Doğu ve Güneydoğu kalkınmasına tanınmasını savunuyorduk. 'Köprü yapılmasın' demedik ki!

Geçen hafta, Meclis kulisinde CHP eski Mardin Senatörü Mehmet Ali Arıkan ile karşılaştık. 12 Eylül öncesi, CHP içinde ödünsüz Ecevitçi bilinirdi.

DSP'li Ahmet Ertürk ve eski CHP'li Cavittin Yenal ile oturuyordu:

‘‘Köprü kavgasını beraber verdik. Eleştirin, ama onurumuzla oynamayın.’’

Arıkan, Fransız işgaline isyan edip Mardin'i kurtaran kahramanın oğlu. Cebinden babasının İstiklal Madalyası'nı çıkardı:

‘‘Ben bu madalyayı onur ve gururla taşıyorum. Ben, hain olamam yavrum!’’

Gözlerim dalıp gitti. Arıkan, tahkime karşı çıkanları eleştiren Ecevit'e isyan ediyordu. Ertürk, genel kurula girdi. Kütüphane yönünden DSP'li Tahir Köse ile Turizm eski Bakanı Abdülkadir Ateş geldi ve sohbet devam etti:

‘‘Nerede yanılıyorlar biliyor musunuz? Sanki 66 milyar doları çantalara koyan yabancılar gelmiş Türkiye'nin kapısında Tahkim Yasası'nın çıkmasını bekliyorlar. Çıksa, hemen yatırım mı yapacaklar? Geçiniz...’’

DSP'li Tahir Köse ve henüz isimlerini bilmediğim iki milletvekili daha geldiler. Ateş, devam etti:

‘‘Bir zamanlar serbest bölgeler de umuttu. Ne oldu, hüsran! Oralarda tapon tekstil ürünleri kaldı. Tahkim işi de aynen öyle olacak.’’

Ateş, köprüye karşı çıkış nedenlerini sıraladı:

‘‘Bakın, köprü tartışmasında yolu olmayan köy ve kasaba sayısı kaçtı? İstanbul'da yaratacağı haksız ranta ve trafik keşmekeşine karşıydık.’’

Haklı çıkılmadı mı? Ateş devam etti:

‘‘Renkli TV ve çok kanal tartışmasına gelinca, kırsal alanda, köylerin yüzde 40'ında elektrik yoktu. Özel TV'ler mi? Başta Anayasa düzenlemesi olmak üzere konunun yasal altyapıları düzenlensin diyorduk.’’

* * *

Bunlar ne çabuk unutuldu? Şu sözü hatırlayın:

‘‘Anayasa bir kere delinirse, bir şey olmaz.’’

Ne Anayasa kaldı, ne yasalar... Sistem kevgire döndü. Ulusal değerleri yitirdik. Milletin ahlak yapısı sarsıldı. Anadolu'da özel TV'ler birer şantaj kutusu haline dönüştü.

Şu an, cep telefonum çaldı. Lüleburgaz'dan bir çiftçi arıyor:

‘‘Borsada buğday 50 bin lira, mahvolduk. Acaba ayçiçeği ne olacak?’’

Ecevit'in 1974 ve 1978-79 iktidarlarında belini doğrultan Trakya köylüsünün, bu yıl omuriliği zedelendi. Soruya cevap veremedim.



Yazarın Tüm Yazıları