Paylaş
30 bin vatan evladının katili yargılanıyor. Emperyalist güçler ise çıkar hesapları yapıyor.
Maşaları da, devleti sırtından hançerlemek için çırpınıyor.
Gerekçeleri belli... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, DGM'lerde askeri üye bulununca adil yargılama yapılamayacağına ilişkin kararı...
Entel takımı, buna takılmış sürekli üstüne gidiyorlar.
Yeni hükümet elini çabuk tuttu. Yasal değişiklikler için ivedi bir tasarı hazırladı. Devlet Bakanı Yüksel Yalova, bunu hazırlayan komitede idi.
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın başına taş mı düştü ne! Yalova gibi genç ve yetenekli insanlara bu hükümette yer verdi. Yalova ile tasarıyı konuştuk:
‘‘İyi bilinmeli ki, bu memlekette demokrat olduğunu zanneden insanlar, demokratizasyonla militarizasyonu karıştırıyorlar. Militarist olmak başka şeydir, asker düşmanlığı başka şey...’’
Biraz daha açalım istedim:
‘‘Solda ve sağda, kendilerinin demokrat olduğunu iddia edenler, askeri hákim konusunu günah keçisi yapmaya çalışıyorlar. Avrupa'da, özellikle bunu uluslararası alana taşımak isteyenler var. Askeri hákimlerin DGM'de yer almasını mahkemelerin meşruiyet kaybı nedeni gibi göstermek istiyorlar.’’
* * *
Doğru.. Hiç kimse DGM'lerde görev yapan askeri hákimlerin vermiş olduğu kararların hukuki niteliğini tartışmıyor. Yalova, Anayasa hukukçusu:
‘‘Kimse, ‘Bak şurada yasaya göre karar vermesi gerekirdi, vermedi' veya ‘şurada keyfi davrandı' diyemiyor. ‘Bu asker, öyleyse tamam' diye kestirip atıyor. Ne yapalım askerse? Asker olması kötülemeye gerekçe olur mu? Olaya hukuki bakmıyorlar. Çıkan sonuç, siyasi baktıklarının delilidir.’’
Anayasa'nın 138 ve 143. maddelerini açıyor:
‘‘138'inci madde, ‘hákimler bağımsızdır' diyor. ‘Sivil hákimler bağımsız, askeri hákimler bağımlıdır' demiyor. 143. maddede, DGM'lerin kuruluşu ile güdülen amaç belirleniyor. Devletin bütünlüğü ile ‘hür demokratik düzene karşı eylemler olursa bu mahkeme baksın' deniyor.’’
Entel takımı bunu görmezden geliyor:
‘‘Üç öğe kategorik olarak sıralanıyor. Biri de hür demokratik düzendir. Şimdi, hür demokratik düzeni korumakla görevlendirilen mahkemenin böyle bir şeye, suçlanmaya muhatap olmaması lazım.’’
Yalova, ‘demokrasiyi savunanlar tarafından böyle bir eleştiri söz konusu bile yapılmamalı' diyor ama, kime anlatırsın! Bakan, ‘‘Olaya hukuki değil, siyasi bakıyorlar ve başka bir tezgáh var’’ dedikten sonra devam ediyor:
‘‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, son kararda ihtiyati tedbir fonksiyonu ifa edecek bir karar aldı. Yani, asker üyeler buradan ayrılırsa o ana kadar yapılmış olan işlemler ke-en-lem-yekün sayılsın. Yargılama biraz uzasın ve vakit kazanalım. Tezgáh bu!’’
* * *
Hesap ortada; ‘‘Konuyu ne kadar uluslararası alana taşırsak uluslararası kamuoyunda Türkiye'yi mahkûm etmek daha kolay hale gelir.’’ Hesap bu!
Yalova, ‘‘Yani, ‘Biz bu konuda verilen kararın meşruiyetini hukuki platformda kaybettirelim' demek istiyorlar’’ deyip hassas gerçeğe varıyor:
‘‘İster klasik Anayasa Hukuku olsun, ister Modern Anayasa Hukuku olsun, çağdaş devletin en önemli haklarından biri egemenlik hakkıdır. Egemenlik hakkı globalizm numarasıyla gözardı edilecek bir hak değil, asli haktır.’’
Türkiye, çok şey feda edebilir. Ama, egemenlik hakkından asla. Egemenlik önceliktir. Genç Bakan'ın uyarısı da ‘olmak ya da olmamak' anlamına geliyor:
‘‘Türkiye'deki insanlar, egemenlik hakkı için çok uyanık olmalı.’’
Paylaş