Paylaş
Saddam, bizim iki Başbakan Yardımcısını birbirine düşürdü. Körfez Krizi ikinci planda kaldı. Sıra Ecevit'e geldi. Ama tartışmadan yana değil:
‘‘Şimdi bir tartışmaya girmek istemiyorum Sayın İsmet Sezgin'le... Lütfen beni böyle çatışmanın içine çekmeyin.’’
Çok ısrar ettim. Polemiğe girmeyip, ‘‘Çatıştırmayın bizi... Zaten, benden önce Cindoruk'a sorun. Sanırım Cindoruk'un görüşleri de farklı’’ dedi.
Peki sorsam ne derdi Cindoruk? Lafını sakınmaz, herhalde, ‘‘İsmet abi Savunma Bakanı... O makama göre konuşuyor’’ derdi.
Ecevit, ‘‘Düşüncelerim belli, siz bir değerlendirme yapın’’ deyince, iş başa düştü. İlkin, 'Ecevit, kendisine 'Saddamcı' diyenlere nasıl bakıyor?' diye sordum kendime... Bunu, gazetecilere son sohbette de söylemişti:
‘‘Saddamcı değil, Türkiyeciyim. Türkiye'den yana tarafım. Ama bazıları bizi hemen Saddamcı ve Amerikan düşmanı göstermek istiyor. 'ABD'ye karşı direnilemez' sesleri çıkıyor. Evet ABD çok güçlü, tek süper güç. ABD'ye karşı direnmek zor. Ama diyalog istemek hakkımız. Türkiye'de bazı çevreler, bunu belirtince, ‘Vay ABD'ye karşı nasıl tavır alır, Saddamcı olursunuz?' diyorlar. Bu tutum, ABD'ye cesaret veriyor; 'Türkiye nasıl olsa çantada keklik, bu sesleri çıkaranlar azınlıkta' deniyor.’’
Ecevit, ardından ekliyor:
‘‘Beni en çok üzen, Türkiye'de böyle teslimiyet, yani yenilgenlik duygusunun ortaya çıkması. Bu ABD'ye büsbütün cesaret vermiş görünüyor.’’
Ecevit’in yakın mesai arkadaşlarıyla sorunu masaya yatırdık. Sezgin'in, ‘‘Kürt Devleti, Saddam'la olarak mı önlenir?’’ sorusuna DSP'li bir bakan, ‘‘İsmet abi ne dediğini biliyor mu?’’ sorusuyla yanıt verdi:
‘‘Saddam'ın onuru sözüne takıyorlar. Peki Saddam'ın onuru Fransa'ya mı kaldı? Fransız Büyükelçisi de, BM Genel Sekreteri Kofi Annan da aynı şeyi söylüyor. Neden? Çünkü başka türlü barışı bulmak mümkün değil. Maksat bağcı dövmek değilse, o zaman bir çözüm bulmak lazım. Bağcıya da bir çıkış yolu bırakmak lazım. Bu diktatörün değil, insanların kurtuluşudur.’’
Gerçekten, Saddam önemli değil. Ben Irak halkına yanıyorum. Saddam tıpkı kurbanlık koyunlar gibi, yüksek teknolojiye dayalı silah gücünün önüne halkını koyabiliyor. Önemli olan yüreğimizi yakan bu insanlar değil mi!
ABD Kürt Devleti kurmayacağını söylüyor. DSP'li bakan, ‘‘Kürt Devleti fiilen var. O bölünme PKK'yı bize musallat etmedi mi?’’ diyerek ekliyor:
‘‘İngiliz Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan'dan Kürt Devleti isteğini açıklamadı mı? Bölgede oluşacak Ortadoğu ve Irak manzarası konusunda ABD neden bize izahat vermiyor, birlikte fikir oluştur muyor? İngiltere ile yapıyor da neden bizimle yapmıyor? Müdahaleden sonra Irak ikiye, üçe bölünürse ne olacak? Irak'ın kolu-kanadı kırık. Halk kötü beslenme, bunalım içindeki ruh hali, ilaçsızlık, hastalık içinde bitik. Müthiş bombardıman geçirdi ve tepesine inildi. Ne olacak? Irak halkı kurda kuşa yem olacak.’’
Doğrusu, kurtlar kuşlar da az değil! Böyle giderse bizi de gagalarlar. Bir gazetede, ‘‘Ecevit Bakanlar Kurulu'nda 'tek dostumuz Saddam' dedi’’ diye yazı okudum. Bunu da sordum. Genç bakan, ‘‘Tam bir çarpıtma’’ dedi ve bunu Deniz Baykal'a bağladı: 'O yazıda, 'müdahale Saddam'ı düşürür mü? Ama bu hükümeti düşürebilir' deniyor. 'Hükümeti düşürür, sonra da Deniz Baykal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olur' demeliydi.''
Paylaş