İsmet Solak: DYP, Çiller Partisi mi oldu?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

İddia bana ait değil. Yalım Erez söylüyor: ‘‘Sonucun böyle olacağı belliydi. Ben, arkadaşlarıma söyledim. Bu meşru bir kongre değil, peşinen kaybedeceğiniz kongreye giriyorsunuz ve meşru olmayan bir kongreye girerek sonucunu meşru hale getireceksiniz, dedim.’’

Şimdi daha da keskin konuşuyor:

‘‘Bu, Doğru Yol Partisi kongresi değil, Çiller Partisi kongresidir.’’

Yalım Erez dahil, DYP kökenli pek çok siyasetçi yeni bir parti oluşumu için uzun süredir yoğun çalışmalar yapıyorlardı. Erez, bunu doğruluyor:

‘‘Çalışıyoruz, ancak iş kolay değil. Türkiye'de yeni bir siyasi oluşum diğerlerine benzeyecekse hiç olmaması daha iyidir. Önce altyapının çok iyi hazırlanması ve bir lider partisi olmaması gerekir.’’

Bunlar önemli ilkeler... Erez ve arkadaşları yalnız değil. İlhan Kesici, Uğur Aksöz gibi tanıdık isimler de bu çabanın içinde yer alıyor.

Erez, ilkeleri sıralamayı sürdürüyor:

‘‘Kadro partisi olmalıdır. Hiç olmazsa, lider sorulduğunda, o partide yedi-sekiz tane lider sayılacak adamın olması lazımdır. Ancak böyle bir parti başarı kazanır. Halk demelidir ki, bunlar hakikaten namuslu adamlar ve bu işi layıkı ile yaparlar ve verdikleri sözde dururlar.’’

Yani önce güven vermesi gerekiyor. Daha önceki sohbetlerde, parti adı için titiz arayışlar yapıldığı izlenimini almıştım. Erez'e bunu sordum:

- Demokrat Parti'nin adı olur mu?

‘‘Hayır, hayır. Hep şunu diyorum, Türkiye'de siyaset üç mirasın üstünde yapılıyor; Atatürk, Menderes ve Özal'ın üstüne yapılıyor. Artık bunlardan sadece birinin mirası üstüne oturacak bir siyasi parti olmamalı.’’

Buradan çıkacak mesaj, Özal gibi, dört eğilim mi? Erez'in tanımı başka:

‘‘Bunun üçüne de sahip çıkılmalıdır. Yani, cumhuriyete de, demokrasiye de, liberalizme de sahip çıkmalıdır. O zaman, Atatürk'ün, Menderes'in ve Özal'ın ruhuna sahip çıkılmış olur.’’

Nasıl olacağını sormadan ekliyor:

‘‘Zaten bu millet, cumhuriyet-demokrat kavgasından bu hale gelmedi mi?’’

DP ve AP misyonu, Anadolu tüccar ve esnafına, yani Odalar ve Borsalar Birliği ile kasketliler üstüne oturmuştu. Erez'in istikameti belli oluyor:

‘‘Bu siyasi arzu, halkta zaten var... Esnafında, köylüsü ve çiftçisinde, memuru ve işçisinde var. Medyada da var. Önemli olan, tepede kurmaktır.’’

Erez ile sohbet ederken, DYP Kongresi'nin bir gün öncesine gittim. Otel lobilerinde kümeleşen delegeler arasında, bazı il başkanlarının büyük bir iftiharla yaptıkları açıklamalar kulaklarımda çınladı:

‘‘Biz Genel Başkanımız Tansu Çiller'in askerleriyiz, emrindeyiz.’’

Olay zaten baştan bitmişti!

Bu destekle, rakiplerini ezip geçen Tansu Çiller konuşuyor:

‘‘Yepyeni bir Çiller oldum. Birlik olmalıyız, DYP'de değişim başlıyor.’’

Dün sabah, basın toplantısında aynı çağrıyı yapıyor.

Bizim Hakan Akpınar, kongreden tulum çıkan listeleri önüme koyuyor:

‘‘Bak İsmet Abi... Tansu Hanım, bu kez parti organlarındaki isimleri sağlama aldı. Kendisine karşı deklarasyon yayınlayan Haysiyet Divanı'nın tümünü değiştirdi. Teknik danışmanı Veysel Polat ve kolejden arkadaşı olan Mine Çubukçu'yu MKK'ya aldı. Kuşadası'ndaki Dallas çiftliğinin bakımından sorumlu olduğu öne sürülen Levent Göktuna'yı, Öncü ve BTV'de yöneticilik yapan Bekir Altınok ile Mehmet Göktürk'ü de MKK üyesi yaptı.’’

Aile boyu yönetim. Çiller damgalı bir parti...

Yalım Erez, ‘‘DYP, Çiller Partisi oldu’’ derken haksız mı?



Yazarın Tüm Yazıları