İsmet Solak: Büyük başın derdi de büyük!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

ASO, yani Ankara Sanayi Odası ödül töreni, Çankaya Köşkü'nde yapıldı...

Anlamlı ve önemli bir törendi...

En yüksek vergi ödeyenler ile en çok ihracaat yapan ve çevreyi koruyan sanayicilere başarı ödüllerini, bizzat Cumhurbaşkanı Demirel verdi.

Demirel'in keyfi yerindeydi. Yıllardır gözlüyorum, başarılı olan her şey Cumhurbaşkanı'nı çok sevindiriyor. Yurt gezilerinde de kurdele keserken, bir temele harç koyarken, tüten bacalara bakarken içindeki heyecan yüzüne yansıyor. Eski deyimle, 'yüzünde güller açıyor' ve çocuklar gibi seviniyor.

Yine sevinçliydi... Uzun uzun cumhuriyeti anlattı. Yoktan var edilen laik cumhuriyetin; bu aziz topraklarda yaşayan fakir halkı ilkel yapıdan sanayi toplumuna nasıl getirdiğini rakamlar vererek gözler önüne serdi:

‘‘1920'de fert başına düşen gelir 50 dolardı, bugün 6 bin dolar. Nüfusun yüzde 85'i köylüydü, şimdi yüzde 40'ı köyde ve bu yüzde 8-10'a inmelidir.’’

Birilerine bir şeyleri hatırlatır gibiydi:

‘‘Üç gün önce Mardin, ondan önce Urfa, Diyarbakır ve Kars'ta fabrikalar açtım. Bunlar sevindirici şeyler. Yurdun her köşesinde bu yayılıyor.’’

ASO Başkanı Zafer Çağlayan'ın konuşması da etkileyici idi:

‘‘Enflasyondan, yüksek faizden, kamu açıklarından, kamudaki israftan ve siyasi kararsızlıklardan bahsetmeyeceğim. Çünkü, her şeye rağmen Türkiye iyi ve doğru yoldadır. Gelişmeler olumlu, ufkumuz açıktır.’’

Çağlayan, genç bir girişimci. Ama çabuk ustalaştı, iyi yetişti:

‘‘Tabii, büyük başın derdi de büyük olacaktır!’’

Zafer Çağlayan'ın da vurguladığı gibi, ‘‘Biz istesek de istmesek de, dev Türkiye'ye düşen rol artık belli oldu’’.

AB'ye aday üye olmamız da önümüze, 'varılacak bir hedef' koydu. Bu yolda yürürken, ulusal kimliğimiz ve değerlerimizden ödün vermenin anlamı var mı? Bir yerlere zeytin dalı uzatılırken, arkada nelerin kırıp döküldüğünün de farkında olmalıyız. Aksi halde, kırılanları onaramayız.

Çağlayan, 25 yıldır süren enflasyon alışkanlığına dikkat çekti:

‘‘Yüksek enflasyon, yüksek faiz ortamından çıkar sağlayan kesimler var. Bu kesim, Enflasyon Çetesi'dir ve organize alışkanlığını sürdürecektir.’’

Bu teşhisin altını çizerken, ‘‘Yine de köklü değişim sürecektir’’ dedi,

Maliye Bakanı Sümer Oral, G-20'ler toplantısından yeni döndü. Gelişen 20 ülkeden biri, Türkiye! Bunun kıymetini bilmeliyiz.

Oral, sağlıklı ekonomi için kamu maliyesindeki tıkanıklığın aşılması gerektiğini vurguladı. Haksız mı? Gelir 24 katrilyon, faizini ödemek için 21 katrilyon gerekiyor. Kamu Maliyesi'nde vaziyet böyle!

Oral, bu makama paraşütle inmmedi. Yıllarca, mesleğin çilesini çeke çeke merdivenleri nasıl çıktığına en yakın tanık olmuş gazetecilerden biriyim.

Tören sırasında tam önümde, DSP'li Uluç Gürkan vardı:

‘‘CHP yemeğinde, Moğultay'ın yaptığı yoruma katılmıyorum. Mesut Bey'in hiç, ama hiç şansı yok. Cumhurbaşkanı Meclis'ten, ama DSP içinden seçilir.’’

Devlet eski Bakanı Gürcan Dağdaş, hemen sağımda oturuyordu:

‘‘Ben de, Yılmaz'ın şansı yüksek, diyorum. Mesut Bey aradan çıkar.’’

Uluç Gürkan, bıyık altından gülerek görüşünde ısrar etti:

‘‘Aday olsun, görür. DSP'den en az 50 arkadaşımız karşısına çıkar!’’

Şaka mı, ciddi mi diye yüzüne baktım! Gürkan, ciddiydi:

‘‘Cumhurbaşkanı seçiminden önce, verdiğimiz yeni mesajları seninle bir konuşalım. Yeniden Sol diyorum. Bunu yazılı hale getirince seni ararım.’’

Her şey ne kadar da hızlı gelişiyor. Tören biterken Demirel'e, koalisyon liderleri arasındaki son atışmaları sorduk. Sakin bir ifadeyle yanıtladı:

‘‘O konuşmalar normal... Sayın Ecevit, bu işi çok dikkatli götürüyor.’’

Yazarın Tüm Yazıları