Paylaş
Dün Başbakan Bülent Ecevit ile iki kez bir araya geldik. Önce, NTV'deki Ankara Kulisi'nde konuğum oldu.
Bir saat sonra, bu kez Başbakanlık'ta beraberdik. NTV Ankara Temsilcisi Murat Yetkin ile birlikte Ecevit'in konuğu olduk. MHP lideri Bahçeli'nin basın toplantısını birlikte izledik.
Ecevit, müstakbel ortağını dinlerken, not alma ihtiyacını bile duymadı. Tatmin olduğunu gördüm. Güven ortamı sağlanmıştı:
‘‘Sıraladığı demokratik ilkeler, hükümetin nasıl uyumlu çalışabileceğini göstermiş oldu. Yapıcı bir konuşmaydı.’’
Bahçeli'nin saat 10.00'da basın toplantısı düzenleyeceğini sanıyordu. MHP Lideri ise, bunu 12.00 olarak planlamıştı. Ecevit'in benim programıma çıkacağını öğrenince, saat 14.00'e bırakmıştı. Ecevit sabah telefon etti:
‘‘İşler biraz benim açımdan karıştı. Saati değiştirmişler. Oysa ben, önce Sayın Bahçeli'yi dinleyecek, sonra sizle daha rahat konuşma olanağını bulacaktım. Kısmet. Sorularınıza biraz itinalı yanıt veririm.’’
* * *
Program öncesi sohbet ettik. CHP'deki liste skandalını anlattım. Bunu yeni duyuyordu. Çok şaşırdı. Olayın gelişimini anlattım:
‘‘Yeni genel başkan liste hazırlarken, Keskin ve arkadaşları bir saat önce ‘Genel Başkan listesi' diye kendi listelerini Divan'a vermişler. Altan Abi geldiğinde oylamanın başladığını görmüş. İstifa noktasına gelmiş.’’
Ecevit, anlattıklarıma inanamıyordu. ‘‘Yaaa, vah vah’’ diyordu:
‘‘Ben de Altan'a, mesaj gönderip kendisini kutladım!’’
Ecevit’in, eski meslektaşı ve yakın arkadaşı Altan Öymen'e ismiyle hitap ettiğini yıllar öncesinden biliyorum. Orhan Birgit'e de ilk adıyla hitap eder. Bir ara gözledim. Herhalde, bu CHP'de olmadığı için dua ediyordu.
Murat Yetkin, Kurultay'dan yeni gelen bilgileri de aktardı. CHP yeniden açılırken Ecevit'e nasıl, ‘başa geç’ diye baskı yaptığım aklıma geldi. Ve kendisine de hatırlattım. Tebessüm etti:
‘‘Efendim, yalnız Baykal ve arkadaşları değil ki, sonradan oraya katılan diğer isimler de ayrı birer sorun değil mi?’’
Kimler olduğunu sordum. İsim vermeden tarif etti:
‘‘HEP'i parlamentoya sokanlar da sorumlu değil mi?’’
HEP kadar İSKİ ve Sıvas katliamı da sorunlar hanesindeydi. Bu adreste kimler yoktu ki? Kurultay'a giderken, Oktay Abi'yle (Ekşi) de konuşmuştuk:
- Eski SHP lideri Erdal İnönü, HEP ile görüşmeleri sağlayan dönemin Genel Sekreteri Hikmet Çetin, hatta biraz Fikri Sağlar itham edilmişlerdi.
Yukarda Allah var; Baykal ekibi, HEP listesinde yer alan isimlere karşı çıkmışlardı. Merkez Yönetim Kurulu'nda müthiş mücadele vermişlerdi.
Bunları o zaman Adnan Keskin, Eşref Erdem ve Veli Aksoy'dan dinlemiştim. Eski SHP Genel Merkezi'nin nasıl satın alındığını da onlar anlatmışlardı.
* * *
Ecevit, söyleşimizde çok netti. Rahşan Ecevit'in verdiği demeçten tutun da, protokol krizine kadar her şeyi anlattı. Sadi Somuncuoğlu'na ne zaman, nasıl söz verdiğini bile açıkladı:
Mesut Yılmaz'ın, ‘Ecevit çok şanslı’ sözlerine de gülüp geçti. Programda umutlu ve iyimserdi. Bahçeli'yi dinleyince hükümet kuruluşunun artık rayına oturduğunu vurguladı:
‘‘İzlenecek yöntemi, üç parti başkanının bir araya gelerek saptamaları yerinde olacaktır. Görebildiğim kadar iki komisyon gerekli. Biri protokol ve sonra hükümet programını da hazırlar. Diğeri bakanlık paylaşımlarını.’’
Yeni hükümeti dağ gibi sorunlar bekliyor. Hayırlı başarılar.
Paylaş