İsmet Solak: Atılan ok nereye saplandı?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Terör işte bu. Zamanı, mekánı ve neyi vuracağı belli değil. Kocatepe Camii avlusunda, Kışlalı Ailesi'ne yakındık.Ne büyük acı!

Eski CHP milletvekilleri Memduh Ekşi, Ertöz Vahit Suiçmez, Sait Saylam, Vehbi Meşhur... Hurşit Güneş, Ercan Çitlioğlu... Prof. Mümtaz Soysal ve eşi... Öğrencilikten beri kendime örnek aldığım İlhan Selçuk ağabeyim... Mustafa Balbay ve Cüneyt Arcayürek... Derken, CHP lideri Altan Öymen, İbrahim Tez ve Şule Bucak ile aramıza katıldılar. Protokolü ve düzeni asker sağlıyordu.

Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz protestolarla karşılandı. Başbakan Ecevit ve eşi gelirken protestoların dozu iyice kaçtı:

‘‘Başbuğ Ecevit. Katil Ecevit.’’

Terör konusunda ustalaşan yazar Ercan Çitlioğlu, ‘‘Bir ok atıldı, bak nereye saplandı?’’ diye sormaktan kendini alamadı. Bu ilkellik ve çiğlikten ben utandım. Aslında, Ecevit'i yalnızlaştıranlar utanmalıydı.

Acılı bir bayan, ‘‘Öfkeyi anlarım, ama bu hizipçilik’’ dedi.

CHP bayrakları taşıyan protestocuları CHP'liler de tasvip etmiyordu.

***

Cumhurbaşkanı Demirel'e de aynı tepkiler gösterilince, ‘‘Ok nereye atılmıştı, nereye saplandı?’’ diye sordum. Neler oluyordu böyle?

Asala-PKK kitabının yazarı Ercan Çitlioğlu, birkaç ay kadar önce, Hizbullah Gerçeği'ni bölgede incelemiş ve Hürriyet'e yazmıştı:

‘‘Bu Hizbullah işi değil. Hizbullah militanları cahildir. Bu, spontane bir olay da değildir. Kararla uygulama arasında en az üç-dört ay vardır.’’

Üç-dört ay öncesinin önünde neler olmuştu? Meclis'teki Merve krizi, bir de Malatya olayları. Malum gazetede rahmetli Ahmet'in resmini çarpı işareti ile yayınladıkları günler... Bu gerçek, çıplak gözle bile görülüyordu.

Ercan, bunu NTV'deki Ankara Kulisi'nde de söyledi. Düğmeye basılıp ok atıldıktan sonra, saplandığı yer önemliydi. Ercan, şunları anlattı:

‘‘Amaçları, laik kesimde panik yaratıp yılgınlık sağlamak ve dinci kesimle ipleri iyice germek... Bu yuhlamalar ve protestolar, okun yanlış yere saplandığını gösteriyor. Laik kesimde; devleti yöneten sivil kadroya öfke, askere güven göstererek ayrım yapmış oluyorlar. Bu bir büyük yanlış!’’

***

Ertöz Vahit Suiçmez'in görüşü:

‘‘Yarın laik kesimin birlik olmasına engel olacak bir üslup. Ecevit'e bağlı olanlar kemikleşir ve laik cumhuriyet için yapılacak eyleme gelmez.’’

Vehbi Meşhur, komutanlara bakarken duygulandı:

‘‘Buraya gelen herkesin içi yanıyor. Peki bu sloganlar neyin nesi?’’

Eski günlere döndük. Aynı düşüncenin bölünüp parçalandığı günlere...

Öncesi ne güzeldi... Sait Saylan, Tekin İleri Dikmen ve Zeki Tekinel bir dönem, CHP'nin ayrılmaz üçlüsüydü. Sait Bey'le, 12 Eylül öncesi suikasta kurban verdiğimiz Nevşehir İl Başkanı Zeki Tekinel'i de rahmetle yad ettik.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ‘açık, net tavrı’ yüreklere su serpti. Laik cumhuriyet sahipsiz değildi. Utanmasam, hıçkırarak ağlardım. Gizledim.

Bu tavır bizi, sivilleri tembelliğe itmemeli. Vatan sevgisiyle yetişen askerimiz zaten görevinin başında. Peki bizler görevimizi yapıyor muyuz?

İsterdim ki, bir milyon kişi alanları doldursun. Tembellik yüzünden yitirdiğimiz değerleri geri getirmek mümkün mü? Sorumluluktan kaçılır mı?

Salı gününü bekliyorum. Uluç Gürkan, gündem dışı söz aldı... Meclis'te, Faili Meçhul Cinayetler Raporu'nun neden genel kurula indirilmediğini soracak. ‘‘Canileri bulmadan, onları affetmek yakışır mı?’’ diyecek.

Bu sorunun cevabı mutlaka verilmeli. Çünkü, bıçak kemiğe dayandı.



Yazarın Tüm Yazıları