Paylaş
TMO eski Genel Müdürü Önal Ulutaş, o günleri Rumeli ağzıyla anlatır:
- 1950 seçiminde Demokratlar Trakya'yı da silip süpürmüştü. Halkçıların ağzını bıçak açmıyor, nah böle (ağzına fermuar çeker). Köklü CHP'li aileler ise partiyi ayaklandırmak isterdi. CHP Kırklareli İl Kongresi'ne gittik...
O havayı, Önal Abi gibi ben de solumuştum... Babası merhum Kazım Ulutaş ve babam gibi köklü CHP'liler, yönetimde görev almışlardı:
- Gençlik Sineması balkonunda, kıyıcıkta yer bulduk. Salon dolu. Breh breh... Nefes alınmaz, sıcak, ter kokuyor. Ankara'dan gelen biri, ‘‘Bu sefer biz susacağız, taban konuşacak. Köylerden gelenlerden söz isteyen var mı?’’ diye sordu. Sahne yakınındaki bir kasketli, ‘‘Var’’ deyip elini kaldırdı.
Köylü Aga, sahneye çıktı. Mikrofona gitmeden boynunu uzattı:
- Ben, Burgaz'ın (Lüleburgaz) Evrensekiz Kasabası'ndan mahalle delegesi Hüseyin Karalı. Çok dertliyim arkadaşlar, çok. Annattırmak isterim isterim, bir türlü bu derdimi annattıramam annadınız mı? Hörmetler ederim...
Köylü delege inince bir alkış, bir alkış... Kıyamet kopuyor...
Salonu dolduranlar da yenilgi acısını içlerine atan Hüseyin gibi dertli insanlar... Dolmuşlar, ama bir türlü anlattıramıyorlar!
* * *
Nakşi tarikatı lideri için Bakanlar Kurulu Kararnamesi hazırlanması ve imzaların bir çırpıda tamamlanması, hepimizi dertli etmişti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e minnet ve şükran duyuyoruz. Aleyhine ettiğimiz onca sözden sonra özürümüzü kabul etmese bile sağ olsun, var olsun!
Peki ya Başbakan Bülent Ecevit'in düştüğü duruma ne diyeceğiz?
Ben, ‘‘Zamanı geldi, çekil’’ derken, içimi yakan endişe işte buydu...
Çevresini saranları gördükçe tansiyonum çıkıyor. Her zaman söylerim:
- Yağcılık, sağcılıktan daha tehlikelidir!
Siyasetin en üst mertebesine çıkmış Bülent Ecevit gibi biri, kendisini bu durumlara düşürmemeli, düşürtmemeliydi. O yüzden çok dertliyiz:
- Anlatıramadığımı şimdi anladınız mı?
* * *
Sezer'in vetosundan sonra neşeyle, Kemal Baytaş'ın davetine katıldık.
Kimler yoktu, kimler... CHP Genel Başkanı Baykal, Genel Sekreteri Önder Sav, yardımcıları İnal Batu ve Bülent Tanla...
Anayasa Mahkemesi üyesi Yalçın Acargün. Prof. Hakkı Akalın ve Prof. Ümit Özyurda, hukukçu Yurdanur Kalkavan, TÜTAV'dan Erol Özel ve ünlü sanatçılar.
Milliyet başyazarı Güneri Cıvaoğlu ve Gözcü başyazarı değerli ağabeyim Rahmi Turan İstanbul'dan gelmişlerdi... Çok oldu, görüşemiyorduk.
Hürriyet'ten Sedat Ergin, Bekir Coşkun, ben ve Muharrem Sarıkaya...
Sabah'tan Yavuz Donat ve Bilal Çetin... Cumhuriyet'ten Mustafa Balbay...
Televizyonların Ankara temsilcileri; Ertan Karasu (BRT), Baki Şehirlioğlu (ATV), Mehmet Akarca (Kanal D), Mithat Sirmen (Show), Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve yardımcısı Selçuk Sümer, İlhan Çevik ağabeyimiz...
Hem nefis bir yemek, hem de müthiş keyifli bir müzik ziyafeti vardı.
Siyaset mi? Kısa sohbetler oldu... Deniz Baykal, çok kararlı ve iddialı.
Baykal'la daha uzunca bir sohbet yaptıktan sonra yazmak istiyorum.
Paylaş