İsmet Solak: 312 ne diyor? Erbakan ne demiş?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

BU ülkede Vural Savaş tek değil. 28 Şubat'a da yüzde 87 destek vardı.Çabuk unutuldu. Bakmayın dinci basının, entel ve numaracıların korosuna; çağdaş ve laik cumhuriyete olan bağlılık, her geçen gün çığ gibi büyüyor.

Bu ülkede milyonlarca Yekta Güngör Özden var.

69 ve 312 konusunda telefon eden veya faks çeken okuyuculardan, siyaset adamlarının nasıl adım adım izlendiğini anladım. Bu ülke sahipsiz değil!

Yine de, Melek öğretmenin vurguladığı eksikliğimiz sürüyor:

- Öğrenmeyi sevmeyen milletiz. Siyasetçiler bunu bildiği için her konuda, işlerine gelen şeyi doğru gibi halkımıza yutturuyorlar!

Genellikle de başarıyorlar! Şu 312 olayına bakın. Maddeyi açıp okumak, kimsenin aklına gelmiyor. Önüne gelen ahkám kesiyor:

- Maddenin tümü kalksa iyi olur! Yoksa bizi AB'ye almazlar.

TV-8'de harika sabah programları yapan Erkan Tan'ın dünkü konuğu, DTCF Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şahin Yenişehirlioğlu idi:

- 312, kalksa yerine ne konacak? Bizi AB'ye kimler, niçin almasın? 312, ABD'de ve İnsan Hakları Beyannamesi'nde de var.

Yenişehirlioğlu, önce maddeyi hatırlattı. Gelin, biz de okuyalım:

‘‘Halkı; sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üç bin liradan on iki bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.’’

Madde bu. Ve Yenişehirlioğlu, lafı hem nalına hem mıhına çakıverdi:

- Peki, halkı ırk ve sınıflara mı ayıralım? Milleti din ve mezhep ayrımı yapıp kırdıralım mı? Bölgelere göre bölünmesini mi sağlayalım?

Dünkü Nevruz Bayramı ile ilgili örneği de harikaydı:

- Nevruz, doğanın dirilişidir. İnsanın bu dirilişte kendini bulmasıdır. Ama, bir ara, doğanın dirilişini bile bölücülüğe sokan bölgeci anlayışla sarsıldık. Lastik yakıp doğayı kirleterek doğanın dirilişi kucaklanır mı?

312. madde bölünmeyi önlüyor. Peki bölücülük,suç olmaktan çıksın mı?

TCK Beşinci Bap, ‘‘Ammenin Nizamı Aleyhine İşlenen Cürümler’’ başlığını taşıyor. Yani, ‘‘kamu düzenine karşı işlenen suçlar’’ı düzenliyor. Beşinci Bap Birinci Fasıl, ‘‘Suç İşlemeye Tahrik’’ idi. Bu başlık 21 Kasım 1990'da, ‘‘Suç İşlemeye Tahrik, Korku ve Panik Yaratma Amacıyla Tehdit’’ yapıldı.

Erbakan, o dönemde Meclis'teydi. Yasanın amacını, kapsamını biliyor. O halde, bu suçu bile bile işlemiş olmuyor mu? Erbakan neler demişti?

- Bu ülke evlatları, asırlar boyunca okula başlarken besmele çekiyordu. Siz geldiniz, (Yani laik cumhuriyet geldi) bu besmeleyi kaldırdınız. Yerine ne koydunuz; ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’. Sen bunu söyleyince, öbür taraftan da Kürt kökenli bir Müslüman evladı; ‘Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım’ deme hakkını kazandı. Ve böylece bu ülkenin insanlarını siz birbirlerine yabancılaştırdınız.

- Bugüne kadar, 1400 yıl boyunca, (ulus devlet olmadan önce) kökenlerine bakılmaksızın, tek kalp, tek vücut halinde yaşanmıştır. Herkes birbirine vücudunu siper etmiştir. Çünkü hepsi Müslüman evladı, Müslüman kardeşiydi. Onun için, ilaç budur! Adil Düzen'de herkese inanç hakkı verilir, herkes kendi anane örfüne göre yaşayacaktır, herkes ibadetini rahatça yerine getirecek. Bunlar, başörtüsüne bile müsaade etmiyor hálá, Adil Düzen'de herkes inandığı yolda yürüyecek. Herkes çalışacak ve herkes kendi dinini tedris edecek. Herkes tüm insan haklarını kullanacak, anasından doğduğu dil neyse elbette o dili kullanacak. Meclis yine inananların eline geçecek.

Ne yasa tanıyor, ne kural! Sıkıştığında inkár ediyor. Yemin de eder. Emanetçisi dün, ‘‘312'de pazarlık yapılmayacak’’ deyip pazarlığa çıkmadı mı?

Amaçları için her şeyi yaparlar. Allah, ülkemizi bu zihniyetten korusun!

Yazarın Tüm Yazıları