Paylaş
Son olarak, güneydeki Odesa da iyiden iyiye karıştı. Cuma günü çıkan olaylarda 40'tan fazla kişi hayatını kaybetti. Türk basınının önemli bir bölümü pek doğru yakalayamadı olanı, ancak ölenlerin çok büyük bir kısmı kundaklanan sendika binasına sığınan Rusya yanlılarıydı.
Olayların fitilini, Şubat'tan bu yana futbol takımı taraftarlarının hemen her şehirde maç öncesi düzenledikleri "birlik" yürüyüşünde grubun Rusya yanlılarıyla karşı karşıya gelmesi ateşledi.
Ukrayna ve Batı yanlısı Kyiv Post'a göre, Rusya yanlıları sayıca az olmalarına karşın birlik yürüyüşüne katılanlara saldırmak istedi. İki taraf arasında çatışma çıktı. Polis araya girip tansiyonu kısa süre düşürmeyi başarsa da, çatışmalar, bu kez daha da şiddetli bir şekilde tekrar başladı. Rusya yanlıları, sendika binasına sığındı ve burası Ukrayna yanlıları tarafından ateşe verildi.
Ortaya da bu korkunç tablo çıktı...
ŞİMDİ GÖZLER CUMA GÜNÜNDE
Ne yazık ki, bu olayların önümüzdeki günlerde tekrarlanması çok muhtemel. Şimdi ilk kritik tarih 9 Mayıs, yani Cuma günü... Sovyet Rusyası'nın Nazi Almanyası'nı mağlup etmesinin kutlandığı Zafer Bayramı.
Ukrayna hükümeti, Rusya yanlılarının bu bayramı bahane ederek, gösteri düzenlemesinden ve olay çıkmasından korkuyor.
Hal böyleyken, hem durum dış etkilere açık bir hale geliyor hem de herkes bundan sonra ne olacağını soruyor. En korkulan senaryo da önce bir iç savaş çıkması, sonra da bunun bölgesel bir savaşa dönüşmesi...
Başta Rusya ve ABD olmak üzere, başka ülkelerin Ukrayna krizindeki rolleri giderek görünür bir hale gelmeye başladı. Bild'in haftasonu yayınladığı bir habere göre, CIA ve FBI ajanları, ülkenin doğu ve güneyinde başlayan Rusya yanlısı ayaklanmayı bastırmak için Ukrayna hükümetine "danışmanlık" yapmaya başladı.
RUSYA ŞİMDİLİK “UZAKTAN KUMANDA”
Rusya da Ukrayna'nın doğusuna asker yığınağı yaparak ciddi bir gözdağı vermeyi sürdürüyor. Ancak, Ukrayna'dan gelen haberler, içeride henüz bilfiil harekete çok da geçmediğini gösteriyor.
Slavyansk'taki Rusya yanlısı milislerle bir süre birlikte vakit geçiren New York Times ekibi, ilgili haberlerinde ellerindeki silahların Ukrayna ordusuna ait olduğunun altını çizdi. Yani, Rusya şimdilik "uzaktan kumanda" konumunda kalmayı tercih ediyor.
Tüm bunlar, bundan sonrasına ilişkin görünümün daha da bulanıklaşmasına neden oluyor. Ukrayna hükümetinin önünde tansiyonu düşürmek ve iç savaşı engellemek için ne çok zaman var ne de çok seçenek...
KİMİNE FAŞİST, KİMİNE DEVRİMCİ
Hep söylendiği gibi, Ukrayna tam ortadan ikiye bölünmüş bir ülke. Batısı, Sovyet döneminin kötü anılarının da etkisiyle Rusya'dan uzaklaşıp Avrupa Birliği ile birlikte hareket edilmesini gerektiğini düşünüyor. Doğu ve güneyde ise Ukrayna'nın toplam nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan Ruslar ve Ukraynalı olsa bile "kurtuluşu" Rusya'da görenler yaşıyor.
İşte çatışmalar da bu iki kamp arasında yaşanıyor. Gerçi kimine göre, Ukrayna ve Batı yanlıları, ırkçı ve faşistlerden oluşuyor. Bir başka grup da Rusya yanlılarını, Putin'in emperyalist emellerinin piyonları olarak görüyor. Aslında bu genel ve taraflı tanımlamalar gerçeği ifade etmeye çok uzak...
Hem coğrafi hem ideolojik hem de sosyal bölünme kendisini en çok siyasette hissettiriyor. Devrik devlet başkanı Yanukoviç zamanında nasıl doğu ve güney illerden gelenler hükümet kademelerinde ağırlığını koyduysa, şimdi de yeni yönetimde Batılıların ağırlığı var.
DEVRİM Mİ DARBE Mİ?
Yanukoviç döneminde Batı yanlılarının hissettiği "otoriterleşme" duygusu şimdi Doğu'da dışlanma duygusuyla yer değiştirmiş durumda. Yaşanan yönetim değişikliği Batı'dakiler için bir "devrim". Oysa Doğulular, yaşanan yönetim değişikliğini "aşırı sağcılar tarafından yapılan bir darbe" olarak nitelendiriyor.
Bu yıl yapılacak olan erken seçimler de bu tabloda pek çare olabilecek gibi durmuyor. Bir yanda ciddi güvenlik kaygıları var, diğer yanda da sandıktan istikrardan çok istikrarsızlık çıkma olasılığı.
Ancak yine de, halkın büyük çoğunluğu Ukrayna'nın parçalanmasına sıcak bakmıyor. Hükümetin bu konjonktürü kullanarak, olası bir iç savaşı ve işgali önlemek için atabileceği adımlar var.
HÜKÜMETİN ÖNÜNDEKİ SEÇENEKLER
İşe, yönetim değişikliğinin ardından Rusça'nın kullanımına getirdiği kısıtlamaları kaldırmakla başlayabilir. Ayrıca, merkezi yönetimi zayıflatan, bölge bazlı federasyona ilişkin düzenlemeler yapmak da bir diğer çözüm önerisi olarak ön plana çıkıyor.
Merkezi yönetimin, eğitim, dil, yasal düzenlemeler ve vergi alanlarındaki yetkisini bölgesel yönetimlere devretmesi de "kontrollü federasyon" seçeneğiyle istikrarın sağlanmasına yardımcı olabilir.
Ukrayna'da durum, şu haliyle içinden çıkılması zor bir çıkmaza giriyor. Ukrayna, yeni dünya düzeninde Rusya ile ABD ve Batı arasındaki bir vekalet savaşının ortasına düşmek üzere. İşgal, parçalanma, iç savaş da diğer riskler...
En ürkücü olan da Ukrayna'da patlayacak bir savaşın, Soğuk Savaş mirası tüm diğer fay hatlarını da kıracak, bölgesel bir savaşın fitilini tutuşturma olasılığı.
Paylaş