Paylaş
Yemeğin birleştiren gücünü en güzel değerlendiren arkadaşlarımdan biri kuşkusuz Burak Kan. Siz Burak’ı büyük ihtimalle “Gurukafa” olarak tanıyorsunuz. Eğer tanımıyorsanız, hemen instagram ve youtube’a girip @gurukafa hesabını takibe almanızı tavsiye ederim. Burak, “Beni öldürmeyen şey beni doyurur” diyor ve yediklerini, gördüklerini, tavsiyelerini takipçileriyle paylaşıyor.
Gurukafa gibi sosyal medya gezginlerinin programları çok yoğun olur. Yeni açılan restoranlar, 5 yıldızlı oteller neredeyse her akşam birbirinden şık yemeklere davet eder… Ancak Gurukafa geçen sene iftarda "otel otel gezmeyeceğim" diyor ve Ramazan ayı için müthiş bir program yapıyor.
Burak 2 senedir, her iftar yemeğinde başka bir öğrenci evine gidiyor, birlikte nefis yemekler yapıyor ve aynı sofrayı paylaşıyorlar.
Bir bakıyorsunuz Burak Bursa’da, ertesi gün bakıyorsunuz Urla’da bir yer sofrasında, derken Beylikdüzü’nde, Tekirdağ’da… Kısacası Gurukafa her iftar Türkiye’nin farklı bir yerinde!
Evler, şehirler her gün değişiyor ancak, Burak’ın paylaştığı her fotoğrafta pırıl pırıl gençler, harıl harıl hazırlanan nefis yemekler ve birlikte keyfi çıkartılan harika bir iftar sofrası aynı kalıyor.
Hal böyle olunca, ben de Gurukafa’yla buluşup, bu projenin detaylarını sordum, tabi katılmak isteyenler için, nasıl katılabileceklerini de öğrendim.
İftarda Sizdeyiz fikri nereden çıktı?
Geçtiğimiz sene Ramazan’ın hemen öncesinde çıkan bir fikirdi. “Ben bu sene restoran ya da otellerin iftar davetlerine gitmek istemiyorum” dedim. Bu tip iftarlara katılmaktansa, ailesinden uzakta olan üniversite öğrencilerinin evlerinde beraber iftar sofraları kurmanın, Ramazan ruhunu yaşamak için daha güzel bir fırsat olacağını düşündüm. Bizleri yakından takip eden ve tanışmak isteyen öğrenci takipçilerimizle bir araya gelmek için de bir fırsat oldu aslında.
Ben bu fikri arkadaşlarıma anlattığımda @ucakyolcusutr hesabının sahibi arkadaşım da bu harekette yer almak istedi ve beraber yola çıktık.
Destek veren firmalar bizi nasıl buldu?
Biz sponsor yerine destekçi kelimesini kullanmak istiyoruz. Bize destek veren firmaların hiç biri kendi ürünlerinin ya da kampanyalarının kitlelere iletilmesi ile alakalı ısrarda bulunmuyor. Yani genelde kullanılan iletişimin aksine bu projede sosyal sorumluluk tarafında kalmak istiyorlar. Yani sponsor olduk, bol bol bizi anlatın demiyorlar. Ama biz de bu desteklerinden ötürü paylaşımlarımızda teşekkür etmeyi atlamamaya çalışıyoruz. İlk sene bize destek olan süpermarket markasına sevgili Arda Türkmen ön ayak oldu. Gittiğimiz her eve elimizde Ramazan kolisi ile gittik. Yaptığımız yemeklere yağ desteği sağlayan da oluyor, süt ürünleri desteği sunanlar da oluyor. Hatta öğrenci evlerinde keskin bıçak bulmakta zorlandığımızı farkeden Bursalı bir bıçak firması gittiğimiz tüm öğrenci evlerine bıçak desteğine başladı.
Bize en güzel sürpriz “yurt dışında da öğrenci evleri var, gitmek istemez misiniz?” diyen bir havayolu şirketinden geldi. Geçen sene Torino ve Milano’da öğrenci evlerine iftara gittik. Sağladıkları ekstra bagaj haklarını da bol bol erzak yükleyerek kullandık.
Katılmak isteyenler size nasıl ulaşıyor?
Geçen sene Instagram ve Snapchat üzerinden gelen davetleri kaydediyor ve bir listede kendimize sıralıyorduk. Bu sene işi teknolojik hallettik. Sosyal medya hesaplarımızdan duyurduğumuz bir link ile ( http://bit.ly/iftardasizdeyiz ) bu konuyu çözdük. Verdiğimiz linke girenler Ad-Soyad, Okul-Bölüm, Adres, Telefon ve Not alanlarını dolduruyorlar. 1 dakika bile sürmüyor.
Öğrenci evlerine giderken bizi etkileyen tek kısım “not” kısmına yazdıkları ve bizi neden davet etmek istediklerini yazdıkları o minik notlar.
Ramazan sofralarını özledim diyen de oluyor, erkek arkadaşı bizi severek takip ediyor diye ondan habersiz başvurup bizi hediye eden de :)
Biz hiç bir şekilde öğrenci arkadaşlardan evlerinin ya da mutfaklarının fotoğrafını istemiyoruz. Bizim amacımız beraber Ramazan sofrası kurmak, imkanları hiç önemsemiyoruz. İyi de olsa kötü de olsa Ramazan ruhunu sofrada yaşıyoruz. Zaten özellikle fotoğraf isteyip kötü imkanlı evleri göstermenin yakışık almayacağını düşünüyoruz. Tek amacımız ailesinden uzakta olan öğrenciye onun özlediği Ramazan sofralarını yaşatmak.
Başımıza gelen ilginç olayları da paylaşır mısın?
Urla’da gittiğimiz öğrenci evinde canlı yayın yaparken civardaki öğrencilerin de farkedip gelmesi ile masada planladığımız iftarı bahçede çimlerin üstünde ve kalabalık bir ekiple yaptık. Çok keyif aldık.
İzmit’te bir öğrenci evindeyken o mahallede oturan ve öğrenci olmayan bir takipçimiz çocuklarını da alıp kahve sohbetimize yetişti.
Mecidiyeköy’de bir öğrenci evinde sonradan öğrendik ki öğrenci arkadaş biz gideceğiz diye ocak almış kendine. 1 sene sonra onu başka bir öğrenci evinde konuk ettiğimizde o ocağı sadece o iftarda kullandığını ve bir daha kullanmadığını söyledi.
En zevklisi de canlı yayınları öğrenci arkadaşların ailelerinin de izlemesi ve “çorbaya tuz atmadın, biberi tam kavur, biber salçası kullanabilirsin” gibi yorumlar yazarak çocuklarına tatlı müdaheleler yapması.
Burak öğrenci evlerinde en çok sükse yapan tarif ne oldu, bizimle paylaşır mısın?
Bu sene ilk gittiğimiz öğrenci evinde Gastronomi öğrencisi sevgili Ali Dövenci’nin bize hazırladığı SÜZÜK isimli tarif Ramazan’a damgasını vurdu. Her gün onlarca takipçiden evlerinde yaptıkları süzük fotoğraflarını alır olduk.
Yapımı oldukça pratik ve pideyi banarak yemesi çok zevkli.
Tuzla güzelce çırpılmış süzme yoğurt bir çanak gibi tabağa yayılır.
Çanak gibi açılan süzme yoğurdun ortasındaki çukura sırasıyla sumak, kimyon, kuru tarhun ve kavrulmuş susam ekleniyor ve çukur zeytinyağı ile dolduruluyor. Çatal yada kaşık kullanmadan pide ile banarak ve sıyırarak yeniyor. (kuru tarhunu bulmak zor gelince bazı takipçilerimiz az kekik koydular. Onlardan da güzel dönüş aldık )
Paylaş