Paylaş
Lütfen bir düşünür müsünüz bu sorunun cevabını.
Siz düşünürken, ben size gerçek bir olay anlatayım. Geçen hafta bir kedi fotoğrafı yolladı hayvanseverler. Burada o resmi yayınlarsak inanın şok olursunuz. Zira ben hala şoktayım. Ağzı parçalanmış, kafatası adeta ikiye ayrılmış hayvancağıza şimdi Bornova’da bir veteriner kendi imkanlarıyla bakmaya çalışıyor. Hayvanseverler, daha iyi şartlara sahip bir kliniğe hatta hayvan hastanesine gitmesi gerekir diye yalvarıyor. “Gitmeyecekse bu kedi bir an önce uyutulsun yoksa yüreğimiz dayanmıyor” diyor.
¡¡¡
“Dilerim, yukarıdaki kötü örnek bir daha yaşanmaz” dileğinde bulunup ben size bugün süper bir haber vereceğim.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilen bir çalışma modülünden bahsedeceğim. Prof. Dr. Ramazan İnci’nin 2H2G projesini anlatacağım. Benim “İnsanlık Projesi”, Prof. Dr. İnci’nin “Hayvan Hayatı Güvenliği Gönüllülüğü” dediği çalışmaları aktaracağım sizlere.
Prof. Dr. Ramazan İnci, öğrencilerine her çarşamba günü 2-3 saat sokaktaki dostlarımızın güvenliğini anlatıyor. Öğrencilerini işin uzmanlarıyla buluşturuyor. İki ay süren gönüllülük eğitimlerinde uzmanlar, sokaktaki hayvanlar için belediyelerin, çevre müdürlüğünün, veteriner hekimlerin çalışmaları anlatılıyor. Görsel sunular eşliğinde yapılan bu eğitimlerde öğrenciler şehirde hayvanlar için nelerin yapıldığını, nelerin yapılması gerektiğini tek tek öğreniyor. Benim de katıldığım eğitimde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden veteriner hekim H. Gökhan Özdemir konuşmacıydı. Özdemir, mikroçipin nasıl takıldığını, mesken dışında hayvanların nasıl dolaştırılması gerektiğini, evlerde köpeklerimiz için yapılması gereken ses yalıtımını ve köpek eğitimlerini anlattı. İzmir’de kurulması planlanan hayvan mezarlığından, barınaklardan, hayvan damlarından söz etti. Özdemir, “Yeni yetişen nesil hayvansever ama bilinçsiz” diye sözlerini bitirdi.
Sakaları toplamayın
Özdemir’den sonra söz alan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nden veteriner hekim Hasan Paşalı da bugüne kadar hayvan hakları konusunda 19 toplantı yaptıklarını söyledi. Paşalı, ilgili kuruluşların katıldığı bu toplantılarda kanun ve mevzuatları anlattıklarını belirtip kurallara uymayan iki belediyeye ceza yazdıklarını söyledi. Yasaklanmış hayvan besleyen altı kişiye toplam 19 bin 400 lira ceza kesip hayvanlara el koyduklarını da belirten Paşalı, hangi hayvanların gösteri yapmasına izin verildiğini, hayvanların alım-satımının yasak olduğunu anlatıp sakaları toplayanlardan dert yandı.
Konferansın son konuşmasını yapan İzmir Veteriner Hekimler Odası’ndan Adnan Serpen de hayvan hastalıklarından, şarbon mikrobundan, şaptan, yurtdışından dönen gıda maddelerinin imha durumundan bahsetti. Hastalıktan ölen hayvanların yakılması gerektiğini vurgulayan Serpen, “İzmir’de hayvan yakma fırını var ama kullanılamıyor” dedi.
¡¡¡
“İnsan acı ve merhamet hissetme yetisini yitirmişse geriye insanlığından ne kalır” sorusunun cevabını siz hala bulamadınız mı? Ben bu soruyla yola çıkan ve hayvan hayatının iyileştirilmesi için öğrencilerini gönüllü yapmaya uğraşan Prof. Ramazan İnci’ye döneyim ve sokaktaki dostlarımız adına binlerce kez teşekkür edeyim. Sağolasın Ramazan Hocam... Dilerim, sizlerin bu eğitimiyle taş kalpler çatlar ve etrafa sevgi tohumları saçılır.
NOT: Prof. Dr. Ramazan İnci, öğrencilerine her hafta, konusu insan ve çevre sağlığı olan filmler de izletiyor. Film sonunda öğrencileriyle konuyu tartışıyor. Bizim bir bölümünü izlediğimiz filmin konusu su kirliliğinin yol açtığı koleraydı. Ramazan Hoca o konuda da öğrencileriyle fikir alışverişinde bulundu. Yarının bilim adamlarını işte böyle yetiştiriyor Ramazan İnci Hoca. Milletim için çok yaşayın Ramazan Hocam. Memleketimin karanlık yollarını aydınlatabilmek için sizin saçtığınız ışıklara o kadar ihtiyacımız var ki.
(Beni Prof. Dr. Ramazan İnci’yle tanıştırıp bu eğitime katılmamı sağlayan Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği’nden Veteriner Ebru Tong’a teşekkürlerimle...)
Binlerce teşekkür
Önceki hafta Küçük Menderes Havzası’ndaki altın arama faaliyetleri için, “Ödemiş’e kıydırmam” dedim. Yüzlerce telefon ve elektronik ileti aldım. “Dünyanın en stratejik silahı gıda maddelerinin ambarı olan havzaya biz de kıydırmayız” diyen ve Çevre Platformu kurup, yazımızı paylaşan herkese binlerce kez teşekkürler... Çevre bizim değil, torunlarımızın... Ne olur, koruyup kollayalım. Küçük Menderes Havzası’ndaki suların kirletilmesine izin vermeyelim. Sonra gözyaşlarımız kırk oluk gibi akar, ama fayda etmez...
Çevre konusunda her türlü ihbarı, duyarsız çalışmaları ve resimleri bize iletebilirsiniz. Tabii güzellikleri de...
İbrahim Irmak Tel: 0533 414 24 57 cevreciiirmak@hotmail.com
Paylaş