Paylaş
Bir yanda Cumhur İttifakı, diğer yanda Millet İttifakı ve diğer cumhurbaşkanı adayları yarışacak.
Bugünün ne yazık ki tek gündemi seçimler.
Oysa daha 45 gün önce dünya tarihinin görmediği büyüklükte bir deprem felaketi yaşadık.
50 binin üzerinde insanımız öldü, 120 bine yakın insanımız yaralandı.
Depremin psikolojik boyutları ve maddi boyutları ise ayrı bir sorun.
Türkiye 6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra haftalarca hep depremi konuştu.
Taaki İYİ Parti lideri önce masayı dağıtıp gidişi ve 3 gün sonra yeniden dağıttığı masaya dönüşüne kadar.
O günlerden itibaren Türkiye’nin deprem gündemi gitti, seçim gündemi geldi.
Elbetteki seçim önemli...
Hatta 14 Mayıs tarihindeki seçim ise tarihi bir öneme sahip.
Ama seçimler konuşulurken, deprem gerçeğinin unutulması, orada yaşanan acıların ikinci plana itilmesi bizlerin yüreğini sızlatıyor açıkçası.
***
Oysa, deprem ve sonrasındaki bu seçimler geleceğimiz için de önemli bir fırsat olabilirdi.
Örneğin...
Partiler, milletvekili adayları icraat listelerinin en üst sırasına depremi koyup bu yönde çalışmalar yürütebilirlerdi.
Ama görüyoruz ki deprem siyasetçilerin de gündeminden çıkmış durumda.
Özellikle muhalefetin hiç gündeminde değil.
İktidar mensupları tüm kurumları ve gönüllüleri ile birlikte 6 Şubat tarihinden bu yana bölgeden hiç ayrılmadı.
Çadırkentler, konteyner kentler kurulması, oradaki depremzedelerin sorunlarının çözülmesi için var gücüyle çalışıyor.
Bu çalışmalarla birlikte bölgede kalıcı konutların temelleri dahi atıldı.
Ve Erdoğan 1 yıl içinde de bu konutların tamamlanıp hak sahiplerine teslim edlieceğini taahhüt etti.
Daha önce yaşanan tüm felaketlerde olduğu gibi, burada da bu konutları Erdoğan’ın yapabileceğine de toplumun büyük bir kesimi zaten güvenmiş durumda.
Dolayısıyla iktidar tüm kurumları ile mesaisinin neredeyse tamamını bölge için harcıyor.
HAYAT KURTARDIĞINI UNUTMAMAK GEREK
14 Mayıs tarihinde yapılacak olan seçimlere giderken tüm siyasi partilerde aday adaylığı yarışı da başladı.
Bu hafta sonuna kadar tüm partilerin aday başvuru süresi tamamlanmış olacak.
Nisan ayının ilk haftasında ise aday listeleri netleşmiş olacak.
Açık söylemek gerekirse, bugüne kadar siyasette yer alma niyeti içinde olup aday adaylığı için kolları sıvayan siyasetçilerde deprem ve kentsel dönüşüm konusunda en üst perdeden söylemler bekledik.
Fakat bugüne kadar göremedik.
***
Deprem sonrasında en çok konuşulan mevzuların başında da kentsel dönüşümler geliyor.
Bu konuda iktidarın yıllardır kentsel dönüşüm konusunda samimi gayretler gösterdiğini bugün çok daha net görebiliyoruz.
Muhalefet kesiminin ise kentsel dönüşüme çirkin bir isim takıp rantsal dönüşüm demesi, ülke genelinde hayata geçirilmek istenen tüm kentsel dönüşüm çalışmalarına başta CHP ve CHP’ye yakın STK’ların itiraz edip yargıya taşımasını da depremden sonra çok daha net görmüş olduk.
Oysa kentsel dönüşümün hayat kurtardığını da büyük Kahramanmaraş depremi sonrasında görmüş olduk.
BURSA BÜYÜK RİSK ALTINDA
14 Mayıs seçimlerine giderken Bursa’nın da büyük bir risk altında olduğunu her platformda görüyoruz dinliyoruz.
Son olarak Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Bursa Temsilcisi Serkan Işık korkutan bir açıklama yaptı.
3 milyon nüfuslu Bursa’da nüfusun 1 milyon 400 bininin 1999 öncesinde yapılan binalarda oturduğunu açıkladı.
Yani neredeyse Bursa’nın yarısı.
Bunun da ne anlama geldiğini Kahramanmaraş depremi bize net göstermişti.
Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binaların yüzde 96’sının 1999 yılı öncesinde yapıldığı tespit edildi.
Bu da gösteriyor ki, 1999 öncesi yapılan binalar nerede olursa olsun riskli.
Bursa nüfusunun da 1 milyon 400 bininin 1999 öncesi binalarda yaşadığı düşünülürse, durumun vehameti daha net ortaya çıkıyor.
***
Şu durumda siyaset kurumu başta olmak üzere, devletin resmi ya da yarı resmi bütün kişi ve kuruluşlarının tek gündemi olmalı; kentsel dönüşüm.
Eğer hızlı bir şekilde bu kentsel dönüşümler gerçekleştirilemezse, geçmişte CHP’nin yaptığı gibi kentsel dönüşüme engel olunursa, koca bir millet büyük bir risk altında.
14 Mayıs seçimleri işte bu açıdan da çok önemli.
Kentsel dönüşüme kim gerçek manada mesai harcayacaksa, işbaşına da bu kişilerin gelmesi zaruridir.
Paylaş