Hande Fırat

Bu tansiyon düşmeli

6 Mayıs 2025
ÖNCELİKLE CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e uğradığı saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafya, o coğrafyadan kaynaklı tehditler bir yanda, diğer yanda ise iç siyasetteki yüksek tansiyon ülkemizi iki olasılıkla karşı karşıya bırakabilir:

1- Provokasyonlara açık hale gelir. Bu durum Türkiye’yi karıştırmak isteyenler tarafından kullanılabilir.

2- Siyasetteki yüksek tansiyon, toplumu kutuplaştırır, bir küçük kıvılcım istenmeyen sonuçlara neden olabilir.

Bu iki konuya dikkati çektikten sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özel’i aramasını, Özel’in “Birlikte çalışmalıyız” açıklamasını önemsediğimi de eklemek isterim. Siyasette rekabet olsa da, Türkiye’nin özel koşulları nedeniyle siyaset kurumu kendi arasındaki gerilimin dozajını ayarlamak, topluma yansıtmamak zorundadır.

Şimdi gelelim Terörsüz Türkiye süreci devam ederken, o sürecin önemli aktörlerinden birinin cenaze törenindeki saldırıya...

BİR SUÇ MAKİNESİNİN SOKAKTA NE İŞİ VAR?

Bu soruyu gören yetkililerin bana 2004 yılı kanunlarını hatırlatacağını biliyorum. Ama lütfen acele etmeyin. Nedenlerini aşağıda sıralayacağım:

- CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, yumruklu saldırıda bulunan 66 yaşındaki Selçuk Tengioğlu’nun suç dosyasının kabarık olduğu biliniyor.

Yazının Devamını Oku

Süreç hızlanırken el yükseltmeye çalışanlar ve zemini kayganlaştıranlar kim

29 Nisan 2025
Terörsüz Türkiye, örgütün kendini feshetmesi, Suriye ve Irak’ta silah bırakma süreçleri, Suriye Hükümeti ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, peş peşe yapılan açıklamalar ve toplantılarla sürecin ihtiyatlı bir iyimserlikle devam ettiği havası hâkimdi.

ABD Başkanı Trump’ın İsrail Başbakanı’na karşı kameraların önündeki net tutumu ve ABD’nin Suriye sahasında asker sayısını da azaltmaya başlaması kritik gelişmelerdi. Ancak son günlerde yaşanan bazı gelişmeler, özellikle de Barzani’ye yakın ENKS ile PYD/YPG’nin düzenlediği konferansta ‘federatif Suriye’ ifadesinin kullanılması sahadaki dengeleri bir kez daha hareketlendirdi. Suriye Hükümeti de Türkiye de tepkisini ve beklentisini net bir şekilde ortaya koydu. Rahatsızlık yaratan ifadeleri şöyle özetlemek mümkün:

- Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında bütünleşik bir siyasi ve idari birim olarak birleştirilmesi.

- Suriye yönetim sistemi, iki meclisli bir parlamenter sistem olmalıdır. Ayrıca Adem-i Merkeziyetçi bir sistem çerçevesinde bölgesel konseylere dayanmalıdır.

SURİYE’NİN DURUŞU: AÇIKLAMA VE EYLEMLER YAPILAN ANLAŞMAYA TERS

Şam yönetimi de Kürtlerin federasyon taleplerine soğuk. Ahmed Şara yönetimi, ülkenin bölünmesini istemiyor. Yapılan açıklamada;

“- Federal yapı ya da özerk yönetimleri reddettikleri,

- SDG kontrolündeki bölgelerde devlet kurumlarının çalışmalarının aksatılmaması gerektiği,

- SDG’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda tek başına karar alamayacağı,

Yazının Devamını Oku

Suriye’den çekilme: 2018’de söylenen söz hayata geçiyor

24 Nisan 2025
ABD’nin Suriye’den asker çekme süreci, aslında Başkan Donald Trump’ın 2018 yılında “IŞİD yenildi” açıklamasıyla başladı.

Ancak bu karar, dönemin Savunma Bakanı Jim Mattis’in istifasına neden olmuş ve Pentagon’un sert muhalefetiyle karşılanmıştı. Trump’ın ilk döneminde hayata geçirilemeyen karar, ikinci döneminde bambaşka bir konjonktürde kısmen de olsa hayata geçiyor. Yakın geçmişte yaşananları hatırlatacak olursak;

* ABD Savunma Bakanlığı, ABD’nin Suriye’deki güçlerini birleştireceğini ve azaltacağını ve kombine ortak görev gücü altında askeri birliğini koruyacağını doğruladı.

* ABD’nin önümüzdeki aylarda Suriye’den 1.000 askerini çekmesi bekleniyor. Çekilme aşamalı olacak.

* Pentagon, DEAŞ’ın bölgesel ve küresel olarak etkisinin azaltıldığını belirtti. ABD Merkez Komutanlığı, DEAŞ kalıntılarına karşı saldırılara devam edecek.

ANKARA AÇISINDAN...

ABD’nin Suriye’den asker çekme süreci ile ilgili olarak Ankara-Washington hattında görüşmeler hem güvenlik hem diplomasi boyutlarıyla yürütüldü, yürütülüyor. Genel çerçeveyi şöyle özetleyebiliriz;

* ABD’nin çekilme konusunda iki endişesi vardı;

Yazının Devamını Oku

Sır görüşmenin perde arkası: Çözüm Davud’un yolunda değil, makul olmakta

17 Nisan 2025
Son dönemde Beyaz Saray görüşme ve açıklamaları dünya tarihine önemli notlar düşüyor.

ABD Başkanı Trump’ın Zelenski’ye karşı tavrının ardından, en dikkat çeken diyaloglardan biri de Netanyahu’ya Suriye’yle ilgili olarak Türkiye hakkındaki söyledikleriydi. Kısaca hatırlayacak olursak:

- Netanyahu: “Türkiye ile iyi ilişkilerimiz vardı ama aramız kötüleşti. Suriye’nin Türkiye de dahil kimse tarafından İsrail’e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz.

- Trump: “Erdoğan iki bin yıldır kimsenin yapamayacağı bir şeyi yaptı. (Netanyahu’ya dönerek) Onunla yaşayacağınız herhangi bir sorunu ben çözebilirim, ancak makul olmanız şartıyla.”

ABD Başkanı bu sözleri söyledi, ardından da kısa bir süre içinde Erdoğan-Trump görüşmesinin gerçekleşeceği ortaya çıktı. Ancak daha o görüşme gerçekleşmeden Türkiye- İsrail hattı hareketlendi. Ankara’da yaptığım görüşmelerden yola çıkarak bu hattın hareketlenme nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:

NETANYAHU BEYAZ SARAY’DAN İSTEDİĞİNİ ALAMADI

- Netanyahu Beyaz Saray’dan Suriye sahasında Türkiye ile ilgili istediğini alamadı.

- Trump kameraların önünde Netanyahu’ya “Makul ol” diyerek açıkça uyarıda bulundu.

- ABD Başkanı bir anlamda “Beni Türkiye ile karşı karşıya getirme” mesajını vermiş oldu.

Yazının Devamını Oku

Eğitim raporu neler anlatıyor

15 Nisan 2025
Eğitim sistemi çağın gereklerine uygun olarak yenilenmesi ve sürekli takip edilmesi gereken bir sistem.

Eğitimle ilgili meseleleri siyaset üstü bir yaklaşımla ele alan TEDMEM, 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. “2024 yılında ülkemizde eğitimle ilgili neler yaşandı?” sorusuna kapsamlı bir yanıt veren rapor eğitim sistemini küresel bir perspektiften ele alıyor. Eğitimin yalnızca bireylerin yaşamlarını değil, bir ülkenin ekonomik ve sosyal istikbalini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olması nedeniyle sizlerle bugün raporun dikkati çeken bölümlerini paylaşacağım:

FİNLANDİYA, NORVEÇ VE İSVEÇ’TE EĞİTİM KAMU TARAFINDAN FİNANSE EDİLİYOR

- Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke.

- OECD ortalamasında öğrenci başına yıllık harcama 14 bin 209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam sadece 5 bin 425 dolar. 

- OECD ülkelerinde temel eğitimin yüzde 93.3’ü kamu kaynaklarıyla finanse edilirken, Türkiye’de bu oran yalnızca yüzde 76.6. Finlandiya, Norveç ve İsveç gibi ülkelerde ise eğitim tamamen kamu tarafından finanse edilmekte.

- MEB bütçesinin yüzde 81.1’i personel ve SGK giderlerine ayrılmış. Zorunlu harcamalar dışındaki eğitim-öğretim faaliyetleri için ayrılabilecek kaynaklar çok sınırlı ve MEB bütçesinin yalnızca yüzde 19’unu oluşturuyor. 

OECD’YE GÖRE EĞİTİM MALİYETİNİ EN ÇOK HANE HALKI ÜSTLENİYOR

- Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimde hane halkının üstlendiği eğitim maliyeti OECD ortalamasından yüksek.

Yazının Devamını Oku

ABD Türkiye-İsrail arasında arabulucu olacak mı… Ankara konuya nasıl bakıyor

10 Nisan 2025
BEYAZ Saray’da bir araya gelerek Suriye üzerinden Türkiye ile gerginliği konuşan İsrail Başbakan Netenyahu ve ABD Başkanı Trump’ın açıklamaları gündeme damgasını vurdu.

Peki Ankara bu açıklamalara nasıl bakıyor? Üst düzey kaynaklardan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşarak başlayacağım. Hatırlatmak gerekirse; Türkiye komşuluk ilişkilerinin son dönemde “kötüleştiğini” söyleyen Netanyahu, “Suriye’nin Türkiye dahil hiç kimse tarafından İsrail’e saldırı üssü olarak kullanılmasını istemiyoruz” diye ekledi. Netanyahu, “Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi tartıştık ve bu amaç için Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’ndan daha iyi bir muhatap bulamayacağımızı düşünüyorum” dedi. ABD Başkanı Trump da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu anlattıktan sonra; “Az önce Başbakan’a, Bibi’ye (Binyamin Netanyahu) ‘Türkiye ile bir sorununuz olursa, gerçekten çözebileceğimi düşünüyorum’ dedim. Biliyorsunuz, Türkiye ve lideriyle çok çok iyi ilişkilerim var, bence çözebiliriz” ifadelerini kullandı.

ANKARA SURİYE SAHASINA NASIL BAKIYOR?

Gelelim Ankara’nın Suriye sahasındaki duruma nasıl baktığına:

◊ Ankara’ya göre Suriye sahasında bir güvenlik açığı var. Bu güvenlik açığının giderilmesi Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkeleri için büyük önem taşıyor.

◊ Suriye’deki bir karışıklık bölge ülkelerine olumsuz yansıyabilir. Ankara bunu istemiyor.

◊ Suriye’nin içinde bulunduğu durum askeri kabiliyetlerin de kullanılmasını gerektiriyor.

◊ DEAŞ ile mücadele konusunda bölge ülkeleri ile oluşturulan koalisyonun harekât merkezi de Suriye’de olacak.

◊ Kısacası Suriye’nin tüm güvenlik açıklarının giderilmesi, askeri kabiliyete kavuşması için Ankara destek vermekte kararlı.

Yazının Devamını Oku

Merdiven altına neşter geliyor... HealthTürkiye için harekete geçildi

1 Nisan 2025
Sağlık turizminin dünyadaki büyüklüğü yıllık yaklaşık 100 milyar dolar, Türkiye’nin bundan aldığı pay ise çok gerilerde kalıyor. Ancak bu rakama en büyük sorunlardan biri olan kayıtdışı yapılan işlemler dahil değil. Başta saç ektirmek olmak üzere Türkiye’nin tercih edildiği birçok alan var. Fakat bu işi hem “merdiven altı” hem de kayıtdışı yapanların, oluşan komplikasyonların da sektöre zarar verdiği aşikâr. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı harekete geçti. USHAŞ yani Uluslararası Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik’te değişikliğe gidiyor. Yönetmelik son şeklini almak üzere, ancak sizlerle edindiğim bilgileri paylaşacağım:

HEDEF KALİTELİ HİZMET VE DAHA FAZLA SAĞLIK TURİSTİ

* Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi kriterleri ve başvuru evrakları, yetki belgesinin devredilmesi yeniden düzenleniyor. Yani sağlık turizmi kapsamında çalışacak tüm sağlık kuruluşları ve doktorlara akreditasyon zorunluluğu getiriliyor.

* Akreditasyonu yapan, kriterleri karşılayan sağlık kuruluşları ya da doktorların HealthTürkiye logosu ile entegrasyonu da zorunlu olacak. HealthTürkiye portalına üyelik, sağlık tesisleri ve aracı kuruluşlar için zorunlu hale getiriliyor.

* Türkiye’de tedavi olmak isteyen hastalar HealthTürkiye ya da çağrı merkezinden onaylı merkezlere ve doktorlara ulaşabilecekler.



Yazının Devamını Oku

Herkes için sağduyu zamanı

27 Mart 2025
Ortada yaklaşan bir seçim yok, seçimin tarihi belli, erken bir seçim için yasalarda yer alan kurallar harekete geçirilmiş değil.

Normal koşullarda seçimlere giderken yükselmesi gereken tansiyon; bu kez yolsuzluk ve terör iddiaları, soruşturmalar, tutuklamalar, karşılıklı suçlamalar ve sokak hareketleriyle tırmandı. Sokak protestoları her zaman provokasyon riskini beraberinde getirir, özellikle de uzadıkça. Diğer yandan o protestolarda ya da sosyal medyada annelere, eşlere, çocuklara kısaca aileye edilen küfürler ahlaksızlıktır, asla kabul edilemez. Buna hakaret denir ve suçtur. Bu genel tabloyu sizlerle paylaştıktan sonra...

◊ Dünyada ve bölgedeki gelişmeler ile ekonomideki gidişat göz önünde bulundurulursa, Türkiye’nin kendi içinde birliği ve huzurunun hayati öneme sahip olduğu unutulmaması gerekiyor. Tam da bu nedenle kutuplaşmanın önüne geçmek siyasetteki her aktörün önceliği olmalı.

◊ Seçime aylar kala siyasette tansiyonun yükselmesi anlaşılır olabilir; ancak henüz seçimlere en az iki yıl varken; gerginliğin hukukun sınırlarını zorlamaması, demokratik olgunluk açısından hayati önemdedir.

◊ Siyasi aktörler açıklamaları, kararları, eylemleri ve çağrıları ile gerginliği arttırdıkça, kutuplaşmış bir topluma yansımaları hiç kimsenin istemeyeceği sonuçlar doğurabilir.

ADALET VE ERDEM

Kimsenin suç işleme hakkı yoktur, her kim yasalara aykırı hareket ederse gereği tabii ki yapılmalıdır. Ancak hepimizin unutmaması gereken temel bir ilke var: Hukukun üstünlüğü ve kamu vicdanının huzuru. Son yaşanan gelişmeler çerçevesinde şu hususların altının çizilmesi gerekiyor;

◊ İddialar hukuki zemine mi dayanıyor, yoksa siyasi bir tartışmanın parçası mı? Tam da bu sorunun gündemde olması nedeniyle yargı süreçlerinin hassas ve şeffaf yürütülmesi gerekiyor.

◊ Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı tecrübeler, kamuoyunun artık her gelişmeyi dikkatle süzgeçten geçirdiğini, meseleleri yalnızca yargı kararlarıyla değil, vicdani ölçülerle de değerlendirdiğini gösteriyor.

Yazının Devamını Oku