Paylaş
ANAP 1994 yılında Fatih'te Refah efsanesini Tantan'la yıkmıştı. ANAP'ın bu zaferi o zaman tüm kamuoyunda büyük sevinç yaratmıştı.
Tantan politikaya Fatih mucizesini yaratan kahraman olarak başlamıştı.
Bu havayla tam beş yıl başına buyruk bir belediye başkanlığı yürüttü.
ANAP ve Yılmaz, Refah'ı yıkan bu dürüst ve halkın içinde yaşayan belediye başkanı üzerinde bir otorite kuramadı.
Doğrusu kurmayı da denemedi. Tantan, Fatih'te kafasına göre icraat yaptı.
Başarılı olunca bu kez büyükşehir belediye başkanlığına aday olmak için girişimde bulundu.
Ancak Yılmaz böylesine başına buyruk bir belediye başkanının büyükşehrin başına geçmesini göze alamadığı için Tantan'ı liste başı yaparak milletvekilliğine yönlendirdi.
Meclis'e zorlanmadan giren Tantan, Ecevit'in isteğiyle İçişleri Bakanlığı'na getirildi.
Fatih Belediye Başkanlığı'ndaki tutumunu bakanlık görevinde de sürdürdü.
Bağımsız bir bakan gibi icraat yapmaya başladı. Özellikle de terörün ve yolsuzlukların üzerine gitti.
Polis, onun emriyle operasyon üzerine operasyon düzenledi, daha önce elini bile süremediği bir sürü ismi gözaltına alıp sorguladı.
Sorguları tamamlanan işadamı ve bürokratlar, elleri kelepçeli olarak adliyeye sevk edildiler.
Bunların büyük bölümü tutuklanarak cezaevine konuldu.
Tantan'ın bu seri operasyonları toplumda büyük hayranlık yarattı.
* * *
Ancak Beyaz Enerji soruşturması, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e dayanınca kızılca kıyamet koptu.
ANAP yönetiminde Tantan'a karşı biriken tepki yavaş yavaş bardağı taşırmaya başladı.
Ve sonunda geçtiğimiz pazar Yılmaz, İstanbul il kongresinde patladı ve Tantan'a ‘‘Ya partine bağlı kal, ya da yakamızdan düş’’ mesajı verdi.
Dün de grup toplantısında ‘‘Bakanları ben seçerim, anlaşamazsam da gereğini yaparım’’ dedi.
İçişleri Bakanı ise Yılmaz'ın kendisini doğrudan hedef alan bu sözlerini önemsemez göründü ve yakınlarına istifayı düşünmediğini söyledi.
Zaten Tantan bakan olduktan sonra bağımsızmış gibi hareket ediyor, yolsuzluklarla mücadeleyi partisinin ve liderinin desteği olmadan yürüttüğü havasını veriyordu.
Bugün halk, Tantan'ı yolsuzlukla ölesiye mücadele eden bir cengaver olarak görüyor.
İçişleri Bakanı nereye gitse halktan kahraman muamelesi görüyor.
İşte bu yüzden Yılmaz, Tantan'ın işini bitirmeyi göze alamıyor.
Çünkü Tantan'ın toplumdaki güvenilirliği, Yılmaz'ın ve partinin kat be kat üstünde.
ANAP Lideri için gerçekten sıkıntılı bir durum.
* * *
İşin ANAP'lıları ve Yılmaz'ı çileden çıkaran bir başka yanı da, Tantan'ın kendini kahraman yapan bu tutumu partiye ve liderine bırakın puan kazandırmayı, onların hızla yıpranmalarına yol açıyor.
Çünkü yolsuzluklarla yapılan mücadelenin başarısı, sadece ve sadece Tantan'ın hanesine yazılıyor.
Yılmaz'ın siyasi deneyimi, değiştirmeye gücünün yetmeyeceği bir bakanla böyle bir savaş başlatmamasını gerektirirdi.
Belli ki iyi bir stratejist olan Yılmaz'ın öfkesi, hem mantığını, hem de aşırı temkinliliğini yenmiş.
Bu sorun nasıl çözülür?
Tantan bu tutumunu sürdürdüğü sürece partisi içinde giderek yalnızlaşır.
Sürdürmese bu kez toplumda yarattığı kahramanlık imajı söner.
Tantan'ın ANAP'ta politika yapması giderek zorlaşıyor.
Ancak ANAP ve Yılmaz şunu iyi bilmeliler ki, bugün toplum onların değil, Tantan'ın arkasında.
Paylaş