Paylaş
Merhaba Güzin Abla, yazılarını okudukça kendime bir yol çizeyim diyorum ama işin içinden çıkamıyorum. Benim de maalesef eşimle çok büyük sıkıntılarım var. 33 yaşındayım, 3 çocuğumuz var ve 15 senelik evliyim. Eşim çalışmıyor, üçüncü kez işi bıraktı son 4 senede, çünkü iş istediği gibi değilmiş…
Ben de çalışıyorum. 3 senedir beni her gün aşağılıyor, “Sen ne bicim annesin, sen ne biçim kadınsın, nasıl insansın” diye. Beni dövmüyor ama dili ile her gün aslında beni dövüyor.
Artık ciddi olarak boşanmayı düşünüyorum. Boşanma konusu, ayakları yere basan kadınlar için daha kolay deniliyor. Kadınlarımız çevre baskısından dolayı ayrılmaktan çekiniyor.
Büyük oğlum önceleri yanımdaydı. Bir şekilde oğlumu etkiledi. Hep beni kötülüyor, oğlum da onun etkisi altında kalıp benimle konuşmak bile istemiyor. Hepsi demiyorum elbette ama boşanmak isteyen kadın olunca erkek bunu gurur meselesi yapıyor. İlk aklına gelen de kadını çocuklarıyla cezalandırmak oluyor. Ne yapacağımı şaşırdım.
Bir yanım “boşan, kurtul” diyor ama bir yanım da “çocuklar ne olacak” diyor.
Abla bana bir yol göster. Yolumu kaybetmiş gibiyim.
◊ Rumuz: Sorun çocuklar
YANIT
Sevgili kızım, dünya gelişiyor, toplum değişiyor, ancak evlilik ve ailevi sorunlarda hiçbir şey değişmiyor. Açık söylemek gerekirse, aslında her iki taraf da bu çocuk konusunu koz olarak kullanıyor. Kadın kocası boşanmak isteyince çocukları göstermemekle tehdit ediyor. Erkek ise gücünü ya da parasını kullanarak çocukların velayetini almakla tehdit ediyor. En çok ileri sürdüğü şey, “çocuklarımın başka birine baba demesine katlanamam” sözü. Çünkü aslında eşinin boşandıktan sonra bir başkasıyla evlenmesinden korkuyor.
Mutsuz, gergin bir ailede yaşamaktansa, anne veya babalarından ayrı yaşaması çocuklar için daha hayırlıdır bence. Pedagogların büyük bir çoğunluğu da aynı fikirde. Aynı zamanda anne ve babası ayrılmış çocukların da kavga gürültü içindeki ebeveynlerinin asık suratları yerine, boşandıktan sonra daha huzurlu ve sakinleşmiş hallerini tercih ettikleri görülüyor.
Tek sorun, çocuklara ayrı yaşasalar da, onları asla terk etmeyeceklerini, sevmeye ve ilgilenmeye devam edeceklerini anlatabilmek. Çocukların en büyük korkusu, boşandıktan sonra, anne ya da babası tarafından, artık eskisi gibi sevilmemek, aranıp sorulmamaktır.
Sizlere, 3 yaşındayken annesi ve babası boşanmış, babası tarafından o yaşta terk edilip, bir daha hiç aranmamış bir kız çocuğu olarak, bu duyguyu çok iyi bildiğimi söyleyebilirim.
Sonuçta güzel kızım, yuvanda mutsuzsan, aman sakın “çocuklar için katlanıyorum” sözünün ardına sığınıp boşanmaktan kaçınmamalısın. Unutma ki sen de en az çocukların kadar huzur içinde yaşamayı hak ediyorsun bu hayatta.
Paylaş