Merhaba Güzin Abla, 28 yaşındayım, bir erkek çocuk annesiyim ve aynı zamanda iki aylık hamileyim. Son derece bakımlı, asla kendini salmayan, evinde de dört dörtlük denebilecek bir kadınım.
Eşimle üç yıldır evliyiz, dört yıldır beraberiz. Eşimin nişanlıyken de telefonunda yakaladığım tanışma uygulamaları vardı, o zaman da bunları gördüğümü ve kabul edemeyeceğimi söyleyip tavır almıştım ama bunu ileri sürüp ayrılmamıştım, şimdi çok üzgünüm… Keşke o zaman ayrılmış olsaydım.
Evlendik, ama ilk aylardan itibaren belirli aralıklarla bu şekilde aldatılıyorum…
Birkaç ay dayanıyor sonra yine bu siteleri indirip görüşmeye başlıyor. Kendine ait, bizim fotoğraflarımızın olmadığı hesaplar açıp, kendini bekar gibi gösteriyor.
Kadınlarla utanmadan yazışıyor...
Yüzlerce kadınla yazıştı bugüne kadar. Ne zaman içime doğsa maillerini, mesajlarını kontrol etsem hep yakaladım, her defasında inkâr etti, ‘ben karımı seviyorum’ gibi laflarla boşanmayı reddetti. Mesajların hepsi cinsel içerikli. Kadınların hiçbiri ne güzel ne de onun tarzı. Ama kadınlara söylediği sözler öyle sapıkça ki. Annesi babası da araya girdi, beni savundular defalarca.
Aynı odada otururken bile karşımda telefonla oynuyor. Büyük ihtimalle de benim yanımda da o kadınlarla yazışıyor...
Merhaba Güzin Abla, ben 9 senedir evliyim. Çocuğumuz olmadığı için uzun süren bir tedaviyle çocuk sahibi olduk. İki ay önce bebeğimi kucağıma aldım. Ancak işin dramatik yanı, doğumdan 10 gün sonra eşimin telefonuna baktığımda aldatıldığımı öğrendim. Eşimle yüzleştim. Doğumum olmadan bir gün önce o kadınla iletişimini kesmiş ama aynı yerde çalışıyorlar.
Tabii güvenim yıkıldığı için kendisine inanamıyorum. Şu an güvenimi tekrar kazanmak için çabalıyor, kendisini tamamen ailesine adadı ama benim için artık her şey boş geliyor. Eğer bebeğimi yeni kucağıma almış olmasaydım öğrendiğim gün boşanma davası açardım. Aldatıldığımı belirleyen mesajı gördüğüm an çocuğumun yüzüne baktım ve çaresizliğin en büyüğünü, en derinini hissettim.
Fiziksel bir aldatma yaşandı mı bilmiyorum ama o “hayır” diyor. Konuştuğu kadın da evli. Eşime “sen de ayrılırsan biz evleniriz, biz denedik olmadı, bence sizin de yürümez, boşuna uğraşma” demiş.
Ve tüm bunlar konuşulurken ben hamileliğimin son aylarındaydım. Hatta o kadın da eşinden hamile kalmış, kocasına söylemeden bebeği aldırmış. Benim kocam da bunu öğrenince işin ciddiyetinin farkına varıp konuşmayı kesmiş. Çünkü aynı işyerindeler, duyulursa mesleği biter.
Bunca yıl sonra tedaviyle kavuştuğum bebeğimin ailesini dağıtmak istemezken, kendi içimde bir şeyleri aşamıyorum. O kadınla da yüzleşmek istiyorum ama bebeğimden dolayı çıkıp gidemedim. Kadını muhatap alıp konuşmam doğru mu, onu da bilemiyorum.
Doğum sonrası bu lohusalık dönemimde yaşadıklarıma bir bakın…
Duygularım karmakarışık. Ne yapacağım, bana bir yol gösterin lütfen...
İlk izlenimim gerçekten kötü değildi. O gün telefon numaramı istedi ve görüşmeden çok memnun olduğunu söyledi. Sonra WhatsApp üzerinden yazışmaya başladık. Bana sessiz biri olduğunu ancak ilk görüşmede nasıl olduysa çok konuştuğunu söyledi.
Ben de insanları tanıdıkça yakınlık kuran biriyim. İkinci buluştuğumuzda bana kaç çocuk istediğimi sordu. Açıkçası biraz şaşırdım. Bana göre birbirimizin hayatına daha resmi bir giriş yapıldığında sorulabilirdi bu soru.
Ben yazarsam sorduğum soruya yanıt veriyor, ben yazmasam pek yazmaz, soru sormaz. En son görüşmemizde, ‘pek soru sormuyorsun, hep ben soruyorum kendimi kötü hissediyorum’ dedim. ‘Sen sor sorularını sıkıntı değil’ dedi. Bana göre sanki beni kırmamak için konuşuyormuş gibi.
Geçen gün benden fotoğraf istedi. ‘Annem sorunca göstereceğim’ dedi. Ben de hakkımda ne düşündüğünü, sordum. ‘Karşılıklı buluşur, bir şeyler içeriz, netleşir her şey’ dedi ama henüz bir buluşma olmadı. Nasıl desem, kafam çok karışık aslında. Ona karşı herhangi bir duygum yok şu anda...
Bir şey olmasa da pek üzülmem ama onu pek fazla da anlayamadım. “Bana karşı bir adım atana ben de bir adım atarım” diyor ama zaten ben onu tanımak adına soruyorum, ondan bir cevap gelmeyince kötü hissediyorum bu sefer.
Nasıl bir yol izlemem gerekiyor?
Ama zorla konuşuyor olsa, neden bu kadar uzattığını da anlamadım. Bu tarz görücü usulü evlilik konusunda ne düşünüyorsunuz?
Çok üzgünüm ama üzgün olmak neye yarar... Ülkemiz bir kolay ölüm ülkesi mi oldu? Ölüm sokakta bizi buluyor hele bir de kadınsak eğer, ölüm trafikte bizi buluyor, ölüm tatile gittiğimiz bir otelde bizi buluyor ölüm bizi her yerde buluyor...
Bütün bunların sorumlusu kim, bizi kim koruyacak?
Yazık oldu onca insana, tatil için güle oynaya gittikleri bir kayak merkezinde küçücük yaşta ölümle, hem de korkunç bir ölümle karşılaştılar. Belki de ailenin bir karne hediyesiydi bu tatil... Bu çocuklar için mutluluk ölümle buluştu...
Başınız sağ olsun demek yeterli mi, ölenlerin ailelerine sabır dilemek yeterli mi, bu facia önlenemez miydi? Çok çok yazık...
Gerçekten çok üzgünüm...
Maalesef görüyoruz ki en ucuz şey insan hayatı. Bizler her zaman olduğu gibi beylik sözler söyleyip, hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bir de en fazla canımı yakanlardan biri ne oldu, biliyor musunuz? Facebook’ta bir adam, adam demek bile içimden gelmiyor ama… “Geceliğine 25- 30 bin TL ödeyebilen insanları böyle bir ölüm bekliyor” diyor.
Sevgili Güzin Abla, ben 33 yaşında, 8 yıllık evli bir çocuk babasıyım. Evliliğim en başından beridir, severek evlenmemize rağmen kavgalarla geçti.
Eşim 4 çocuklu bir ailenin en küçüğü. Babası tarafından prenses gibi büyütülmüş. Ben de baba baskısı aile içi şiddet olan bir ailede büyüdüm. İşim gereği gurbetteyiz.
Hayatımız hiç de monoton değil.
Arkadaşlarımızla keyifli vakit geçirebiliyoruz. Yaşantımız sıkıcı değil.
Ben memurum, eşim ev hanımı. Sıkıntı baş başa kaldığımızda oluyor.
Eşim sürekli benden ilgi görmek isteğini söylüyor. Fakat ne yapsam olmuyor. Yemeklerini beğenirim, giyimini beğenirim, sarılır öperim. Ama doymuyor.
Örneğin hediye alıyorum konuşmayayım diye alıyorsun, sabah nöbetçi olduğumda günaydın, mesajı atarım, İnternet den kopyala yapıştır yapmışsın, kabasın, ilgisizsin, diyor.
Annesi üniversite, babası ortaokul mezunu bir kızım. Annem lise bitince köyden şehre tek başına yerleşmiş ve özgür bir kadın olmuş ancak sonrasında bir grupla tanışmış ve kendini onların yoluna adamış.
Üniversiteyi de açıktan bitirmiş, sonrasında oradan tanıştığı bir arkadaşının kardeşiyle görücü usulü evlenmiş.
Babam dünyanın en büyük mazlumu oymuş gibi, saf, uyumlu, rahatsız edici derecede iyi, kimsenin kalbini kırmayan bir adamdı. Sevgisini göstermekten bile çekinirdi. Sadece anneme karşı koşulsuz sevgisini ve aşkını hissettirirdi. Annem kendisi de kabul etti ki, arkadaş, dost gibi sevdi hep babamı. İşte ben de annesine düşkün, babasıyla pek iletişimi olmayan bir çocuktum.
3 yıl önce babamı kaybettik. Yılları kovalayan bir hastalık geçmişi de vardı. Annem bu süreçte yeniden çalışmaya başlamıştı.
Bugüne gelirsek 19 yaşındayım ve bundan yaklaşık bir ay önce annem benimle konuşmak istediğini söyledi. Öğrendim ki yıllardır bizim de ismen tanıdığımız şirketteki bir adamla ilişkisi olmuş. Ancak adam evliydi ve annem en başından beri bunu biliyordu. Karısı öğrenince bana söylemekle tehdit etmiş. İlk başta yanlış anlaşılma gibi anlatsa da gün geçtikçe her şeyi daha net öğrendim.
Bir de benden kadını arayıp konuşmamı istemişti, ‘annem böyle bir şey yapmaz’ diye. Sonra kadın da kanıtlı bir şekilde anlatınca, annem de inkâr etmeyince bu ilişkinin gerçek olduğunu ve 5 yıldır sürdüğünü öğrendim.
Yani babamı aldatmıştı. Şimdi kadın kendini tutamayıp sık sık beni arıyor, ben de ona haklı olduğunu, bundan sonra eşiyle aralarında bir şey yaşanmayacağını söyledim. Ancak ben artık bu olaylarla baş edemiyorum. Kadın anneme tehditler savuruyor.
Önümüzde bembeyaz bir sayfa gibi açılacak, tertemiz bir gelecek vardır sanki...
Yeni yıl beklentilerimizi gerçekleştirecek taptaze ve gencecik bir dost gibi elini uzatır bize...
Her ne olursa olsun, bu yeni yıl her sene olduğu gibi umut vadediyor...
Umudumuzu kesmeyelim gelecekten.
Güzel günler bekleyelim her şeye rağmen... Tabii önce sağlık... Önce huzur... Sevdiklerimizin mutluluğu...
Güveneceğimiz bir dost eli... Kucağımızda mırıldanan kedimiz... Sıcak evimiz, ocakta fokurdayan çayımız...
Güzin Abla, ben 22 yaşında, öğretmenlik yapan bir kadınım. Sevdiğim kişiyi bırakıp başkasıyla evlenebileceğimi düşündüm ama büyük bir hata yapmışım...
Üniversiteye başlarken liseden tanıştığım biriyle sevgili olmuştum.
4 sene boyunca zaman zaman ayrılıp barıştığımız bir ilişki ilerlettik.
Son zamanlarda artık onu eskisi gibi sevmediğimi ve ayrılmak istediğimi fark ettim.
Beni isteyen bir yakınımız var. Ailem onunla evlenmemi çok istiyordu.
KPSS sınavından sonra ilişkimi bitirip ailemin beğendiği gençle konuşma kararı aldım.
Sosyal medyada sahte bir hesap açıp onunla konuşmaya başladım ama beni tanıdı.