Bir konuda kafam o kadar karışık ki sizden fikir almak istedim. 30 yaşındayım, üniversite mezunuyum ve bir süredir evden çalışıyorum.
Yaklaşık 8 aydır bir kargo şirketinin kuryesi alışveriş yaptıkça, düzenli olarak adresime kargo getiriyor. Bazen de iadeleri adresimden alıyor.
8 aydır hemen hemen hep aynı kargo elemanı geliyor. Zamanla sürekli karşılaşmaktan bende bir hoşlanma durumu oldu. Kargolarımı getirdiğinde benimle konuşmak ister gibi davranıyordu ancak çekindiği için geri duruyor gibiydi. Zile basmaz, kapıyı her zaman hafifçe tıklatıp rahatsız etmemeye çalışırdı.
Yine bir gün çok fazla kargom gelmişti. Kapıda çok oyalanarak kargolarımı verdi. Sohbet etmek ister gibiydi, içerden kardeşimin sesini duyunca konuşmaktan çekindi.
Bir defa da çok güzel giyinmiştim, kapıyı açtığımda epey bir şaşırmıştı. Öylece bakakalmıştı.
Eli ayağına dolaşıyor gibiydi. İşi gereği de çekindiğini bu yüzden konuşamadığını düşünüyordum.
Sonra bir gün kapımdan iade alırken kargo poşetinin yanına bir not yazıp koydum: “Merhaba, işinizi özenle ve titizlikle yaptığınız için size gerçekten çok teşekkür ederim. Zaman zaman sizi yormuş olabilirim. Nezaketli ve erdemli duruşunuzdan ötürü sizi takdir ediyorum. Hayatınızda daima başarılar dilerim.”
23 yaşında Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olmuş ve KPSS’de derece yapmış bir genç kızım. Atanmayı bekliyorum. Fakat bunun için önce mülakatı geçmem lazım.
Şöyle ki mülakatta elenirsem ailemle bir süre daha yaşamak zorundayım. Fakat her yönüyle problemli bir ailem var.
Bir defa çok kalabalığız ve artık onlarla yaşamaya tahammülüm kalmadı. Hiçbir şeyden memnun olmayan bir babam var. 23 yaşındayım ama gerçekten 60 gibi hissediyorum. Atanamazsam ayrı eve çıkmak gibi bir lüksüm de yok. Çünkü daha geçen sene mezun oldum. Çalışıyorum ama düzenli bir işim yok.
Derecemi ilk yılda hem okul derslerine hem sınava çalışarak yaptım. Üstüne üstlük depremi de yaşayıp iki ay kayba uğradım. Yine de şükürler olsun bu dereceyi yaptım.
Atanamazsam yapamam bu insanlarla. Tek çarem evlenmek ama ailemin çevresi yok.
Ben de ahım şahım güzel bir kız değilim. Şimdiye kadar hiç sevgilim olmadı. Ve olmayacak bu gidişle, biliyorum. Evlilikte denklik önemlidir değil mi?
İşte atanamazsam bu çevrede benim vizyon ve kültürüme göre biri yok. Çevremdeki tek üniversite mezunu benim.
Adım Yaşar B. Eski bir sabıkalı eski bir katliam sanığıyım. Eski bir Üsküdar Belediyesi çalışanı ve maaşlı katiliydim.
Aşağıda yazacaklarım noktasına kadar gerçek olup asla bir kurgu ve hayal ürünü değildir. Adamın biri bahçesine bağladığı köpeğinin gözlerinden, kuduz olduğundan şüphelenmiş.
7.65 çapında bir tabanca verdiler elime, “hadi” dediler.
Köpeğe yaklaştığımda önce elimdekini yiyecek bir şey sanıp kuyruğunu sallamaya başladı. İyice yanaşıp alnına nişan aldım.
Hayvan geriye doğru bir takla attı. Benden kaçmaya çalışıyordu.
Bir daha sıktım. Boynu düştü.
Genellikle şehrin dışındaki gecekondu mahallelerine öldürmeye giderdik.
Merhaba Güzin Abla, benim çok ciddi bir kız kardeş sorunum var. Kız kardeşim 17, ben ise 21 yaşındayım. Kız kardeşim aşırı kıskanç biri.
Ben şehir dışında okuyorum, eve gelip gittiğimde sürekli huzursuzluk çıkarıyor.
Uzun yoldan gelmeme rağmen akşam yemeği bile yedirtmedi bize. Ağladı zırladı, annemi ağlattı. Ve tüm bunları benim eve gelmeme bağlıyor.
Oysa ben üniversitedeyken de annemle çok kötü kavgalar ediyor. Bağırıyor çağırıyor. Aşırı saygısız. İki kelime güzel bir dille konuşmaya başlayınca bile bağırıyor. Büyük küçük dinlemeden herkese karşı böyle ve bana şiddet uyguluyor.
Son olarak dün yaptıklarını anlatayım da olayı biraz anlayın.
Dün kuzenimle video çekiyorlarmış. Ben de bir tanıdığımızın nişanlandığını söyledim ona, duymadı sanıp ikinci kez söyledim.
Kalktı ve bağırmaya başladı, “sus diyorum sana video çekiyoruz” diye bağırıyordu. Sonra bacağıma vurdu, ama ben ona karşılık vermedim.
Merhaba sevgili Güzin Abla, ben eşimden ayrılalı 5 yıl oldu ve bu evliliğimden de bir kızım var.
Şu anda benim hayatımda biri var ama bulunduğum şehirden oldukça uzakta.
Onunla 6 aydır bir ilişkimiz var ama o kişi ne yazık ki o evli.
Eşiyle arasındaki ilişki kağıt üzerinde kalmış. Artık aralarında sevgi saygı kalmamış.
Üstelik adamın hayatında başka bir kadın var ama her defasında inkâr ediyor. Sevdiğim kadının bu adamdan 3 çocuğu var. Her şeye rağmen hâlâ cinsel birliktelik yaşıyorlar.
Adam ilişkisini anlamasın diye karısıyla da beraber oluyor.
Sevdiğim kadın da istemeden kocasıyla ilişkiye giriyor. Ama sevgi ayrı ilişki ayrı…
Sevdiğim kişi “Bunu kafana takma” diyor. Bana beni sevdiğini söylüyor, işe gittiğinde, her müsait olduğunda konuşuyoruz.
7 aydır her gün aynı evin içinde, tüm güzellikleri beraber yaşadığım bir erkek arkadaşım vardı. Birkaç hafta öncesine kadar onun olduğu şehirde tek başıma yaşıyordum.
O, annesi ve kardeşleriyle… Babası küçükken vefat etmiş.
Başta her şey güzeldi ama ilişkimiz başladıktan kısa bir zaman sonra onun bazı hatalarını gördüm. Eski flörtüyle konuşması gibi mesela.
Ayrılmak istedim ama yalvar yakar son bir şans istedi. Her şeyi düzelteceğini söyledi. Ona bu süre içinde defalarca şans verdim ama yine de hep yüzüne vurdum yaptıklarını. O, buna bile razı olduğunu söyledi.
Tartışmalarımız gittikçe artmaya başladı. Onu, ne kadar kavga edersek edelim terk etmedim. Bana açıklama yaptığında hep affettim. Kendimi mükemmel hissettirip sevdiğini hissettirip sonrasında beni terk etti. Pişman olup döndü.
Ayrıca ilişkimizin son aylarına doğru şiddet uygulamaya başladı. Tartışmalarımızda kollarım ve boğazımda morluklar oluşmaya başladı. Beni tutmak, sakinleştirmek için yaptığını söylüyordu. Son olarak da bana defalarca vurdu. Ben de şikayetçi oldum ve uzaklaştırma kararı çıkardım.
İş için aldığı güvenlik sertifikasını bundan dolayı kaybetti.
Sevgili okurlarım, biliyorsunuz, son günlerde biz “hayvan korumacıların” en büyük endişesi sokak hayvanlarıyla ilgili Meclis’ten çıkarılmak üzere olan sokaklardan toplatılma yasası.
Sokak hayvanlarının sokaklarda giderek çoğalması, üzücü saldırı olayları ve bu köpeklerin insanlara zarar verdiği kanaatinden sonra Meclis’te önce uyutma sonra da ötanazi olarak tanımlanan bir yasanın görüşülmeye başlandığını biliyoruz.
Sokaklarda başıboş dolaşan köpeklerin belediyeler tarafından toplanıp barınaklara alınması, burada hastalıklı, saldırgan, sakat olanların ve istenmeyen ırklara ait olanların da uyutularak, yani iğneyle ya da bir şekilde öldürülecek olmaları...
Eski yasaya göre sokaklardan toplanıp barınaklara getirilen ve aşılanıp kısırlaştırılarak küpe takılan hayvanlar, sonra yeniden alındıkları yere bırakılıyordu.
Bu durumun yetersiz olduğunu kanaati uyandığı için dünyada artık hiçbir ülkenin uygulamadığı bu uyutma ya da ötanazi kararı alınacak.
Hepimizin yüreğini yerinden oynatan bu kanun bir şekilde sokak köpeklerinin yok edilmesi anlamına geliyor. Düşünün ki hepimizin sokaklarda baktığımız, beslediğimiz, bağlandığımız canlarımız var.
Ötanazi ülkemizde uygulanmayan ama bazı Batı ülkelerinde geçerli olan, kişinin aklı başındayken, kendi ölüm kararını alması anlamına geliyor.
Bir süreden beri bir erkek arkadaşım var. Erkek arkadaşımla tesadüfen tanışıp sevgili olduk. Fakat ailesi baştan beri, saçım açık olduğundan beni istemedi. Sadece erkek arkadaşımın babası bize biraz destek çıktı.
Her şeye rağmen evlenmeye karar verdik. Ancak söz töreni için beğendiğim sıfır kol bir elbise için “Olmaz, büyükler yanımızdayken bunu giyemezsin. Ayıp olur” dediler.
Daha sonra erkek arkadaşımla tek omuzlu bir elbise beğendik, onu da istemediler…
Ben yine de dinlemedim ve aldım. Her şeye olumsuz yorumları var. Bu da benim aklımı çok karıştırıyor.
İleride daha fazla baskı yapabileceklerini düşünüyorum. Erkek arkadaşımla anlaşıyoruz ama ailesiyle nasıl uyum sağlayacağım, bilemiyorum.
Onun da ailesinin bu tavırları karşısında sessiz kaldığını görüyorum.
Sözlenmek üzereyim. 2 hafta kaldı ve şu anda erkek arkadaşımla farklı şehirlerdeyiz. Israrla evden çıkarken, eve girerken, kahveye giderken bana haber vermesini istiyorum. Nerede olduğunu bilmek istiyorum.