Paylaş
Sevgili Güzin Abla, ben 12 yıldır evliyim ve iki çocuğum var. Çalışan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınım. İyi ki de böyleymişim, çünkü geçen sene aldatıldığımı öğrendim.
Eşimin kendisinden daha yaşlı ve rahatlıkla söyleyebilirim ki benden çirkin bir kadınla birlikte olduğunu duydum. Ben, kendine çok iyi bakan, dikkat çeken, gösterişli bir kadınım.
Bir gün yakın bir arkadaşım, aldatıldığım konusunda beni uyardı. Araştırdım, soruşturdum ve eşimin görüştüğü kadının kim olduğunu öğrendim. Telefonunu buldum, arayıp konuştum. Kadın “Benim hiçbir sorumluluğum yok. Kocan beni bırakmıyor. Git kocanla konuş” dedi.
Ben de eşimi karşıma aldım ve sordum. Bana açık açık o kadına âşık olduğunu söyledi. İnanamadım.
Arkadaşlarım “Asla boşanma, kocanı o kadına kaptırma” dedi. Annem de aynı şeyi söyleyip durdu.
İhanete uğramak çok ağırıma gitmişti, mücadele etmeye karar verdim. Bu arada kocam elimizde avucumuzda ne varsa o kadına harcıyordu. Kadına yeni bir ev tutmuş, eşyalar almıştı.
Bense hâlâ aptal gibi yuva kurtarma peşindeydim.
1 yıl böyle sürdü. Kocamın ondan vazgeçeceği yoktu.
Sonunda artık dayanamadım ve “Bu böyle olmayacak boşanalım” dedim.
Eşim çok mutlu oldu, hemen kabul etti. “Sana ne zaman istersen destek olurum” dedi.
Hatta “Hayatına biri girerse, istersen çocukları ben alırım” diye konuştu. Bu laf beni çok kırdı. Artık beni tamamen gözden çıkardığını anladım.
Anlaşmalı olarak boşanmak için mahkemeye başvurduk.
Bir ara vazgeçer gibi oldu. “İstersen boşanmayalım. Birkaç yıl ayrı yaşayalım, olmuyorsa o zaman boşanalım” dedi.
Kendini garantiye almak istiyordu, kabul etmedim. Ondan bir şey talep etmeyince tek celsede boşandık. Ayrıldıktan sonra o kadınla yaşamaya başladı. Ben de iki çocuğumu alarak başka bir mahalleye taşındım.
Daha sonra kadınla araları bozulmuş. Bana dönmek istedi. Ben ona asla güvenmediğimi söyleyerek kabul etmedim.
İhanete uğrayan kadınlarla yaşadıklarımı paylaşmak, “Boş yere mücadele etmeye çalışmayın, bu süreçte kendinizden çok şey vereceksiniz ama hiçbir faydası olmayacak, sonunda yine yalnız kalacaksınız” demek istedim.
Eğer boşanma gerçekleşirse, mahkeme kararıyla kendinizi garanti altına alacak adımlar atın. Şimdi “Keşke hemen boşansaydım” diyorum. Eğer akıllıca davransaydım, hem maddi hem manevi açıdan daha iyi durumda olurdum.
Eğer çalışmasaydım, ben de çocuklarım da perişandık.
Şimdi geriye dönüp baktığımda o kadına kızamıyorum bile. Çünkü o, kocamı tanımamı sağladı.
Ayrıca çok korktuğum boşanmanın dünyanın sonu olmadığını da gördüm.
Rumuz: Boşanmak dünyanın sonu değil
YANIT
Sevgili okurum, ailenizi korumak, fevri hareket etmemek adına bir süre sabretmek istemeniz çok doğal. Sonuçta iki çocuğunuzu da düşünmek zorundaymışsınız.
Bu durumdaki kadınlar gerçekten büyük travma geçiriyor.
Bilimsel çalışmalara göre aldatılma halinde insanın yaşadığı acı, ölüm acısına en yakın acıymış.
Üstelik aldatılma sebebiyle boşanmalardan çocuklar da en ağır şekilde etkileniyor, hatta suçluluk hissine kapılıp ömür boyu güvensizlik yaşayan bireyler oluyorlar.
Siz işte bu kadar zayıf davranmamışsınız. Çocuklarınıza da kendinize de bu ani şoku yaşatmaktan kaçınmışsınız.
Ben erkeklerin aldatmasını tamamen içinde bulundukları boşluğa bağlıyorum.
Yani aldatılan taraf kendini suçlamasın. Bu onun eksikliğinden kaynaklanmıyor, karşı tarafın kendi seçimi.
Hani diyorlar ya, hatta zaman zaman ben de diyorum “Kadın bakımlı olmalı, kilo vermeli” vs. diye. Bunlar aslında hikâye!
Ne kadar güzel, ne kadar başarılı, ne kadar alımlı, ne kadar becerikli olursanız olun, erkek için dışarıdaki hep daha cazip ve farklı görünüyor.
Burada erkeğin ahlâklı davranması kadar, ikinci kadının da ahlâklı olması gerek. Evli bir erkekle ilişkiye girmek ahlâk dışıdır. Başka kadınlara ve günahsız çocuklara acı çektirmenin hiçbir açıklaması olamaz.
Bence siz o adama en güzel cezayı size dönmek istediğinde vermişsiniz. Bu ilişkiyi bıçak gibi kesip atmışsınız.
Paylaş