Bursaspor’un oyun felsefesi olmalı

Bursaspor'un şöyle bir yakın geçmişine baktığımızda, belki de sorunların en göze çarpanı olarak ‘futbol aklı’ öne çıkıyor.

Haberin Devamı

Üreten, altyapı açısından zengin ve nüfus popülasyonuyla sporun kenti unvanına erişebilen kentin gözbebeği kulüp, en alt kademeden üst kademeye sıçrayan süreçte belirli bir oyun ve sistem kültürüne ne yazıktır ki sahip değil.
Avrupa’da altyapısını geliştirerek büyüyen kulüplerin pek çoğu, alt kademelerden başlayan süreçte belli bir oyun sistemi, planı ve hazırlığı içerisinde A Takım’a doğru ilerlerken, bu durum topa ilk değen oyuncu ile en deneyimli oyuncunun, oyun kültürü noktasındaki makası daraltıyor.
Yıllarca, her yaş grubunda aynı oyun şablonu ve kültürünü alarak yetişen isimler, A Takım’a yükseldiklerinde yabancılık çekmezken; var olan güçlü yapıya da kolayca adapte olabiliyor.
Bizlerde ise maalesef bu durumda, istikrarsızlığın da getirdiği bir eksiklik söz konusu.
En üst katmanda yaşanan teknik adam değişiklikler, kısa vadeli planlar, stratejiler, uzun vadedeki oluşumu derinden sarsıyor.
Pamuk ipliğine bağlı bir düzen söz konusu.

Haberin Devamı

BU DURUM ALT VE ÜST YAPIYI ÇOK ETKİLİYOR

Her yeni gelen teknik adam, kendi oyun mantalitesini sahaya yansıtmak isterken, beraberinde yeni isimlerle geliyor.
Bu durum, her değişiklikte saha içerisine de tesir ediyor ve her üst kademedeki değişiklikten yeni yetişecek genç isimler de doğrudan etkileniyor.
Baktığımızda; takımın başına geçecek isim ile beraber, Bursaspor son 6 sezonda 12. kez farklı bir teknik direktör ile anlaşacak.
Değişim vakti geldiğinde kaçınılmazdır fakat; bu durumun, alt ile üst yapıyı etkilemeden devam etmesi gerekiyor.
Bunun için karşımıza da iki konu başlığı çıkıyor;
Ya istikrarlı bir yapıya bürünerek, yalnızca üst yapıyı değil altyapıyı da koordine edebilecek ve uzun vadede başarıyı arzulayacak bir teknik adam ve ekibi ile anlaşılarak, alt yaş gruplarından itibaren belirli bir oyun mantalitesini kavrayıp sahaya yansıtmak.
Ya da altyapı ile üst yapıyı birbirinden ayırarak bağımsız bir şekilde, yaşanan değişimlerin tesir etmeyeceği ölçüde farklı iki kulvar oluşturmak.

KISA VADELİ HEDEFLER NEDENİYLE SÜREKLİ ERTELENDİ

İlki Bursaspor’un kısa vadeli planlarından Süper Lig hedefi bulunduğu için oldukça zor görünebilir, hoş daha önceki yıllarda da söz gelimi ‘rahat’ bir konumdayken de kulüp bunu gerçekleştiremedi.
İkincisinde ise altyapı kendi özelinde bir oyun felsefesi ortaya koyarak oyuncuları bu bağlamda yetiştirebilir. Buradan A Takım’a yükselen isimlerin başarısı ve yeteneklerini ne derece ortaya koyacağı ise o günkü şartlara olan uyumu ve adaptasyonuna bağlı kalır.
Bu da oldukça risk barındıran, oyuncunun potansiyelini açığa çıkaracak ortamı sunamayan bir görüntü de verebilir.
Dolayısıyla; Bursaspor, şu ana dek pek çok yeteneği Türk futboluna kazandırdı.
Daha da kazandıracak gibi duruyor.
Fakat, her şeyden önce belli bir oyun felsefesine artık sahip olması gerekiyor.
Zira kısa vadeli hedefler sebebiyle, bu işe yatırım sürekli olarak ertelendi.
Haliyle de gördüklerimiz; ya performansını sivrilterek kendini bireysel anlamda öne çıkaran isimlerin transferler gerçekleştirmeleri oldu, ya da teknik direktör-takım uyumsuzluğundan kaynaklanan saha içi başarısızlıklar.

Yazarın Tüm Yazıları