Ligin ilk yarısındaki istikrarsızlığı özellikle kondisyon, takımın adaptasyonu ve deneyimsizlik altında değerlendirmiştik fakat ikinci yarıdaki dalgalanmalar da, takım içi iletişimin ne denli değişken olduğunu bizlere gösterdi.
Nitekim bunun bir sonucu olarak teknik direktör değişikliğine gidildi ve takımın başına Özer Hurmacı geçti.
Yansımalarını da ilk anlardaki etkili, istekli oyunla birlikte gördük.
GOL SONRASI TEK BİR VÜCUT OLDULAR
İlk golde gerçekleştirilen organize atakta Berat Altındiş’in rakip ağları havalandırırken, gol sevincinde tüm takımın tek bir vücut olarak bir araya toplanması ve verdiği mesaj da anlamlıydı.
Oyun dengesi bakımından da arzulu mücadele, rakip kalede pozisyonlar ve topun Bursaspor’da kalmasını sağladı.
Şu aşamada puantaj olarak üstte olmanın önemi elzemken, kimsenin belki de iyi oyuna sabrı dahi yok ancak Bursaspor, daha önce kazandığı maçlarda da gösterdiği üzere istekli bir mücadele ortaya koyduğunda rakibine üstünlük kuruyor.
GENETİĞİNE şampiyonluk işlenmiş bir kulübün, ne şartta olursa olsun pes etmeyen kimliğini kazanması, camia için en büyük umuttu. Bu sebeple oldukça genç oyuncularla bir mücadele verildiğinde, tabela değerini yitirdi ve o sahadan oyuncular, alkışlar eşliğinde ayrıldı.
Zira camia için her ne kadar sportif başarının önemi oldukça büyük olmasına karşın, mevcut şartlar ve kulübün ekonomik/idari yapısı kaynaklı mücadele ve gösterilen direnç, sportiflikten daha öncelik hal aldı.
Hele ki son yaşananlardan sonra, saha içerisinde arzulanan kenetlenme bütünüyle gerçekleşirken, Timsah’ın son müsabakalarında daha iyi yaptığı şeylerin olduğunu da gördük.
ARTIK DİKİNE VE HIZLI OYUN OYNUYOR
Çıkışa geçilen son 7 maçlık dilimde oyunsal ivmeye bakacak olursak;
Ceza yayının gerisinde yerleşik savunmaya karşı pas opsiyonları aramakla geçen topa sahip olma arzusu, yerini dikine ve hızlı oyuna bıraktı. Orta alandan kazanılan toplar, en fazla 2 pas olmak suretle ceza sahası çizgisine yakın noktalara koşu atan hücumcularla buluşturuldu.
Savunma koordinasyonunda tandemdeki oyuncuların birbirine daha yakın oyunu ve orta alandan gelen geri koşular ile birlikte rakipler, kenar çizgisine doğru zorlandı ve merkez akınlarına karşı rakiplerin hücum opsiyonları azaltıldı.
Oyuncuların da aralarında bulunduğu tüm camialar birlik olarak, depremzedelere yardım kolileri taşıdı.
Birlik ve beraberliğin son derece önemli olduğu bugünlerimizde gösterdikleri fedakarlıklar ve empati duygularıyla, Bursa spor camiası üzerine düşen görevlerini yerine getirdi.
Her bir nefere, sonsuz teşekkürlerimizle...
ALTYAPI SORUNSALI
Bursaspor, sezon başından bu güne dek sergilediği grafik ve performans dahilinde, lig ortalamasının oldukça altında...
İç saha müsabakalarında tribün desteği ile birlikte her ne kadar istenilen arzu ve istek ortaya konulsa da, bir noktadan sonra tıkanmalar yaşanıyor.
Bunun ise en bariz göstergesi; altyapı sorunu.
Kulüp basketbol takımını olması gerektiği üzere; eski başantrenörü Orhun Ene’ye yeniden teslim etti.
Kişiliği, spor bilgisi, centilmenliği ve bunun yanında TOFAŞ kültürüne aidiyetiyle rol model oluşturan deneyimli başantrenör, böylelikle ayağa kalkmaya ihtiyaç duyan camiaya da derin bir nefes aldırdı.
TAKIMI BU NOKTAYA GETİREN BAŞ AKTÖR
Önceki 5 yıllık görev süresince takımın bir alttan, en üst noktalara dek yükselen mücadelesinin baş aktörü olan Ene, yalnızca basketbola ilişkin yönetimi değil aynı zamanda oyuncularla olan iletişimde de takımı üst seviyelere taşıdı.
Aslında deneyimli başantrenörün dönemini, ‘bütünleşmek’ olarak özetleyebiliriz.
Orhun Ene’nin sağladığı bütünlük ve Bursa basketbolu adına Tolga Öngören ile birlikte ortaya koydukları çeşitli projeler, kulübün de markasının değerine değer kattı.
YENİDEN ÖZE DÖNÜŞÜN HABERCİSİ
Her açıklamadaki altyapı vurgusu, geleceği parlaklaşan birçok yeteneğin de A Takım’dan yükselmesine yol açarken, aynı zamanda takım geleceğine ilişkin en net hamleler de bu dönemde geldi.
Ligin sert iklimi ve bunun yanında çeşitli imkansızlıklar kaynaklı kısıtlı bir kadro ile devam edecek olan Bursaspor’da hesaplar ise ligde kalma üzerine kurulu.
Transfer engeline karşın eski oyuncuları Özer Hurmacı ve Çağatay Yılmaz’a lisans çıkaran kulüp, form tutan genç oyuncularının da etkisiyle önemli bir umut aşıladı.
Özellikle takımın ihtiyaç duyduğu deneyim noktasında önemli bir hamle yapan kulüp, takım kimliğiyle birlikte yeniden yükselişe geçebilmek için gücünü sergileyecek.
İLK YARI KIRILGAN VE TEMPOSUZDU
Ligin ilk yarısı bazında; Bursaspor’un oldukça kırılgan, temposuz yönü dikkati çekti.
Pek çok müsabakada rakiplerine kolay teslim olan yeşil beyazlı oyuncular, fizik dirençsizliğinin de etkisiyle gardını da erken düşürdü.
Alınan 10 mağlubiyetin tamamı kötü bir futbol ortaya konan müsabakalarda gelirken, sahada isyan eden bir oyuncunun bulunmaması ise camianın en büyük eleştiri konularından biri oldu.
Kulüp, tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşarken; mali imkansızlıklar ve beraberindeki sportif başarısızlık, camianın her kademesine tesir etmiş durumda.
Bu kapsamda karmaşayla dolu bir ilk yarı geride kaldı.
İlk etapta büyük umutlar dahilinde başlanılan sezon, giderek hayal kırıklıklarına büründü.
Umut yerini endişeye doğru bırakırken de, ufukta transfer engeli belirsizliği nedeniyle keskin bir ışık görünmüyor.
YENİ BİR SİNERJİ BEKLENİYORDU AMA...
Peki Bursaspor, nasıl bir ilk yarı geçirdi?
Ligden düşüş sebebiyle kadronun çok büyük bir çoğunluğuyla yollar ayrılırken, altyapıdan takviyeler gerçekleştirildi.
2010 yılında kurulan; Bursaspor’a gönül vermiş iş insanlarının ihtiyaç ve sorunlarına çözüm üreten, ayrıca Bursaspor’un gelişimine yönelik etkinliklere devam eden BURSİAD, kurulduğu günden bu yana birçok projeye imza atarken, aynı zamanda yeni projelerle de insanlara dokunacak.
Hürriyet Bursa’ya konuşan BURSİAD Başkanı ve Bursaspor Kulübü Genel Sekreteri Enes Can Demir, kulübün mevcut durumundan, dernek olarak gerçekleştirecekleri projelere kadar uzun bir yelpazede önemli açıklamalarda bulundu.
ŞEHRE AİDİYET RÜŞTÜNÜ İSPATLAMIŞ İSİMLER
ÖNCELİKLE ‘aile’ vurgusu yaparak sözlerine başlayan Başkan Demir, derneğin ilk günden beri ortaya koyduğu vizyon ve yaklaşımının, bir sivil toplum kuruluşundan öte bir aile birlikteliğinde olduğunu kaydetti. BURSİAD’ın şehre aidiyet rüştünü ispatlamış insanlardan oluştuğuna işaret eden Başkan Demir, organizasyonun en temel önceliğinin şehre ve Bursaspor’a hizmet olduğunu vurguladı. Mevcut süreçlerin en zor olduğu dönemlerin, kendilerinin genç ve sorumluluk aldıkları bir sürece denk geldiğini belirten Başkan Demir, buna karşın tecrübe anlamında da sürecin katkılarının bulunduğunu söyledi.
BURSA’YA KATKI SAĞMAYACAK PROJE ÜRETİYORUZ
DERNEK ve yapılan çalışmalara ilişkin bilgiler veren Başkan Demir, “Bursluluk projelerimize devam ediyoruz. Sosyo-kültürel projelerimiz de sürüyor. Kamu yararıyla alakalı bir modele dönüşme noktasında çalışmalarımız var. Bu şehre katkı sağlayacak, bu şehrin kültürel kazanımlarına ilişkin projeler üretmeye, projelerde var olmaya çalışıyoruz. Parmakla gösterilecek bir yönetim kurulumuz var. Buradaki her birey, kendi alanında ailesiyle birlikte Bursa’da katma değerli işlere imza atmış durumda. Bu birliktelik ve beraberliği en üst seviyede maksimum verimlilikle sağlamaya çalışıyoruz. Elbette buna zarar vermek isteyen birçok grupla da karşı karşıya kalıyoruz; fakat bunlar çok önemli değil. Bizler hedefe giden doğrultuda gerekli özveriyi gösterip, şehrimize ve ülkemize en yüksek düzeyde verimliliği ve katkıyı sağlayacağız” dedi.
HER GÜN BİN AİLEYE YEMEK DAĞITACAĞIZ
Biz izleyenler için elbette; hatta keyif veren, hatta ‘ben daha iyi yaparım’ sözlerinin havada uçuştuğu bir spor dalı.
Sahiden de bazen öyle maçlar izliyoruz ki, ‘bu nasıl kaçar’ tepkisinin açıklaması yok.
Ancak iş görüldüğü gibi değil.
Zira; fizik kanunlarına da göre ayağa hükmedebilmek, arzu edilen vuruşu yapabilmek için topa istenildiği seviyede dokunabilmek, yeterli ölçüde kavisin topa verilmesinin ardından takım arkadaşının bir sonraki anda nerede bulunacağı hesaplayarak meşin yuvarlağı o noktaya gönderebilmek, bunu yaparken de rakip oyuncuların ulaşamayacağı anı ve noktayı tespit edebilmek, o anki fizik direncini ve gücünü tam randımanlı sergileyebilmek, rüzgar gibi çevresel faktörleri de hesaba katabilmek gibi daha da uzatabileceğimiz pek çok parametre aslında baktığımızda sadece bir anlığına, bir pasın gerçekleşmesinde gelişiyor.
MATEMATİK YAPMIYOR DENEYİMİNE GÜVENİYOR
Bu yeteneğe sahip ve bu yeteneği geliştirenler, profesyonel düzeyde oynamaya hak kazanıyor.
Bazen, bu oyuncu nasıl profesyonel olmuş desek de, işin kabaca argümanında işte bu durum yatıyor.