Bursaspor kimliğini kazandı

GENETİĞİNE şampiyonluk işlenmiş bir kulübün, ne şartta olursa olsun pes etmeyen kimliğini kazanması, camia için en büyük umuttu. Bu sebeple oldukça genç oyuncularla bir mücadele verildiğinde, tabela değerini yitirdi ve o sahadan oyuncular, alkışlar eşliğinde ayrıldı.
Zira camia için her ne kadar sportif başarının önemi oldukça büyük olmasına karşın, mevcut şartlar ve kulübün ekonomik/idari yapısı kaynaklı mücadele ve gösterilen direnç, sportiflikten daha öncelik hal aldı.
Hele ki son yaşananlardan sonra, saha içerisinde arzulanan kenetlenme bütünüyle gerçekleşirken, Timsah’ın son müsabakalarında daha iyi yaptığı şeylerin olduğunu da gördük.

ARTIK DİKİNE VE HIZLI OYUN OYNUYOR

Çıkışa geçilen son 7 maçlık dilimde oyunsal ivmeye bakacak olursak;
Ceza yayının gerisinde yerleşik savunmaya karşı pas opsiyonları aramakla geçen topa sahip olma arzusu, yerini dikine ve hızlı oyuna bıraktı. Orta alandan kazanılan toplar, en fazla 2 pas olmak suretle ceza sahası çizgisine yakın noktalara koşu atan hücumcularla buluşturuldu.
Savunma koordinasyonunda tandemdeki oyuncuların birbirine daha yakın oyunu ve orta alandan gelen geri koşular ile birlikte rakipler, kenar çizgisine doğru zorlandı ve merkez akınlarına karşı rakiplerin hücum opsiyonları azaltıldı.
Orta alan direnci yükseldi, ilk yarıya nispeten daha yüksek fizik ve kondisyon ile beraber takımın da oyunun temposu belirleme özelliği arttı.

TAKIM YENİDEN ÖZGÜVENİNİ KAZANDI

Enver Cenk Şahin ve Hasan Ayaroğlu’nun tekniğinin yanında Hasan Basri Karaca gibi genç oyuncuların dinamikliğinden de maksimum fayda getirecek akışkan bir oyun tarzına geçildi, daha önceleri yan pasla geçen topa sahip olma arzusu yerini daha aktif ve aksiyon sağlayan mücadele gücüne bıraktı.
Daha da önemlisi; takım ve camia özgüvenini yeniden kazandı.
Oluşan kazanma kimliği ile birlikte mücadele de artış gösterdi.
Kondisyonun yükselmesi, kırılganlığı son dönemlerde oldukça azaltırken; kulübün içerisinde bulunduğu durum ve içerisine çekilmek istenen kaos ortamı, futbolcuların da sahada bir sözü olduğunu hatırlatmasını sağladı.

REHAVETE KAPILMAMASI GEREKİYOR

Tüm bunların yanında; Bursaspor, bütünlük sağladığında ve mücadele düzeyini artırdığında, kadro rotasyonu ve yetenek havuzu her ne kadar dar olsa da, diğer üst sıralardaki rakiplerle yarışabileceğini gördü.
Açıkçası geride kalan süreci kestirmek zor zira bu lig, oldukça karmaşık ve güven vermeyen bir düzenden kurulu.
İlk yarının bitimine bir hafta kala 4 puan gerideki takım, şu an ateş hattının 3 puan önünde yer almakta.
Şu an işler rayına girdi gibi gözükse de, mevcut iklimin en zorlu şartı rehavet.
Bursaspor’un özellikle kazanma iç güdüsü ve alışkanlığı ile birlikte özgüvenini sahaya aşılayarak, her dönem üzerine koyması gerekecek.