Paylaş
Çağa damga vuran meselelerimizden biri bu: Nasıl gençleşiriz, ne kadar uzun yaşarız, ve hangi yollarla güzelleşebiliriz... Metabolizma yaşım kaç? Yüzüme ne yaptırayım? Pilates’le mi, ağırlık kaldırmayla mı daha fit dururum? Ne yersem ve ne yemezsem sonsuza kadar yaşarım? Bir de tabii, madem görünüşe bakılırsa en az 100’e kadar yaşayacağız, 45’inde 30, 75’inde 45 görünmek lazım! En önemlisi de, sadece dışının değil, içinin de pırıl pırıl olması lazım. Yoksa günler hastanede yoğun bakımda geçiyorsa, cildin kırışıksız ve bebeksi pembelikte olmasının bir manası yok!
KOMPLE REKTİFİYE, BOYA, PASTA CİLA
Bir özel hastane, bizim gibi insanlar için özel bir program yapmış. Zamana meydan okuma üzerine kurulu, adeta komple bir iç-dış bakım, onarım, rektifiye, boya, pasta cila, kaporta tamir programı. (Niye oto sanayi ustası gibi anlattım bilmiyorum. Aslında sinema yüksek lisansım filan var benim. Fakat takdir edersiniz ki tıp zor ve pek çok farklı terimleri olan bir alan!)
Aslında şunu yapıyorlar: Sizi alıp, konuşup, sorular sorup, kan testlerinizi yapıp, farklı alanlardaki doktorlara muayene ettirip (iç hastalıklarından dermatolojiye) ne sorununuz var önce onu anlıyorlar. Sağlıkla ilgili bir problem, ne bileyim karaciğerde yağlanma, vitamin eksikliği, kilo fazlalığı, uyku apnesi, ortopedik sorunlar, aklınıza ne gelirse... Bunlar varsa farklı hekimlerle düzeltirken, diğer yandan da görünüşünüzde sizi memnun etmeyen yerleri düzeltmekle ilgileniyorlar.
Bu programın içinde fizik tedavi de var estetik cerrahi de, diyetisyen de, özel spor hocası da, dahiliye uzmanları da, aromaterapi de!
AMELİYATLA SİXPACK!
Ben programın bir ucundan girip, diğer ucundan aşağı yukarı bütün sınavları çiçek gibi vermiş olarak çıktım. Yani boyun ve sırta fizik tedavi haricinde (Oradaki kaslar da yıllarca sizin yüzünüzden böyle kaskatı oldu, siz güleceksiniz diye! Yav bırak, hadi!) başka bir müdahaleye ihtiyacım olmadığına kanaat getirdik.
Ama ilginç yenilikleri de sizden esirgeyecek değilim!
Mesela yeni bir cihaz çıkmış, eskiden karaciğerden parça alınarak görülebilen şeyler sadece iki dakikada karaciğerinizin olduğu yere bir metal alet koyularak ekranda görülebiliyor!
Vo2Max testi diye bir ölçüm var. Yüzünüze bir oksijen maskesi takarak yürüme bandında yürüyorsunuz ve vücudunuzun yeterince oksijen alıp almadığı ölçülüyor.
Doktorlardan biri boynumun ve belimin ölçüsünü aldı, bel kenarımdaki cildimden cilt altı yağlanmayı ölçtü! Sonra da elimle, göstergeli spor aleti gibi bir şeyi sıkmamı istedi. Böylece farklı vücut yağ oranlarımın iyi olup olmadığı, kas gücüm filan ölçülmüş oldu iyi mi?
Estetik cerrahi nerelere gitmiiiş! Yazın plajda gördüğüm sixpack’li kadınların çoğu meğer estetik ameliyatla yaptırıyormuş o sixpack’leri. Vücuda estetik müdahaleler çok yaygınlaşmış. Yine ben, yine bilim, yine okuyucuya faydalı bilgiler. Normalde benim gibi insana Nobel verirler ama oralarda tanıdığımız yok tabii...
KÖK HÜCRE NEDİR, NEYE YARAR
Herkes bundan bahsediyor, kimse de tam nedir bilmiyor.
Bir kere kök hücre tedavileri sadece 40’larına gelmiş eski mankenlerin genç görünmesi için bulunmuş bir tıbbi yöntem değil. Aslında tıpta bir nevi devrim!
Vücutta bazı hücreler kök hücre özelliği taşıyor. Saçların uzamasını, eliniz kesildiğinde cildinizin yenilenmesini sağlayan bu “Kendini yenileyebilen ve farklı hücre tiplerine dönüşebilen” kök hücreler. Bu kök hücreler mesela yağ dokusunda, göbek kordonunda, kemik iliğinde filan bulunuyor. İlginç ama, bu arkadaşlar, sadece bulundukları yerlerin hücrelerini değil, laboratuvar ortamına alındıklarında başka yerlerin hücrelerini de yapabiliyorlar. Mesela başka bir yerden alınan kök hücre, laboratuvarda işlemler görüp sonra karaciğere yerleştirildiğinde karaciğeri yenileyebiliyor. Aynı hücreyle bambaşka bir yeri, cilt yaralarını da iyileştirebiliyorsunuz mesela. Dokunun tohumu tarzında birşey bu yani. Ama ekildiği tarlaya göre joker gibi buğday da yapabiliyor, elma ağacı da, domates fidesi de. (Cahil olduğum için size de cahil muamelesi yapıp bu şekilde anlatıyorum. Ne yapaydım? Yazıyorum, oynuyorum, bir de tıp mı okuyaydım sizin için?)
Tabii bu işin popüler olmasının sebebi mesela diyabet hastalarının ayaklarındaki iyileşmeyen ciddi yaralara çare olmasıyla filan gerçekleşmedi. Her zamanki gibi estetik işleriyle duyduk kök hücre tedavisini. Evet, mesela göbek yağ dokusundan alınıp laboratuvarda 3-4 haftada çoğaltılan kök hücrenin yüze enjeksiyonuyla çok iyi sonuçlar elde ediliyormuş. Ama bu işlem için de doktorlar uyarıyor. “Gel yüzüne kök hücre yapıverelim diyen her merkeze inanmayın. Bu çok özel laboratuvarlarda yapılabilen, çok teknolojik bir işlem” diyorlar.
KOLESTEROLÜ YÜKSEK OLANLAR, GELİN!
Bu kolesterol denen zalım, yıllarca dağ gibi adamları tereyağlı yumurtadan, pirzoladan uzak tuttu.
Hepsi de palavra çıktı iyi mi? Şimdi tedavi bambaşkaymış. Çok yüksek kolesterol hâlâ arzu edilen bir şey değil. Ama doktorlar son 1 yıldır kolesterolü yüksek insanlara pek diyet filan vermiyormuş. Hatta yemeyin değil, yiyin dedikleri şeyler var: Avokadonun, antepfıstığının ve kahvenin kolesterol düşürmede faydaları kanıtlanmış! (Kahve zaten son günlerde popüler. Alkol yüzünden karaciğerinde yağlanma olanlara da tavsiye ediliyor.)
Ama yeme-içmeyi bırakın, yüksek kolesterolü düşürmek için en önemli, en etkili konu egzersizmiş. Yani bir zahmet kalkıp her gün yarım saat hareket edeceksiniz. “Haftada 150 dakika yürüyüş güzel mesela” dedi konuştuğum doktor.
Hiç spor yapmayıp avokado, antepfıstığı yemek ve kahve içmek bana daha cazip geldi ama, öyle olmuyormuş. Tıp çok acımasız bir bilim dalı! Astronomi filan daha tatlı bence.
Paylaş