Türkiye, artık ABD için ‘normal’ ülke

TÜRKİYE, New York Times Gazetesi yazarlarının sıkı takibinde.

Geçen ay İstanbul'a gelen gazetenin önemli politika yazarlarından Thomas Friedman'nın Türkiye ile ilgili görüşlerini dünkü gazetelerde okudunuz.

Başka bir New York Times yazarı Stephen Kinzer'i de geçen gün GYİAD'ın yemekli toplantısında dinledik.

Kinzer, 1996-2000 yılları arasında İstanbul'da gazetenin temsilciliğini yapmış. Türkiye hakkında yazdığı bir kitap da var: ‘‘Hilal ve Yıldız, Türkiye İki Dünya Arasında.’’

Kinzer
ayrıca New York Times'ta yazdığı Zeugma yazısıyla, dünya kamouyunun dikkatinin bu antik şehre çevirilmesinde önemli payı olmuş biri.

Birkaç yıllık aradan sonra İstanbul'a gelen Kinzer tespitlerine Türk-Amerikan ilişkileriyle başlıyor.

İlk tespiti, Türkiye'nin Washington nezdinde artık ‘‘normal’’ bir ülkeye dönüşmüş olması.

‘‘Ankara Washington'ın gözünde artık yaşamsal önemi olan bir müttefik değil dolayısıyla artık ABD'nin kanatları altında değil. ABD ile Türkiye arasında Kuzey Irak'ta PKK'nın kontrol altında tutulması dışında pek de önemli bir gündem yok’’ diyor.

İddiasına göre, iki ülke arasındaki ilişkilerin normal bir düzeyde seyretmesi nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde Washington'a yapacağı ziyaret ABD başkentinde fazla bir gürültü koparmayacak.

Peki ABD'nin kanatları altında olmamak Türkiye'ye ne getirecek?

‘‘Yeni bir ekonomik kriz durumunda ABD'nin yardıma koşması artık söz konusu değil.’’

Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var.

‘‘ABD olmaksızın tek başına ayakta kalmak Türkiye'ye yeni açılımlar, yeni fırsatlar getirecek. AB projesi de bunlardan biri.’’

Kinzer
'in başka bir tespitine göre, Türkiye'de ve Avrupa'da olduğu gibi Washington'da da Türkiye'nin AB projesinin başarısızlığını isteyen bir grup var.

Kuşku yok ki, bunu dileyenler el ele.

Kinzer'in konuşmasından not ettiğim diğer bir konu da, Türkiye'nin modern ve laik kimliğiyle dünyaya göndereceği mesaj.

Kinzer diyor ki: ‘‘Dünya hálá radikal İslamcıların göndermiş oldukları mesajın şokunda. Şimdi Müslüman dünyasından başka bir mesaj bekleniyor. Bu da ancak kendisiyle barışık, demokratik Türkiye'den gelebilir.’’

Amerikalı gazeteciden son söz: ‘‘Türkiye'ye geçmişte stratejik coğrafi konumundan ötürü bir rol biçilmişti. Şimdiki rolünü, temsil ettiği değerler şekillendirecek.’’

20 milyona dikkat ettiniz mi?

KINZER'in İstanbul'da iki şey dikkatini çekmiş.

Biri simitlerin artık ‘‘Simit Sarayı’’ gibi yerlerde satılması.

Diğeri de 20 milyonluklar.

Bilmem siz dikkat ettiniz mi?

Ben etmemişim. 20 milyonlukların arka yüzünde Efes Harabeleri var.

Kinzer'in buna getirdiği yoruma dikkatinizi çekmek istiyorum.

Katılır ya da katılmayabilirsiniz ancak ilginç bir yorum bu.

Gelelim gazetecinin yorumuna: ‘‘Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı, Selahattin Eyyübi Kürt, Mimar Sinan Rum, Nazım Hikmet komünist diye Türk parasına basılmadılar. Efes Harabeleri’yle durum değişmiş gibi. Zira 20 milyonluklar üzerinde resim çok kültürlülüğünüzle barışmakta olduğunuzun kanıtı gibi. Belki de ilk kez kültürel mirasınıza bu şekilde sahip çıktınız.’’

Kültürel mirasa 300 milyon dolar

SÖZ kültürel mirasımızdan açılmışken hafta sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği bir müjdeye değinmek istiyorum.

Müjdeden önce Başbakan Erdoğan ile ilgili izlenimlerim.

Başbakan’ı cumartesi günü uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu'nda, pazar günü de 59. Hükümet’in turizm politikalarının açıklandığı basın toplantısında dinleme fırsatım oldu.

Her iki toplantıda Başbakan’ın performansı da, konuşmalarının içeriği de iyiydi. Ancak bilimsel bir sempozyum olması gereken birinci toplantı nedense bir AKP kongresi havasındaydı.

Düşünün, birileri sıra başlarında oturanları ‘‘alkışlar az oluyor beyler’’ diye uyarıyordu.

Bir sempozyumda alkışın böylesine önemsenmesine doğrusu ben ilk kez tanık oluyorum.

Gelelim pazar günkü toplantıya...

Turizmcileri hayli mutlu kılan konuşmasında Erdoğan, ikinci turizm hamlesinde neler yapılacağını uzun uzun anlattı.

Kültürel mirasın korunması 2010 turizm vizyonunun bir numaralı önceliği.

2004 yılında için bu öncelik için bütçeden 100 trilyon liralık ilave bir ödenek tahsis edilmiş.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, İl Özel İdaresi'nin tahsis ettikleri kaynaklarla birlikte 2004 yılında kültürel mirasa toplam 300 milyon dolar ayrılmış durumda.

Başbakan Erdoğan'ın işadamlarından da bu konuda destek istemesi yıllardan beri ihmal ettiğimiz kültürel miras meselesinin bundan böyle gündemimize oturacağını gösteriyor galiba.
Yazarın Tüm Yazıları