DAVOS'taki Kongre Sarayı'nda önceki gün konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işi hayli zordu.
Zira konuşması Davos'un iki ‘kahramanı’ arasına sıkışmıştı.
Başbakan Erdoğan'dan önce konuşan Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva iki yıl önceki kahraman iken, üçüncü konuşmacı Ukrayna Devlet Başkanı Yuşçenko yeni kahramandı.
Turuncu kravatıyla sahneye çıkan Yuşçenko lafı hiç uzatmadan Ukrayna'nın kendisini Avrupa'nın bir parçası olarak gördüğünü söyledi.
Ukraynalılar'ın dünyanın en eğitimli halklarından biri olduğunu belirten Yuşçenko'ya göre, ülkesi AB üyeliğine hazır.
Halen yüzde 65 civarında olan kayıt dışı ekonomi için önlem alınacağını, özelleştirmenin hızlandırılacağını belirten Yuşçenko‘Avrupa'nın global ekonomide güçlenmesine katkıda bulunacağız’ dedi.
Yuşçenko'yu salona takdim eden ise Polonya Cumhurbaşkanı Aleksander Kwasniewski oldu.
Polonya Cumhurbaşkanı, Ukrayna'nın en büyük destekçisi.
Yuşçenko'yu takdim ederken şöyle dedi: ‘Bugün Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini konuşuyorsak Ukrayna'nın üyeliğini de rahatlıkla konuşabiliriz.’
Nitekim Erdoğan'ı soru yağmuruna tutan yabancı gazeteciler Ukrayna hakkında ne düşündüğünü sıklıkla sordular.
Sanırım, Ukrayna'nın Avrupa gündeminde Türkiye'nin önüne geçmesi olasılığını göz önüne almamız gerek.
Sosyal Forum'un yapıldığı Porto Alegre'den Davos'a gelen iki yıl önceki ‘kahraman’ Lula'nın heyecanı dikkat çekiciydi.
‘İki yıl önce Brezilya'ya karşı kuyku vardı.Şimdi ise bu kuşkuların dağıldığını görüyorum’ diye konuşan Lula'ya göre vergi, sosyal güvenlik, hukukta önemli reformlar yapılmış.
Brezilya'nın ihracatı iki yılda yüzde 60 oranında artmış.
Doğrudan yabancı yatırım 18 milyar dolara ulaşmış.
İşsizlik yüzde 12'den 9'a düşmüş.
2 yılda 2 milyon yeni iş olanağı sağlanmış.
Hatırlıyorum, iki yıl önce Lula'nın Brezilya için meşhur ‘sıfır açlık’ formülü vardı.
Yoksulluğu azaltmak için alınan önlemler çerçevesinde 20 milyon kişiye ulaşılmış.
Hayatlarında banka hesabı açtırmamış olan yoksul Brezilyalılar banka hesapları açtırmışlar.
Ama en önemlisi ‘yeni ticaret ortaklıkları’ geliştirilmiş.
Lula, aynen Başbakan Erdoğan'ın yaptığı gibi yabancı ülkelere seferlere çıkmış.
‘Tam 32 ülke dolaştım. Hindistan, Çin, Ortadoğu, 10 Afrika ülkesi, Güney Amerika ülkeleri hepsiyle ticaret anlaşmaları yaptım’ diyor.
Bundan sonra Lula'nın rüyası ne?
‘Ülkemde herkes kahvaltı, öğle ve akşam yemeği yediği takdirde huzur içinde ölebilirim.’
Global siyaseti daha yakından ilgilendiren bir başka rüyası ise Brezilya'nın, Japonya, Almanya, Hindistan gibi ülkelerle birlikte BM Güvenlik Konseyi üyeliğine getirilmesi.
Sharon yardımı başlattı CEO'lar arkadan geldi
Dünyada yoksulluğun tartışıldığı oturum, Sharon Stone'un 10 bin dolar vererek başlattığı bir yardım kampanyasına dönüştü.
Meğer Sharon Stone, ‘Tanzania'da malarya hastalığıyla mücadele için 10 bin dolar veriyorum?Beni seven peşimden gelir’ demiş.
15 dakikada 47 CEO kartvizitlerini vererek yardım vaadinde bulununca 1 milyon dolar toplanırvermiş.
Bill Gates, Brezilya Devlet Başkanı Lula, Tanzanya Devlet Başkanı Benjamin Mkapa'nın katıldığı oturumda buna en çok sevinen Jeffrey Sachs oldu.
Columbia Üniversitesi Yeryüzü Enstitüsü'nü yöneten Sachs, Annan'ın‘Milenyum Projesi’nin başında. ‘Milenyum Projesi’nin amacı 2015’e kadar dünyada yoksulluğu yarı yarıya azaltmaktı.
Davos'a gelen Almanya Şansölyesi Schröder, İngiltere Başkanı Blair ve video aracılığıyla seslenen Chirac'ın da çeşitli planları var yardım konusunda.
Chirac, uluslararası vergilendirmeden sözediyor.
Blair ise gelecekte yapılacak yardımlar için uluslararası bir sermaye oluşturulmasından yana.
Bakalım hangisi tutacak?
Çin'den kimse korkmasın
BU yıl Davos'un yıldızlarından biri Ukrayna ise diğeri Çin.
Üstelik bu yıl Çin'i burada temsil eden Başkan Yardımcısı Huang Ju.
1990'larda Şanghay Belediye Başkanlığı’nı yapmış.
Bu şehrin kalkınmasında önemli payı var.
Dün sabahın erken saatlerinde Huang Ju'yu dinliyoruz.
Lula gibi o da neler yaptıklarını anlatıyor.
1979 ile 2003 yılları arasında Çin'in ekonomisi ortalama yüzde 9.4 oranında büyümüş.
2004 yılında Çin'in ithalatı 560 milyar dolara ulaşmış.
1.3 milyar nüfusu olan ülkede kişi başı milli gelir 1000 dolar.
Ancak Ju bunun 10 yıl içerisinde 3 bin dolara çıkacağını söylüyor.
‘Bin dolardan 3 bin dolara atlama süreci Çin'in modernleşme sürece olacak’ diyor Ju.
Çin halen dünyayı hem şaşırtıyor, hem ürkütüyor.
Kafalarda soru işaretleri var.
Ya büyümesi durursa, ya kırsal kesim ve şehirler arasındaki gelir uçurumu nedeniyle sosyal patlama yaşarsa?
İnanılmaz boyutlardaki enerji tüketimi nedeniyle ya çevre felaketlerine yol açarsa?
Bu kuşkuları hesaplayarak Davos'a gelen Huang Ju ‘Çevre kirliliğini önlemek için hızla modern sanayiyi geçeceğiz. Ekonomik büyümenin sosyal boyutunun farkındayız.Önlemlerimizi alıyoruz.Çin'in gelişmesi hiçbir ülke için bir tehdit oluşturmayacak.Kimse korkmasın’ diyor.