Tersaneler denizi kirletiyorsa Tuzla nasıl ‘Mavi Bayrak’ aldı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GEÇEN hafta Mersin’de temeli atılan Taşucu Tersanesi’nin, yeni seçilen CHP’li Belediye Başkanı tarafından engellenmek istendiğini yazmışım.
Yanılmışım.
Zira Taşucu Tersanesi’ne karşı çıkan sadece Belediye Başkanı değil, Taşucu halkı, denizin kirlenmesine, Akdeniz foku, caretta-carettaların zarar görmesine karşı çıkan çevreciler.
Kısaca herkes karşı gibi görünüyor.
Taşucu’nda yazlık evi olan emekli Büyükelçi Tanşuğ Bleda da gönderdiği e-postada, yöre halkının yıllarca SEKA Kağıt Fabrikası’nın çevreyi kirletmesinden bıktığını ve bu yüzden ‘denizi kirleteceği’ gerekçesiyle tersaneye karşı çıktığını yazmış.
Yöre halkı ‘SEKA’dan kurtulduk ve denizimize kavuştuk, şimdi asla zehirlenmesine müsaade etmeyiz’ diyormuş.
Çevre deyince elbette ki akan sular durur...
Akdeniz foku, caretta caretta’lar bir yana, dünya bir yana.
Ancak kafamı kurcalayan birkaç soru var.
Bir, ‘Tersaneler iddia edildiği gibi gerçekten çevreyi kirletiyorsa Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne nasıl Mavi Bayrak verildi?’
‘Mavi Bayrak’ insan sağlığına uygun plaj ve marinalara verilen ödül.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü, İTÜ Çevre Mühendisliği ve İSKİ vermiş bu ödülü Tuzla’ya.
İkinci soru ise, ‘Dünyada Güney Kore’den sonra tersane konusunda 2. sırada olan Japonya denizi kirletir mi?’
Güney Kore’yi tanımadığım için Japonya geldi aklıma.
Japonlar’ın denizden çıkan her şeyi yedikleri, gıda ve çevre konusunda son dereçe hassas oldukları hepimizin malumu.
Tam adı ‘Akter Akdeniz Taşucu Tersanesi’ olan tersanenin yapımı için kurulmuş konsorsiyumun ortaklarından biri de Mersin Deniz Ticaret Odası.
Bu oda aynı zamanda DenizTemiz Derneği ‘TURMEPA’nınbölge koordinatörü.
Denizi ve çevreyi kirletecek bir projede yer alması mantıklı mı?
Yinekonsorsiyumun ortaklarından olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Şaman ile konuşuyorum.
777 YIL SONRA
Tersanenin aynen Japonya’daki tersaneler gibi en son teknolojiyle yapılacağını, arıtma tesisinin bölgeye örnek olacağını söylüyor.
Selçuklular bundan tam 777 yıl önce Alanya’da bir tersane kurmuşlar.
Taşucu Tersanesi, proje gerçekleşirse Ege ve Doğu Akdeniz’deki ilk Türk tersanesi olacak.
777 yıl sonra...
Armatörlerimiz belki Japonya yerine buraya gelecek.
Japonlar’a ödenen milyarlarca dolar burada kalacak...
Bir yanda Taşucu’nda yapılacak tersanenin ülke ekonomisine kazandıracakları, diğer yanda ‘çevre kirlenecek’ diye tersaneye karşı çıkan halk...
Türkiye’nin birçok olayda karşı karşıya kaldığı ikilem bu.
Zeugma’da aynı şey yaşanmadı mı?
‘Mozaikler bir daha geri gelmeyecek, zarar görecek’ diye İstanbul’daki sergiye karşı çıkanlar kazandı.
Gaziantep kaybetti, Türkiye kaybetti ama en önemlisi Zeugma bir hamisini kaybetti.
Sanıyorum halkı bilgilendirmenin, neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda aydınlatmanın gerekliliğini gözden kaçırıyoruz...
Meselá, Mersin Sanayi ve Ticaret Odası, Taşucu halkına yönelik toplantılar düzenlese, neden çevre kirliliği konusunda yanıldıklarını anlatsa...
Birbirini kırmadan, üzmeden bunlar halledilse...
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanlar Taşnaklar
AVRUPA Parlamentosu seçimlerinde Fransa’da Sosyalist Parti ezici bir üstünlük sağladı.
Önceki gece Fransız TV 5’te seçimlerin değerlendirilmesi yapılıyordu.
Elbette ki, kampanya sırasında koz olarak kullanılan Türkiye’nin AB üyeliği de gündeme geldi.
Yeşiller Partisi’nin lideri Noel Mamere gördüğüm kadarıyla Türkiye’nin üyelik hakkını savunmakta tek başına kalmıştı.
‘Türkiye’ye hayır’ sloganıyla oy toplamaya çalışan aşırı sağcı Phillipe de Villiers’ye yüklendi ve 1963 yılında de Gaulle’un verdiği sözün tutulması gerektiğini söyledi.
Her neyse, Fransız sosyalistlerin zaferine dönersek bu Türkiye için ne anlama gelir?
Geçen hafta Sosyalist Parti lideri François Hollande, Ermeni soykırım meselesini üyelik koşulu olarak öne sürmüştü hatırlayacaksınız.
Şimdi partisinin parlamento seçimlerinden güçlenerek çıkması Türkiye aleyhine seslerin daha da yüksek çıkacağını mı gösteriyor?
Ermeni faktörü AB yolunda daha sık karşımıza çıkmaya başlarken bir şeye dikkat çekmek istiyorum:
Türkiye’nin üyeliğini baltalamak isteyenler aşırı milliyetçi Ermeniler yani Taşnaklar.
ABD’deki Taşnaklar’ın ‘Armenian National Committee of America’ ANCA kuruluşu Fransa’daki Taşnaklarla elele.
Nitekim, Hollande geçen hafta Taşnak Partisi Merkez Komitesi Başkanı Murad Papazyan ile birlikte basın toplantısı yapmıştı.
Fransa’daki Taşnaklar hem Sosyalistlere, hem sağcılara yakın.
Chirac ve Maliye Bakanı Sarkozy’ye yakınlığı ile bilinen UMP milletvekili Patrick Deveciyan Taşnaklar’ın ağzıyla konuşuyor.
Oysa Ermeni diasporasında Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenler var ki bunlardan bir tanesi Fransa’da ‘Ermeni-Türk Demokratik Diyalog Hareketi’nin kurucusu Raffi Hermonn.
Hermonn’un ‘Ermeni Diasporası neden Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemeli’ yazısı internette dolaşıyor.