Semazen diksinler, nasıl olsa Mevláná’yı bizden alamazlar

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Sivriada’da dev bir semazen dikme projesi hafta sonunda gazetelerdeydi.

Semazen projesi haklı olarak şaşkınlık uyandırdı.

Konya’nın sembolü olan ‘semazen’ neden İstanbul’a, Marmara’nın ortasındaki adaya taşınıyor? İstanbul’u simgeleyecek bir sürü şey varken neden Konya’nın elinden en değerli şeyi alınıyor?

‘Semazen’ tartışması tam da Konya Belediyesi’nin şehrin imajıyla ilgili yoğun çalışmalar yaptığı bir döneme rastlıyor.

Konya Belediyesi, yaklaşık 20 gün kadar önce İstanbul’da ‘Konya İmaj Araştırması’ toplantısı düzenlemiş ve ‘fikir jimnastiği’ için aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteci davet etmişti.

Konya’nın artıları eksileri masaya yatırılmış, imajı için neler yapılabileceği konuşulmuştu.

‘Mevláná’, ‘sema gösterileri’ elbette ki Konya’nın en büyük hazinesi.

Mevláná’nın dünya çapında bilinmesine karşın Konya’yı ziyaret eden yabancı turist sayısı ne yazık ki sadece 150 bin civarında.

Dün Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e, Topbaş’ın projesini sordum.

‘Siz Konya’nın imajı için uğraşırken en önemli sembolünüzü kaptırmak üzeresiniz’ dedim.

Topbaş’ın ‘semazen’ projesi meclis üyeleriyle tartışılıyormuş.

Akyürek, ‘Semazen Türk kültürüne malolmuş bir simge. Türkiye’nin tanıtımına katkısı olacaksa karşı çıkmayız’ diyor.

‘Mevláná’yı alma şansları yok nasılsa’ diye de ilave ediyor.

Akyürek
açıkça söylemese de Sivriada Projesi gerçekleşirse Konya önemli bir sembolünden mahrum kalacak.

Peki ya İstanbul?

Güngör Uras, önceki günkü Milliyet Gazetesi’ndeki yazısında şu başlığı atmış:

‘İstanbul’un tek eksiği semazen anıtı.’

İstanbul’un onca sorunları varken gerçekten ‘semazen anıtı’ tuhaf bir kapris. Anıtın dikileceği Sivriada benim sabah yürüyüş yaptığım Kalamış-Caddebostan sahil şeridinin tam karşısında.

Tam 10 yıldan beri çamurdan kurtulamamış bir sahil.

Kadir Topbaş belediye başkanı olduğunda Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nun bu sorunla ilgileneceğini söylemişti.

Kaç ay oldu...

Değişen bir şey yok.

Hadi Topbaş’ın bu tuhaf kaprisi gerçekleşti diyelim...

‘Semazen Anıtı’ ile karşılaştırdığı diğer simge anıtlara bakın...

Paris’ın Eiffel’i, Rio’nun İsa Heykeli, New York’un Özgürlük Anıtı. Üçünü de gezdim... Oraları turist kaynıyor.

Etraflarındaki butikler, hatıra eşya satan dükkanlarla para kazandıran yerler bunlar.

Marmara Denizi’nin ortasındaki Sivriada’ya turistler nasıl gidecek?

Feribot seferleri koydunuz diyelim.

Marmara’nın lodosları yamandır, sisi de kimi zaman göz açtırmaz.

‘Semazen Anıtı’ Sivriada’da tek başına kalır, kimseler ziyaretine gidemez. Benden söylemesi.

Eczacıbaşı ile Koç matematiği sevdirecek

TÜRKİYE Eğitim Gönüllüleri Vakfı
yani TEGV bir yılda öğrenci sayısını neredeyse ikiye katlamış.

2003 yılının son aylarında öğrenci sayısı 374 bin iken, şimde 600 bine ulaşmış.

Yani okul çıkışı TEGV’in eğitim parklarına gelip, bilgisayardan İngilizce’ye kadar çeşitli konularda ek dersler alan öğrencilerin sayısı 600 bin.

Dile kolay.

2002 yılı mart ayında İbrahim Betil, TEGV’in başkanlığından ayrıldığında 200 bin çocuğa ulaşılıyormuş.

TEGV’e bağış yapanların sayısı o günlerde 20 bin iken şimdi 200 bin.

Eğitimle ilgili bir çalışmanın katlanarak büyümesi ne sevindirici.

Geçen cuma günü TEGV’in Antalya’daki Suna-İnan Kıraç eğitim parkındayız.

TEGV Yönetim Kurulu başkanlığını Prof. Suha Sevük’e devretmiş olan Cengiz Solakoğlu, Suna Kıraç’ın Antalya’ya her geldiğinde mutlaka parkı ziyaret ettiğini anlatıyor.

TEGV’in 11 eğitim parkı arasında Antalya’dakinin yeri ayrı. Antalyalı çocuklar okul çıkışı buraya gelmekten, yeni şeyler öğrenmekten pek mutlu.

Bizim burasını ziyaret nedenimiz ise ‘Düşler Atölyesi’.

Ünlü ressam Devrim Erbil, eğitim parkının bir odasında, fırçasıyla çocuklara boyalar dünyasını anlatıyor.

‘Düşler Atölyesi’ de TEGV’in Nokia ile birlikte geliştirdiği başka bir proje.

Amacı, resme, heykele yani plastik sanatlara düşkün çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmak.

2003 yılında Diyarbakır’daki ‘Düşler Atölyesi’ne gittiğimizde yanımızda ünlü ressam İsmail Acar ile heykeltıraş Mehmet Aksoy vardı.

Şimdi ise Devrim Erbil.

TEGV
ve Nokia’nın, sanatsever çocuklara verdikleri en değerli armağanlar bu sanatçılarla geçirilen dakikalar.

TEGV’in eğitim bölümü yöneticisi Feza Sengel ile vakfın diğer projelerini de konuşuyoruz.

Önümüzdeki aylarda Türk öğrencilerin matematik ve fen açıklarını kapatmak üzere ‘Matematik, Fen ve Ben’ diye bir proje başlıyormuş.

Projenin sponsoru Eczacıbaşı. 38 ülke arasında yapılan Uluslararası Fen ve Matematik Araştırması’na göre, Türkiye matematikte 31, fen alanında ise 33. sırada.

Matematik ve fen Türk öğrencilerinin ‘öcüsü’ durumunda. Öyle anlaşılıyor ki, Eczacıbaşı ile Koç el ele verip çocuklarımıza fen ile matematiği sevdirmeye karar vermiş.

Bahar hálá isyancı

ONAT Kutlar
öleli 10 yıl olmuş.

The Marmara’daki bombalı saldırının kurbanlarından olan Onat Kutlar’ı anmak için bu gece, saat 20.00 ’den itibaren, Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde ‘Bahar hálá isyancı’ adıyla özel bir gece düzenlenmiş.

Filiz Kutlar, Genco Erkal, Zülfü Livaneli, Deniz Türkali, Cüneyt Türel, Zeynep Tanbay geceyi renklendirecek isimlerden.
Yazarın Tüm Yazıları