Paylaş
Birol’u tanıdığımdan beri belki ilk kez ona ulaşmak zor oldu.
Asistanından sürekli “toplantıda”cevabını aldım.
Nihayet dün sabahın erken saatlerinde toplantıya girmeden önce Fatih Birol’u yakaladım.
Libya’daki olayların ardından toplantılardan nefes alamayan Birol, 28 üyesi olan Uluslar arası Enerji Ajansı’nın alarm durumunda olduğunu söylüyor.
Uluslar arası Enerji Ajansı üyelerinin ciddi bir petrol stokları var.
Ajans bugünlerde bu stokun piyasaya sürülüp sürülmemesi gerektiğini, sürülecekse hangi miktarlarda olacağını tartışıyor.
Libya’ya dönersek, televizyondan duyduğum kadarıyla çılgın Kaddafi en son ülkesindeki petrol boru hatlarını havaya uçurmakla tehdit etmiş.
Birol’a göre, Libya dünyadaki petrolün sadece yüzde 2’sini üretiyor.
Bu kargaşadan en büyük darbeyi yiyecek olan ülke İtalya zira petrolünün yüzde 32’si Kaddafi’den.
Kaddafi ile Berlusconi aşkının nedenini bilmem anlatabildim mi?
PANİĞİN ÜÇ NEDENİ
Tabii bu arada Libya’nın İtalya’daki yatırımlarını da unutmamak gerek.
Her neyse, Libya’nın ürettiği petrol miktar büyük değil.
Peki o halde petrol piyasalarındaki bu panik niye?
Fatih Birol’a bu soruyu yönetiyorum.
Uluslar arası Enerji Ajansı’nın baş ekonomisti paniği üç nedene bağlıyor:
TÜRKİYE İÇİN TALİHSİZLİK
Fatih Birol, durumu Türkiye için bir talihsizlik olarak tanımlıyor.
“Büyüme sekteye uğrayabilir. Enflasyon baskısı artabilir” diyor.
Arap Dünyasını sarsan ayaklanmalardan çok önce “ucuz petrol” döneminin sona erdiğini söylemiş olan Fatih Birol, üç haneli fiyatlara alışmamız gerektiğini belirtiyor.
AB korktu, kesenin ağzını açtı
LİBYA’daki kanlı görüntüler Avrupa’yı iyici ürküttü.
Avrupa tam Tunus ve Mısır’daki olup bitenleri iyice anlamaya çalışıyordu ki, son yıllarda kucak açtığı Kaddafi’nin ülkesi kaosa yuvarlanıverdi.
Avrupa’nın nasıl paniklediğini AB’nin finansal kolu Avrupa Yatırım Bankası’nın açıklamasında görmek mümkün.
Avrupa Yatırım Bankası önceki gün, 2011 ile 2013 yılları için Akdeniz’in güneyindeki ülkelerin “demokrasiye geçişlerini” kolaylaştırmak için 6 milyar euro kredi vereceğini duyurdu.
Bankanın Başkan Yardımcı Philippe de Fontaine Vive’e göre, Tunus hemen bu yıldan itibaren 1 milyar euro alabilecek.
Kredi yardımından yararlanacak diğer ülkeler arasında Cezayir, Mısır, Fas, Ürdün, Lübnan, Suriye, Filistin var.
Libya ise listede yok.
BARSELONA SÜRECİNİN İFLASI
Bir başka panik işareti şu:
Dün Avrupa Birliği içişleri bakanları Brüksel’de acilen toplanmışlar “göç” meselesini konuşmuşlar.
Zira Libya’dan büyük bir göç dalgası bekleniyor ve bununla yüzleşecek ilk ülke İtalya.
Avrupa Birliği’nin bu panikleme durumu 20 yıllık bir politikanın iflası anlamında.
Hatırlayanlar olacaktır mutlaka.
Avrupa Birliği 1990’lı yılların başlarında “Barselona Süreci” denen bir şey attı ortaya.
Bu sürecin amacı, zengin Avrupalı ülkelerle “yoksul Akdeniz ülkeleri” arasında bir diyalog başlatmak, bu ülkelerde demokratikleşmeyi tetiklemekti.
Tabii esas mesele güneyden kuzeye durdurulamayan göçü önlemekti.
Barselona Süreci’nin canlı olduğu yıllarda Madrid, Barselona, Marsilya. Sicilya, Casablanca’da “Akdenizli Kadın Gazeteciler” ağının bir mensubu olarak sayısız toplantıya katıldım.
“Akdenizli Kadın Gazeteciler” ağı da zaten Barselona Süreci sırasında ortaya çıkmıştı.
Sonradan yok oldu gitti.
Toplantılarda yoksul Akdeniz ülkelerinin refaha kavuşmaları gerektiğini kim bilir kaç kez AB’nin en yetkili ağızlarından duydum.
Barselona Süreci’ni yıllarca yakından izledim.
Avrupa Birliği’nin bu sürece nasıl paralar saçtığını gördüm.
İşte sonuç ortada.
Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Şimdi bakalım 6 milyar euro kredi ne işe yarayacak?
Paylaş