Leonardo, işadamlarına model olacağını bilseydi sevinir miydi?

Michael Gelb, best-seller olmuş kitabında, Leonardo gibi düşünmek için neler yapılması gerektiğini 7 ilke olarak sıralamış. Kitabın yayınlanmasının üzerinden altı yıl geçtikten sonra İstanbul’da konferansta bunları tekrarlıyor.

Amerikalı Michael Gelb ‘Leonardo da Vinci gibi düşünmek’ kitabını 1998 yılında yazmış.

Kitap o yıllarda ABD’de best-seller olmuş.

18 dile çevrilmiş, dünyada 300 bin satmış.

Geçenlerde İstanbul’da ‘Başarının Yol Haritası’ konferansının programında Gelb’in adını görünce hiç üşenmeden Lütfi Kırdar’ın yolunu tuttum.

Birkaç dakika gecikmişim, içeri girdiğimde sahnedeki Gelb, salondaki işadamlarına ve işkadınlarına Leonorda da Vinci’nin bir mektubundan söz ediyordu.

İş başvurusu mektubu!

1482 yılında Floransa’dan başka şehirlere doğru yelken açmak isteyen Leonardo da Vinci’nin Milano’da Lodovico Dükü’ne hizmetlerini sunduğu doğru.

Gelb’e göre, Leonardo da Vinci düke yazdığı mektubunda sanattan, mimariye yeteneklerini yazmış, icatlarını anlatmış.

‘Ama’ diyor Gelb, ‘Leonardo da Vinci sanattaki, mimarideki becerilerinden ötürü değil kişiliğiyle Lodovico Dükü’nü büyülediği için işe alınmış.’

Milano’ya iş görüşmesine gittiğinde Leonardo kendi icadı olan bir çalgıyla düke şarkılar söylemiş.

DEHANIN ANAHTARI

Peki Leonardo’nun dehasının anahtarı nerede?

Gelb bestseller olmuş kitabında, Leonardo gibi düşünmek için neler yapılması gerektiğini 7 ilke olarak sıralamış.

Kitabın yayınlanmasının üzerinden altı yıl geçtikten sonra İstanbul’da konferansta bunları tekrarlıyor.

‘Leonardo’nun ilkelerine’ döneceğim ancak önce Leonardo da Vinci sayesinde ünlenmiş görünen Michael Gelb ile bir iki bilgi.

Kendisinin anlattığına bakılırsa, insanın başarıya ulaşması için yönünü bir ‘star’ın yönüne çevirmek şart.

‘Benim starım Leonardo oldu’ diyor.

Starının Leonardo olduğuna karar verdikten sonra ne yapmış Michael Gelb?

İtalya’yı önce sanatçının doğduğu Anchiano kasabasını ziyaret etmiş ardından Floransa, Milano’ya gitmiş, günler boyunca resimlerini, kara kalem çalışmalarını incelemiş.

Leonardo’ya aylarca, yıllarca konsantre olduktan sonra kitap ortaya çıkmış.

Şimdi yeniden Lütfi Kırdar’a dönelim.

Sahnede Michael Gelb.

HEP BERABER İTALYANCA

Leonardo gibi düşünmenin ilk ilkesini ya da adımını açıklıyor:

‘Merak’

Sözcüğü İtalyanca olarak söylüyor:

‘Curiosita’

Açıklamasına geçmeden önce salondakilere bu sözcüğü tekrarlattırıyor.

Herkes bir ağızdan İtalyanca bağırıyor: ‘Curiosita’

Yaşamı, çevresini her şeyi sorgulamak.

Diğer adımlar ve birlikte İtalyanca yüksek sesle tekrarlamalar peş peşe geliyor.

Dimonstrazione, yani hata yapmaktan korkmamak ve ders çıkarmak.

Senzazione, ya da beş duyunun önemi.

Sfumato,
belirsizlikten, paradokstan kaçmamak.

Arte/scienza, bilimle sanat arasında dengeyi sağlamak

Corporalita, bedenle kafa arasındaki uyum.

Connessione, her şeyin birbiriyle bağlantılı olması.

Gelb, ‘Leonardo ilkeleri’nin salonda yarattığı etkiden pek memnun eline üç tenis topu alarak bunları havaya atmaya başlıyor.

Doğrusunu isterseniz bundan sonra ipin ucunu kaçırmışım, havaya fırlatılan tenis toplarının Leonardo da Vinci ile ilgisini çıkartamadım.

Ancak Gelb, bu işi gayet maharetli bir şekilde yapıyordu.

Salondaki işadamlarının ve işkadınlarının bundan sonraki yaşamlarında Leonardo’nun etkisini hissedip hissetmeyeceklerini kestiremiyorum.

Ya Leonardo da Vinci?

Gökyüzünden bir yerlerden, yüzünde o meşhur Mona Lisa gülümsemesiyle Lütfi Kırdar’da olup bitenleri izleseydi ne düşünürdü?

Kara kalem çalışmaları, resimleri, freskleri, Galata Köprüsü dahil sayısız buluşlarının arkasında yatan benzersiz dehasının bir hap gibi, para ve başarı peşinde olanlara sunulmasına sevinebilir miydi?

Hiç sanmıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları