Küçükçekmece Gölü kolektör ihalesi 16 yıl önce yapılmış

KÜÇÜKÇEKMECE Gölü’nden havalanmaya kalkışan karabatakları gördünüz mü?

Katran gibi yoğun yeşil bir tabaka halinde gölü kaplayan yosunlar yüzünden kanatları yapış yapış olmuş kuşlar büyük bir çevre felaketinin kurbanı...

Yalnız onlar mı?

Gölün kıyısına vurmuş ölü balıklar da öyle.

Felaket yıllardır geliyorum demiş kimse ciddiye almamış.

Oysa çevredeki evlerin ve sanayi tesislerinin atıklarını boşalttıkları Küçükçekmece Gölü’nü temizlemek için ilk adım tam 16 yıl önce atılmış.

Yani 1988 yılında.

İSKİ, çevre kirliliğinin bu boyutlarda olmadığı o dönemde gölün temizlenmesi gerektiği kararını almış ve kolektörlerin devreye girmesi için ihale açmış.

İhaleyi kimin kazandığını, ne olduğunu sormak gereksiz.

İşte sonuç ortada.

Bu bilgiyi başka bir konuyla ilgili aradığım İSKİ eski genel müdürlerinden Atom Damalı veriyor.

Damalı bugün bir danışmanlık şirketinin başında.

Geçen şubat ayında İzmit’teki Yuvacık Barajı’ndan Mısır’da faaliyet gösteren bir Fransız şirketine su satmayı başarmış.

Çok yazıldı, çizildi...

İzmit Belediyesi hayli pahalıya mal ettiği Yuvacık Barajı’nın suyunu satmakta zorlanıyor.

Bu yüzden Damalı, Mısır’da bir petro-kimya tesisi yapmakta olan Fransız şirketini bulunca her türlü kolaylığı gösterip suyun yükleneceği limana boru hattı döşüyor.

Mısır’a üç kez Yuvacık Barajı’ndan su sevkiyatı yapılmış.

Ama binbir zorlukla.

Zira İstanbul Liman Müdürlüğü, suyu ‘tehlikeli sıvı’ maddeler kategorisine sokarak tankerin limana yanaşmasına izin vermemiş bir süre.

Devreye Deniz Müsteşarlığı’nın girmesiyle sevkiyat yapılmış.

Düşünün...

İzmit ve İstanbul civarında müşteri bulunamayan pahalı suya Mısır’dan müşteri bulunuyor ama bürokrasi hemen engelleyecek bir şey buluyor.

Damalı’nın verdiği başka bir örnek Manavgat Suyu.

Manavgat’ta yıllar önce 135 milyon dolarlık bir tesis kuruluyor.

Arıtması, yükleme platformu, her şeyiyle dört dörtlük bir tesis.

Özal’ın hayali buradan Akdeniz ülkelerine, Libya, İsrail, Kıbrıs’a su satmak.

Ne ki özelleştirme filan derken şimdi günde yarım milyon metreküp su sokağa atılıyor.

Kısaca, önümüzdeki yıllarda Ortadoğu’da daha da stratejik hale gelecek su gibi bir ürünü ne kullanmayı, ne de değerlendirmeyi biliyoruz.

Göllerimizin değerini de bilmediğimiz gibi.

Yaşam Kalitesi İçin Stratejik Düşünmek

ELİMİN
altındaki kitabın adı ‘Geleceği Şekillendirmek-Yaşam Kalitesi İçin Stratejik Düşünmek’.

Bu esasında Küçükçekmece Gölü’nün kirlenmesine, Manavgat suyunun satılamamasına yol açan zihniyetin günün birinde değişmesini sağlayacak bir kitap. Uzun soluklu stratejik planlama yapmayan, ‘günü kurtarmaya’ yönelik zihniyetin bizlere nelere mal olduğunu görüyoruz hep birlikte.

ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yılmaz Argüden, kaleme aldığı kitapta geleceği şekillendirmenin kültürümüze uzak bir kavram olduğu tespitinde bulunmuş.

Peki Türkiye geleceğini nasıl şekillendirecek?

Argüden, kitabın ‘Türkiye Vizyonu Oluşturmak’ bölümünde bazı ipuçları veriyor.

İki önemli nokta: Rekabet gücümüzü artırmak ve zihinlerde yer etmek.

İnsanların Türkiye adını duyunca zihinlerine olumlu şeylerin gelmesini sağlamanın yolları ne?

Argüden bunlara da ışık tutuyor.

Rota Yayınları’ndan çıkan kitabı, artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanan herkes okumalı.

Dünyanın en önemli sorunu yoksulluk ve açlık

DÜNYA
Ekonomik Forumu, kamuoyu araştırma kuruluşu Gallup International’a dünya çapında bir araştırma yaptırmış.

Soru: ‘Dünyanın önümüzdeki yıllar mücadele edeceği en önemli sorun nedir?’

60 ülkede, 50 bin kişiyi kapsayan araştırmanın sonucuna göre, dünyanın yüzde 44’ü yoksulluk ve açlığı birinci sıraya koymuş.

Yüzde 44 bir ortalama.

Kıtalara göre bu oran değişiyor.

Afrika’da yüzde 49, Latin Amerika’da yüzde 50.

Kuzey Amerika’da ise sadece yüzde 29.

Yani oralarda açlık ve yoksulluğun ne gibi boyutlara ulaştığını bilen, farkedenlerin oranı daha düşük.

Bizim için ilginç bir nokta.

Sadece Türkiye, İsrail ve Mısır’ın dahil edildiği Ortadoğu’da oran yüzde 62’ye fırlamış.

Yoksulluk ve açlık konusunda en bilinçli ülkelerden biriyiz anlayacağınız.

Dünyanın diğer sorunlarına gelince...

Gallup bunları şöyle sıralamış: Global işbirliğinin geliştirilmesi, çevre, hastalıklarla mücadele ve ilköğrenim.
Yazarın Tüm Yazıları