REFEDANDUMDAN tam 24 saat sonra Girne’de Jasmine Court Oteli’nin lobisinde Nihat Develioğlu ve Serden Hoca ile birlikte oturuyoruz.
Kıbrıs Türk tarafında ‘evet’, Ada’nın güneyindeki ezici ‘hayır’ turizmi ve emlak piyasasını nasıl etkileyecek? Bunları konuşuyoruz.
Nihat Develioğlu Jasmine Court’un Genel Müdürü ve yaklaşık 6 yıldan beri burada.
Serden Hoca ise KKTC’nin en deneyimli emlakçısı, hayli çetrefil bir konu olan mülkiyet meselesini en iyi bilen kişi.
Nihat Develioğlu’na yılda 3 milyon turist ağırlayan Kıbrıs Rum kesimini yakın bir tarihte inceleme fırsatını bulmuş. Türkiye açısından ilginç bir noktaya dikkat çekiyor: Rum kesimine İngilizler’in hemen arkasından en fazla rağbet edenler Ruslar.
Son on yılda KKTC’de turizm geliri sürekli bir düşme trendine girerken, Rum kesiminde sürekli artmış.
KKTC’nin turizm geliri 1994’te 224 milyon dolarken 2002’de 95 milyon dolar. En hızlı düşüş döviz krizinden sonra.
Rum kesiminin, ambargo nedeniyle izole edilmiş durumdaki KKTC’nin aksine dünyaya açık olması, yabancı yatırımcı çekmesi ve Dünya Bankası, AB kredilerini akıllıca kullanması turizmi kelimenin tam anlamıyla patlatmış.
Develioğlu, Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye gireceği 1 Mayıs tarihine kadar olan sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. ‘Önümüzdeki günlerde uluslararası camia nezdinde referandum için gösterdiğimiz performansı gösterebilirsek ambargonun kaldırılmasını sağlayabiliriz’.
Bunun ilk faydası turizme olacak.
Ambargonun kaldırılması, KKTC’ye direkt uçuşların başlaması dolayısıyla Avrupa’nın önde gelen tur operatörlerinin güneye göre çok daha güzel ve bakir olan kuzeyi listelerine almaları anlamına gelecek.
EMLAK FİYATLARI KATLANMIŞ
Referandumdan sonra Ada’daki emlak piyasası meselesine gelirsek Serden Hoca önemli tespitlerde bulunuyor.
Avrupa ve özellikle İngiltere’deki emlak piyasını da yakından izleyen Serden Hoca, Avrupa Birliği’ne giren ülkelerde emlak piyasasında büyük bir hareketlenme yaşandığını söylüyor.
İspanya, Portekiz’de öyle olmuş.
Yani Ada’nın güneyinde emlak fiyatlarının katlanması gündemde. Zaten bu durumda bile Kıbrıs Rum kesiminde fiyatlar kuzeye oranla dört misli fazla.
Serden Hoca’dan KKTC’de emlak fiyatlarının Akdeniz ülkelerinden beşte bir daha ucuz olduğunu öğreniyoruz.
Portekiz’de 500 bin sterlin değerindeki bir villayı Girne’de 50 bin sterline almak mümkün.
Kıbrıs Rum kesiminde fiyatların artması kuzeydeki fiyatları da etkileyebilir mi diye soruyoruz?
Etkilemiş bile. Kuzey ile güneyin AB’ye birlikte girmelerinin gündeme geldiği tarihten bu yana fiyatlar yüzde 50 ile yüzde 100 oranında artmış.
KKTC’ye en fazla ilgi gösterenler İngilizler. Kıbrıs’ta 1878’den 1960’a kadar süren İngiliz varlığı nedeniyle bu böyle. Güneye oranla çok daha ucuz olan Ada’nın kuzeyi emekli İngilizler için bir cennet.
Ne var ki şimdilik rafa kaldırılan Annan Planı da mülkiyetle ilgili bazı belirsizlikleri beraberinde getirmiş.
İngilizlerin rahatsızlığı ilgili bir haber bu haftaki Sunday Telegraph Gazetesi’nden. Habere göre, üç gün önce Kutup Dalgakıran ile birlikte ziyaret ettiğimiz, ‘İngiliz Köyü’ diye bilinen Karmi Köyü’nü geçenlerde 50 kadar Kıbrıslı Rum basmış.
1974 öncesi sahibi oldukları evlerin gayri yasal olarak İngilizlere satıldığını iddia ederek olaylar çıkartmışlar.
Karmi’de bir eve 120 bin sterlin ödeyen İngiliz şaşkın. Ev kendisinin mi, değil mi?
Bulgaristan ve Romanya’yı geçtik ama neye yarar
DÜNYA Ekonomik Forumu, Lizbon 2004 raporunu yayınlamış.
Rapor bir anlamda, Avrupa Birliği’nin 2000 yılında Lizbon’da aldığı, ‘2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi ekonomisi olma’ kararında gelinen noktayı tespit etmeyi amaçlıyor.
Rapordaki veriler 1 Mayıs tarihinde aday olacak bazı ülkelerin, bazı alanlarda 15 üye ülkenin önünde olduğunu ortaya koyuyor.
Mesela Estonya bilgi toplumu sıralamasında Yunanistan’a fark atıyor.
Rapora göre en rekabetçi ülke Finlandiya. Ardından Danimarka ve İsveç geliyor.
ABD geri kalan 12 AB ülkesinin önünde.
Raporda iki tablo mevcut ancak buraya ancak Türkiye’nin yer aldığı tabloyu almak mümkün.
Tablodan anlaşılacağı gibi, Türkiye rekabet sıralamasında 2007’de üye olmaları beklenen Bulgaristan ve Romanya’dan önce yer alıyor.
Raporu kaleme alan da zaten bunu not düşmüş ve ‘Üyelik perspektifi verilen Türkiye diğer üyelerle farkı kapatabilir’ demiş.